Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

İnsan Ömrü Kaç Gündür?

> 1 <

FuRKaN216

grup tuttuğum takım
Albay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 7836 ileti
Yer: lere tükürmeyin tükürülcek o kadar surat varken:D
İş: de bu benim profilim:)
Kayıt: 13-12-2006 18:56

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #216170 25-05-2007 12:42 GMT-1 saat    
Üç günlük dünyada, insanın ömrü de üç günden ibarettir.
Dün, bugün, yarın…
Dün, mazi ırmağına katıldığı için bir daha ele geçmesi mümkün değildir.
Yarının ise geleceği şüphelidir.
Öyleyse gerçek ömrünüz içinde bulunduğumuz bir günden ibarettir.
Dolayısıyla en akıllı iş, yirmi dört saati iyi değerlendirmektir.
İsterseniz çerçeveyi biraz daha daraltalım ve bu dünyadaki hayatımız üç saatten ibarettir diyelim.
Hatta bu üç saatten de indirim yapıp bütün sermayemizin bir saatlik zaman dilimi olduğunu belirtelim.
Öyle değil mi efendim?
Önceki bir saatimiz uçup gitmiştir.
Bir daha ele geçmeyeceği kesin bir gerçektir.
Sonraki bir saatlik vaktin geleceği ise meçhuldür.
Gelmemesi de ihtimal dahilindedir.
Demek oluyor ki asıl ömrünüzü, içinde bulunduğumuz bir saat teşkil ediyor.
Öyleyse saati, taate sarf edelim, böylece vakit ve nakit ilişkisini daha dikkatli ve rikkatli bir gözle değerlendirmeye çalışalım.
Tabii siz isterseniz bu bir saati üç dakikaya kadar indirebilirsiniz. Hatta “saniye”yi de bu hesaba katarsanız yanlış bir işlem yapmış olmazsınız. Evet efendim, bütün bunlardan anlaşılıyor ki hayatımız bir “ân-ı vahid”den ibarettir.
Mezar taşındaki kitabe, kitaba girecek kadar güzel ve ibretamiz olan şu cümleyi kulaklarımıza fısıldıyor.
“Beni bir Fatiha ile an. Unutma, an bu andır. Dem bu demdir.

Niçin itiraf etmeyelim, bilmek insanı mutlu ettiği gibi, bilmemek de huzur vesilesi olmaktadır. Düşünelim bir kere, bir ay sonra öleceğini bilen adam da rahattan, huzurdan eser kalır mıydı? Halbuki üç günlük ömrü kalan bir insan, tabii ki bunu bilmediği için, daha çok uzun yıllar yaşayacakmış gibi hareket ediyor. En küçük bir endişe bile duymuyor. Uzun sözün kısası, Allah'ın kullarına verdiği en büyük nimetlerden birini de gaybı bilmemesi teşkil ediyor.
İnsanın ömrü ikiye ayrılıyor, birincisini herkesin bildiği, yaşadığı otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş, seksen, bilemediniz yüz yıllık zaman dilimi, diğerini ise “Ömr-ü Sani” dediğimiz ikinci ömrümüz oluşturuyor. Birinci ömrümüz süreli, ikinci ömrümüz ise süresizdir. İnsanın ikinci ömrü, sür git devam ediyor. Bu konuda en güzel sözü Eefendiler Eefendisi söylüyor: “İnsan öldükten sonra amel defteri kapanır. Dünya ile bütün ilişkisi kesilir. Fakat üç sınıf insan vardır ki onlar öldükten sonra da yaşarlar. Sevap kazanmaya devam ederler. Bunlar cami çeşme, okul, yol, köprü vesaire gibi “Sadaka-i Cariye” tesis edenler. Hayırlı evlat yetiştirenler. Eserleriyle ilimlerinden insanları faydalandıranlardır!” buyuruyor. İnsanlık tarihine şöyle bir göz attığımız zaman ikinci ömrünü yaşayan, hayırla anılan, eserleri hizmet vermeye devam eden, şanlı ve şanslı kimselere her zaman, her yerde rastlıyoruz. Fani ömrü elliyi bile bulmayan Fatih Sultan Mehmet, ikinci ömrüyle aramızda yaşamayı sürdürüyor. Şehirlerin sultanı olan İstanbul'un ortasına kondurduğu Fatih Camii başta olmak üzere, diğer bütün mabetlerde adı anılıyor. Kendisine dualar ediliyor, Fatihalar okunuyor. Sinan, Süleymaniye'yle hiçbir faniye nasip olmayan sırrı yakalıyor. Her saniye hayırla yad ediliyor. Baki kalan bu kubbede hoş bir sada bıraktığı için “beka”nın sırrına eriyor. Şeyh Galip, Hüsn-ü Aşk”ıyla aşkın hüsnünü, şaşkın insanlara bile gösteriyor. Mehmet Akif'in “Safahat”ı, okuyanları sefahatten, sefaletten kurtarıyor. Kısacası alimler, arifler, müellifler, müverrihler musannifler, mütercimler, muallimler, mürebbiler, bilumum ilim ve sanat erbabı saygıyla, hürmetle, minnetle anılıyor. Bu anlamda yerin üstündekileri, büyük oranda yerin altındakiler idare ediyor. Bir kere daha belirtelim ki, insanın gerçek hayatını, varlık sebebini bıraktığı eserler, yani ikinci ömrü teşkil ediyor. Bakınız, işin sırrını keşfeden şair ne diyor:

Adını hayr ile andırmaya eyle gayret
Aleme geldiğine bir taşı terk etme delil
Taşını da naaşını da mahveder amma eyyam
Ebedi daim olur elsinede zikri cemil

Dursun Gürlek

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


gulberg

grup tuttuğum takım
Yarbay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 258 ileti
Yer:
İş:
Kayıt: 25-09-2006 10:18

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#216295 25-05-2007 15:39 GMT-1 saat    
güzel paylaşım.emeğine sağlık.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


FuRKaN216

grup tuttuğum takım
Albay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 7836 ileti
Yer: lere tükürmeyin tükürülcek o kadar surat varken:D
İş: de bu benim profilim:)
Kayıt: 13-12-2006 18:56

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#216856 26-05-2007 10:00 GMT-1 saat    
sagol gulberg

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <