Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

55 yıllık Mescid-i Aksa nöbeti

> 1 <

FuRKaN216

grup tuttuğum takım
Albay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 7836 ileti
Yer: lere tükürmeyin tükürülcek o kadar surat varken:D
İş: de bu benim profilim:)
Kayıt: 13-12-2006 18:56

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #220852 03-06-2007 21:11 GMT-1 saat    
İlhan Bardakçı'nın kudüs'te yasadığı bir hatıra ilginç ve bir o kadar da ibret vericidir.
Mevki kudüs.Mekan Mescid-ül Aksa,tarih 21 Mayıs 1972 Cuma.ben ve gazeteci arkadasım rahmetli Said Terzioğlu,İsrail Dısisleri rehberlerinnin yardımıile bu mübarek makamı dolasıyoruz.
.........
İlhan bardakçı anlatıyor.''ONu o merdiven basında gördüm.(mescid-i aksanın önündeki merdivenden bahsediyor)İki metreye yakın bir boy...İskeletlesmis vücudu üzerinde bir giysi...palto?..Hayır,kaput,pardösü veya kaftan?..Değil.öyle bir şey iste.
Başındaki kalpak mı takke mi,fes mi?Hiçbirisi değil.oraya dimdik dikilmis.Yüzüne baktım ürktüm.Hasadı yeni kaldırılmıs kıraç toprak gibi.Yüzbinlerce çizgi,kırısık ve kavruk bir deri kalıntısı.
Yanımda İsrail Dısisleri Baskanı Yusuf var.Bizim eski vatandasımız.İstanbullu.''kim bu adam?'' dedim.
laakayidi omuz silkti.''bilmem.bir meczup işte.ben bildim dilelei yıllardıe burdada durmus.çakılı gibi hala durur ya...kimseye bir sey sormaz.kimseye bakmaz,kimseyi görmez.''
nasıl neden niçin hala bilmiyorum yanına vardım türkçe ''selamınaleyküm baba''dedim.
torbalanmıs göz kapaklarının ardında sütrelenmis gibi jiletle çizilmiscesine donuk gözlerini araladı.yüzü gerildi.bana bizim oranım anadolu türkçesiyle
-aleykümselam oğul.. dedi.
donakaldım.ellerine sarılıp öptüm.
kimsin sen baba??dedim.
anlattı ki ben de size anlatacağım.
ama evvela biliniz.o canım devlet çökerken biz küdüsü 401 yıl 3 ay 6 günlük bir hakimiyetten sonra bırakırız.günlerden 9 aralık 1917 pazar günüdür.tutmaya imkan yok.ordu bozulmus çekiliyor,devlet zevalin kapısında.ingiliz girinceye kadar yağmalanmasın diye oraya bir artçı bölük bırakırız.adet odur ki kenti zapt eden galip,asayiş görevi yapan yenik ordu askerlerine esir muamelesi yapamaz.
anlatayım dedim ya gerisini tamamlayayım.
-ben dedi küdsü kaybettiğimiz gün buraya bırakılan artçı bölüğünden...
sustu sora elindeki silahın namlusuna sürdüğü fisekleri atesler gibi zımbaladı:
-ben o gün buraya bırakılmıs 20. kolordu,36.tabur,8. bölük, 11. agır makineli tüfek takım komutanı onbası hasannı...
yarabbi.baktım bir minare serefesi gibi gergin omuzları üzerindeki bası,öpülesi sancak gibiydi...
ellerine bir kere daha uzandım.güler gibi mırıldandı.
-sana bir emanetim var oğul.nice yıllar saklarım.emaneti yerine teslim eden mi?
-elbette, dedim,buyur hele...
konustu:
-memlekete avdetinde yolun tokat sancağına düserse...git,burayı bana emanet eden kumandanım kolağası (onyüzbası)musa efendiyi bul.ellerinden benim ,için bus et(öp).ona de ki...
sonra kumandanı olduğu takımın makinelisi gibi gürledi:
-ona de ki gönül komasın.ona de ki''11. makineli takım komutanı ığdırlı onbası hasan,o günden bu yana,bıraktığın yerde nöbetini basındadır.
tekmilim tamamdır dersin.
sonra yine tas kesildi.bir kez daha baktım.kapalı gözleri ardından dört bin yıllık peygamber ocağı ordumuzun serhat nöbetçisi gibiydi.ufukları gözlüyordu.nöbetinin basında idi.tam 55 yıl kendisini unutusumuzdaki nadanlığımıza rağmen devletine küsmemisti.''
kaynak:zafer dergisi(sayı345)
YILLAR SONRA
merhum ilhan bardakçı bu hatırasını tv de anlattığında zamanın genelkurmay baskanı onu arar ve bu aziz askeri bulması için aracı olmasını ister.bardakçı sonra sunları yazar:hasan onbası bizdendi...o halde unutulmak kaderiydi.öyle de oldu zaten.aramadik ki bulalım.bulunamazdı zaten.o ki göklere bas vermis bir ulu servi idi.ve bizler ki basımızı kaldırmıs olsak bile uzandığı feza ufkuna yetisemeyecek cılız otlara dönmüstük.biz sadece unuturduk.unuttuğumuz diğerleri gibi nöbet noktasındaki elmas manayı unumustuk.
ALINTIDIR
kaynak:zafer dergisi

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <