Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

Dumur Hikayeler

> 1 <

venoM
۞.fnym.۞

grup tuttuğum takım
Yarbay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 2039 ileti
Yer: Çanakkale
İş:
Kayıt: 14-03-2006 14:13

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #203711 09-05-2007 13:17 GMT-1 saat    
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Geçen hafta artık basımı yapılmadığı için sahaflarda aramak zorunda olduğum bir kitap için (Ahmet Hamdi Tanpınar'ın, Saatleri Ayarlama Enstitüsü) Taksim'deydim. Çiçek Pasajı'ndaki bir çok sahafı tek tek gezdim eli ayağı düzgün, kitaptan anlayan bir tip bulup sorabilmek için, zira Türkiye'de alaksız işleri alakasız kişilerin yaptığını biliyorum.
Gözüme kestirdiğim 30 - 35 yaşları arasındaki erkek tezgahtara; "Saatleri Ayarlama Enstitüsü isimli bir kitap arıyorum" dedim. Tezgahtar da kendinden gayet emin bir tavırla; "Bizde saatlerle ilgili kitap bulunmaz" dedi. Ben de sakince bu kitabın saatlerle ilgili bir kitap olmadığını, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın bir romanı olduğunu belirttim. Israrcı ve bir o kadar da yardımsever tezgahtar; "Bizde Ahmet Hamdi Tanpınar'ın saatlerle ilgili yazdığı kitaplar da bulunmaz" diyerek beni ikinci kez dumura uğrattı.
O günden beri kendime gelemediğim için kitabı bulamadım. Bulan arkadaşlar lütfen bildirsin.


Öğreten Adam ve Kan Bağı Olmayan Oğulları
Mekan: Karaköy Vapur İskelesi
Tarih: 16 Nisan 1999
Saat: 11:30 A.M.
Hikaye: Kadıköy'den gelen vapur Karaköy'e yanaşır, yolcularını boşaltır. Önde 8 - 10 yaşlarında iki tane çocuk, hemen arkalarında çocuklarla hiç bir bağlantısı olmayan 35 - 40 yaşlarında, öğretici eleman yürümektedir. Çocuklar vapurun kıç tarafına geldiklerinde suya bakarak takılmaya başlarlar. Öğretici elemanımız takılmayı hissederek atlar ve der ki:
"İşte Çocuklar ... Bunlar da bervane ... Bunlar dönüyo ... Gemi gidiyo"
Arka taraf yarılır, kasıklara ağrı girer.


Birini Bana Verir misin?
Bir gün bizim arkadaş sabah kahvaltı etmeden uykulu uykulu evden çıkıp otobüse biniyo. Otobüste karnı fena acıkıyo ve kafasından "iki hamburger olsa da yesem" diye geçiriyo. O sırada yanındaki kız ona "bir tanesini bana versene" diyo. Bizim eleman afallıyo, "Nasıl olur lan! Bu kız beynimi mi okuyo" diye düşünüp bir daha aklından iki hamburger geçiriyo. Kız gülümseyerek "Bir tanesini verir misin" deyince eleman dönüp; "Keççaplı mı olsun?" diyo. Kız; "Sen ne salak şeysin. Şunların bir tanesini versene" deyince eleman durumu çakıyo:
Meğerse bizim denyo, otobüsün demirinde olan ve insanların düşmemek için tuttukları şeylerden iki tane tutuyormuş. Bunu geç de olsa anlamış ama bütün otobüse rezil rüsva olmuş.


Vileda Sapı
Körüklü otobüs. Onlara bindiğim zaman ortasında durmak bana büyük bir zevk verir ve yine ortasındayım. Şöför direksiyonu çeviriyor ve bende ters istikamette dönüyorum.
Karşıda bir adam oturuyor, kucağında yeni aldığı Vileda Temizlik Seti. Önünde kovası, içinde de paspası, paspasın uzun sapı yukarıya doğru uzuyor. Kendini top model sanan bir bayan karizmatik hareketlerle ileriden yavaş yavaş geliyor, içinden; "Bu otobüsün en güzeli benim" diyor ve bir de ne göreyim: Adamın tuttuğu paspas sapını otobüsün tutma yeri zannedip kavramasın mı! Temizlik seti sahibi dahil herkes kıza bakıyor ve kahkahalar patlıyor. Cindy Crawford'ın karizma sıfıra iniyor, seviniyorum.


Şurdan İki Tane Uzatır mısınız?
Şimdi bizim eleman sabah okuluna gitmek için minibüse biniyo. Arkasındakiler para veriyo, bu da önündekine uzatıyo. İki 500'lük veriyorlar; Birinden iki, birinden üç kişi diyorlar. Elemanımızın parayı verdiği adam buna; "Hangisinden üç, hangisinden iki kişi" diye soruyo. Bizimki dumur oluyo. Dolmuş gülüyo, birinci perde kapanıyo. Şak şak şak alkışlar.


Yaşlı Teyze
Bostancı minübüslerinden biri. Minübüs bir durakta daha duruyor ve yaşlı sayılabilecek bir teyze, çok şeker bir teyze, minübüse biniyor. Kapısı elle kapatılan minübüsün kapısını kapatıyor ama kapı kapanmıyor. Şöför, "Teyzecim biraz daha hızlı çek" diyor. Teyze tekrar yükleniyor kapıya, yine kapanmıyor. "Teyze biraz daha kuvvetli. Şöyle iyice çek." diyo şöför. Kadın hızlıca çekiyo, yine kapanmıyo kapı. Sonra şöför, "Teyze. Kuvvetli kuvvetli... Şöyle kolundan tut kapının, iyice bi çek." diyo. Kadın kapıyı bir kere daha şöyle kuvvetlice çekiyor...
Kapının camı kırılıyor.
Yaşlı teyze minübüs şöförüne dönüyor ve "Kusura bakmayın. Çok özür dilerim. Çok utandım." filan diyor. Şöför abimse, "Ne özürü be!! Zittin kapıyı da pencereyi de, otur yerine." diyor. Tabi minübüste herkes dumura uğruyor.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


fnym

BalabaN

grup tuttuğum takım
Cezalı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 313 ileti
Yer: Türkiye
İş: Her İş....
Kayıt: 07-04-2007 05:49

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#204794 11-05-2007 05:25 GMT-1 saat    
paylaşım için sağ ol

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <