Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

Benim Memleketim

erciyes dağındaki allah yazısı

Forumlar / Etkileşim / Yarışmalar

 
> 1 <

IV
Assassin

grup tuttuğum takım
Yarbay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 5117 ileti
Yer: Kayseri
İş: Öğrenci
Kayıt: 12-08-2007 08:15

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #289582 05-03-2008 18:59 GMT-1 saat    
Son derece çekişmeli ve harika geçeceğini düşündüğüm bir yarışma ile karşınızdayım.

İnşallah umduğun gibi gider ayrışma kıran kırana.

Yarışmamızın adı Benim Memleketim
Evet yarışma hakkında hemen sizlere kısa kısa bilgi vereyim.

Yarışmamız 2 tur olacak bu ilk tur ve bundan sonraki ise final turu.
Yarışmamızın amacı ise katılan her üye kendi yaşadığı ili yahut ilçeyi bizlere resimli bir şekilde paylaşacak gerek sanatlarını gerek ünlü bir şeyini memleketi hakkında ne bulursa bizimle paylaşacak.

yarışmamız herzamanki gibi yazılı anket olacaktır. 100 iletisi olmayan üyeler oy kullanamaz!

Sıra kurallarda:

- Memleketinizi birkaç resimini paylaşın.
- Hakkında bulabilirseniz kısa bir açıklama yapın (Coğrafi konummu vb...)
- Ünlü olan şeylerini yazın.
- Yarışmaya katılım dışında başka ileti atmayınız.

Yarışmamıza 10 katılım olmadan 2. tura geçilmeyecek, yani yarışmamızın ilk turunda 10 kişi katılınca 2. tur için oylamaya geçeceğiz.

Onun için herhangi bir son katılım tarihi vermeyeceğim.

Evet herkese başarılar inşallah katılım düşündüğümdende fazla olur

En önemli şeyi unuttuk

Ödüller:
- 1. Üyeye +10 Saygınlık,
- 2. Üyeye +5 Saygınlık,
- 3. Üyeye +3 Saygınlık,
- 4. Üyeye +1 Saygınlık,
- 5. Üyeye +1 Saygınlık.


Örnek Katılım:

Kayseri

İnceleme:

Kayseri iç anadoluda 1.165.088 nüfusa sahip bir ildir.
Kayseri Tarım, Hayvancılık, Ormancılık, Madencilik, Ticaret, sanayi özelliklede mobilya sanayinde ülkemizde en gelişmiş illerden birisidir, bunlara örnek olarak markalaşmış ürünlerden İstikbal, Bellona, gibi markalar vardır.

Kayseri'de 20 günlük siyasi gazete, 5 yerel televizyon ve RTÜK'e kayıtlı 16 radyo bulunmaktadır.

Kayseri'nin şuanki belediye başkanı Mehmet Özhaseki'dir

Kayseri'nin plaka kodu 38 alan kodu 0352 dir.

Kayseri değince akla gelen ilk ünlü şeyleri;
Pastırma, Sucuk, mantı vede Kayseri'nin sembolü haline gelmiş Erciyes dağıdır, Erciyes dağı ülkemiz en büyük ikinci sönmüş volkanik dağıdır.

Kayseri ile ilgili bazı resimler:





Erciyes dağında oluşan arapça Allah yazısı:











Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Sadece Yazık...

Casper
Esmâ ül Hüsnâ

grup tuttuğum takım
Yüzbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 1897 ileti
Yer: 192.168.0.1
İş: ½ - Abidik Gubidik :)
Kayıt: 22-10-2006 18:52

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#289592 05-03-2008 19:11 GMT-1 saat    
IV işene karışmış gibi olmasın ama düzenledigin yarışmalar birbirinden güzel *
birde yeniklasor üyelerinin paylaştıgı konuyu* ayın sonunda yada belirlenen süre sonunda * en güzel paylaşımı kim yapmış diye yarışma düzenlense nasıl olur

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Ömer Hayyam'ın dünya ve insan hallerini en kestirme yoldan anlatan bir dörtlüğü.
Yıkık bir saray bu dünya dedikleri,
Gece ve gündüz atlarının durak yeri,
Yüz cemşitten arta kalmış bir dünya bu,
Yüz behram kendinin sanmış bu gökleri
.


rockers

grup tuttuğum takım
Yüzbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 1426 ileti
Yer: Ankara
İş: Öğrenci
Kayıt: 30-12-2007 11:56

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#289595 05-03-2008 19:22 GMT-1 saat    
BEN ROCKERS YARIŞMA METARYALLERİM







BİLGİLER


GENEL TANIM

Ankara, Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti ve İstanbul'dan sonra ikinci büyük şehridir. Eski adı Angora olan şehrin nüfusu 2007 nüfus sayımına göre 4.140.890 (il nüfusu 4.466.756) olup, rakımı 950 metredir.

tarihi eserlerin başında şehrin hemen her yerinden görülebilen Ankara Kalesi gelir.

Şehir Ankara keçisi ve bu keçiden üretilen tiftik, emsalsiz Ankara kedisi, balı, bölgeye özel üzümleri ve beyaz Ankara tavşanı ile ünlüdür.



TARİHİ

Kemal Atatürk, 1920'de karargahını Ankarada kurdu. İsmet Paşa'nın TBMM'ye sunduğu Ankara'nın başkent olması yolundaki yasa teklifi kabul edilir ve 13 Ekim 1923 günü Ankara, Türk Devleti'nin başkenti olur.


COĞRAFYA

Ankara, doğuda Kırşehir ve Kırıkkale; batıda Eskişehir; kuzeyde Çankırı; kuzeybatıda Bolu ve güneyde Konya ve Aksaray illeri ile çevrilidir.


SPOR

Şehirde 2001 yılında Avrupa Basketbol Şampiyonası düzenlenmiştir.

Ayrıca şehirde bulunan ülkemnizin en büyük okulu olan TED Ankara Koleji sayesinde basketbolla özdeleşmiş bir şehirdir.


Futbol dalında şehri Ankaragücü, Gençlerbirliği OFTAŞ, Ankaraspor ve Gençlerbirliği takımları Turkcell Süper Ligi'nde; Şehirdeki en büyük stadyum yaklaşık 20.000 sporsevere ev sahipliği yapabilen ve tamamı kapalı tribünlerden oluşan 19 Mayıs Stadyumudur.



ÇANKAYA KÖŞKÜ



AKMAN TOWER



Kizilay Business Center Ankara



BDDK Building Ankara



Sheraton and Beymen

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Gözümün Gördüğü Hiçbirşeyden Korkmam(Hz.Hamza)

IV
Assassin

grup tuttuğum takım
Yarbay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 5117 ileti
Yer: Kayseri
İş: Öğrenci
Kayıt: 12-08-2007 08:15

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#289597 05-03-2008 19:29 GMT-1 saat    
Rockers Ankara hakkındaki bilgileri sen kendi yorumunla yazarmısın uzun olmuşda kısa ve öz olsun ve kendi yorumun olsun ;)

Senin dediğin çalışmayıda en kısa sürede yapacağım casper

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Sadece Yazık...

rockers

grup tuttuğum takım
Yüzbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 1426 ileti
Yer: Ankara
İş: Öğrenci
Kayıt: 30-12-2007 11:56

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#289599 05-03-2008 19:35 GMT-1 saat    
tamamda benim adım rocker değil rockers bilgin olsun rocker kelimesinden hoşlanmıyorum rockçılara alay için kullanılır. yalnız kendi cümlelerimle ancak yarın yapabilirm tamammı? yarışmaya katılım inş. çok olur

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Gözümün Gördüğü Hiçbirşeyden Korkmam(Hz.Hamza)

IV
Assassin

grup tuttuğum takım
Yarbay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 5117 ileti
Yer: Kayseri
İş: Öğrenci
Kayıt: 12-08-2007 08:15

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#289601 05-03-2008 19:39 GMT-1 saat    
Alıntı:
rockers :
tamamda benim adım rocker değil rockers bilgin olsun rocker kelimesinden hoşlanmıyorum rockçılara alay için kullanılır. yalnız kendi cümlelerimle ancak yarın yapabilirm tamammı? yarışmaya katılım inş. çok olur

Ben rockçı fln değilim kasıtlı olarakda demedim rocker kelimesini sonuna ''s'' koymayı unutmuşum insanlık hali olabilir bunun bukadar üstünde duracağını bilsem kesinlikle yazmazdım tamammı rockers bidaha olmaz bunu asla unutmam

Tamam yarın yazabilirsinin

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Sadece Yazık...

tma
Rock Out..!

grup tuttuğum takım
Binbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 3330 ileti
Yer: Antalya
İş:
Kayıt: 04-05-2007 18:19

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#289752 06-03-2008 11:28 GMT-1 saat    
ANTALYA


Bir turizm kenti olan Antalya güzel bir şehirdir...:)
Takımın futbol takımı Antalyaspor Lig A'da mücadele etmektedir...
Basketbol takımları Antalya Kepez Belediye ve Antalya Büyükşehir Belediye Beko Basketbol liginde mücadele etmektedir...
Antalya Akdeniz Bölgesi'nde bulunmaktadır...







Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Eski nick: 07mert

IV
Assassin

grup tuttuğum takım
Yarbay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 5117 ileti
Yer: Kayseri
İş: Öğrenci
Kayıt: 12-08-2007 08:15

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#289994 07-03-2008 21:37 GMT-1 saat    
Ödülleri yazmayı unutmuşum.

Ödüller:
- 1. Üyeye +10 Saygınlık,
- 2. Üyeye +5 Saygınlık,
- 3. Üyeye +3 Saygınlık,
- 4. Üyeye +1 Saygınlık,
- 5. Üyeye +1 Saygınlık.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Sadece Yazık...

rockers

grup tuttuğum takım
Yüzbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 1426 ileti
Yer: Ankara
İş: Öğrenci
Kayıt: 30-12-2007 11:56

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#289995 08-03-2008 05:02 GMT-1 saat    
IV tanımları kısalttım haberin olsun.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Gözümün Gördüğü Hiçbirşeyden Korkmam(Hz.Hamza)

gh25908gh

grup tuttuğum takım
Onbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 183 ileti
Yer: ANKARA
İş: OGRENCİ
Kayıt: 29-11-2007 11:22

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#290286 09-03-2008 08:49 GMT-1 saat    
Guzellikler diyarı İhlara memleketim! AKSARAYIN bi kasabası!
İHLARA

Aksaray'a 40 km uzaklıktadır. Ihlara Vadisi, Hasandağı'volkanından püskürtülen lavların akarsu aşındırması sonucunda oluşan kanyon şekilli bir vadidir. Melendiz çayı, milyonlarca yıllık bir sürecin sonunda, 14 kilometre uzunluğunda ve yüksekliği yer yer 110 metreye ulaşan kanyon görünümlü bu vadiyi meydana getirmiştir. Bu çatlaklardan yol bulan kanyonun bugünkü halini almasını sağlayan Melendiz çayına ilk çağlarda Kapadokya ırmağı anlamına gelen "Potamus Kapadukus" denilmekteydi.

14 km uzunluğunda ki vadi Ihlara'dan başlar, Selime'de son bulur. Vadinin yüksekliği yer yer 100 -150 m dir. Vadi boyunca kayalara oyulmuş sayısız barınaklar, mezarlar ve kiliseler bulunmaktadır. Ihlara vadisi'nde kiliselerdeki süslemeler VI.yüzyılda başlayarak XIII. yüzyılın sonuna kadar devam etmiştir.

Bazı barınaklar ve kiliseler yeraltı şehirlerinde olduğu gibi birbirine tünellerle bağlantılıdır.

Kiliseler

Vadi içerisinde 105 kilise vardır. Bunlardan ziyarete açık olanlardan bazıları ise; Eğritaş Kilisesi, Ağaçaltı (Daniel)Kilisesi, Sümbüllü Kilise, Yılanlı Kilise, Kokar Kilise, Pürenliseki Kilisesi, Eskibaca Kilisesi, Saint Georges (Kırkdamaltı) Kilisesi, Direkli Kilise ve Ala Kilisedir.
BURASI VADİNİN İCİ!

SUMBULLU KİLİSE!

VADİYE BAKIS!


MELENDİZ CAYI!


KİLESE İCİ!

VADİNİN BİTİSİNDEKİ DİER KASABA SELİME!

ZİGA KAPLICALARI! BURASIDA IHLARANIN YANINDA

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu



ORTAMIN BİTTİGİ YERDE BEN BASLARIM SEKLİM İCİN OLUR TARZIM İCİN YASARIM!

..._...|..____________________, ,
|....../ `---___________----_____|] = = = = = D
|...../_==o;;;;;;;;_______.:/
|.....), ---.(_(__) /
....// (..) ), ----"
...//___//
..//___//
.//___//

kadir70

grup tuttuğum takım
Er Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 7 ileti
Yer:
İş:
Kayıt: 21-04-2007 21:04

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#290290 09-03-2008 09:03 GMT-1 saat    
BALIKESİR/AKÇAY/HASAN BOĞULDU

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


rockers

grup tuttuğum takım
Yüzbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 1426 ileti
Yer: Ankara
İş: Öğrenci
Kayıt: 30-12-2007 11:56

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#290293 09-03-2008 09:08 GMT-1 saat    
gökhan resimler ve açıklamalar güzel oyum sana ayrıca kadir70 doğru düzgün katıl şu yarışmaya

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Gözümün Gördüğü Hiçbirşeyden Korkmam(Hz.Hamza)

gh25908gh

grup tuttuğum takım
Onbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 183 ileti
Yer: ANKARA
İş: OGRENCİ
Kayıt: 29-11-2007 11:22

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#290295 09-03-2008 09:13 GMT-1 saat    
tskkrler rockers gsl yer ama dimi memleketim die solemiorum

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu



ORTAMIN BİTTİGİ YERDE BEN BASLARIM SEKLİM İCİN OLUR TARZIM İCİN YASARIM!

..._...|..____________________, ,
|....../ `---___________----_____|] = = = = = D
|...../_==o;;;;;;;;_______.:/
|.....), ---.(_(__) /
....// (..) ), ----"
...//___//
..//___//
.//___//

MaYK
Graphic Designer

grup tuttuğum takım
Albay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 6061 ileti
Yer: Samsun
İş:
Kayıt: 24-02-2007 08:21

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#290299 09-03-2008 10:00 GMT-1 saat    




Samsun, Orta Karadeniz Bölgesi'nde Yeşilırmak ve Kızılırmak deltalarının arasında kalan bölgede yer almaktadır. Kuzeyinde Karadeniz'in yer aldığı ilimizin komşuları; doğusunda Ordu, batısında Sinop, güneyinde Tokat ve Amasya, Güney batısında ise Çorum illeridir.


Eğitim

2006-2007 öğretim yılında ilimizde ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde toplam: 1.680 okulda, 13.649 öğretmenle 256.827 öğrenciye öğretim sunulmaktadır.
İlimizde şehir ve köylerde olmak üzere 1.048 ilköğretim okulu,20 yatılı ilköğretim bölge okulu, 7 özel ilköğretim okulu, 9 özel eğitim okulu olmak üzere toplam 1.084 ilköğretim okulunda, 187.207 öğrenciye, 8.989 öğretmen hizmet vermektedir..


Sağlık

Türkiye'de Hastane sayısı içinde Kamu Hastaneleri oranı %76 iken Karadeniz Bölgesinde % 82 ,Samsun ilinde ise % 86 dır. Karadeniz Bölgesinde Özel Hastanelerin oranı Türkiye genelinden oldukça düşük ve % 4, Samsun ilinde ise % 14 dür.


Ekonomi ve Sanayi

Samsun'dan dünyanın 100 farklı ülkesiyle karşılıklı olarak dış ticaret yapılmaktadır. İhracatı yapılan başlıca ürünler; narenciye domates, üzüm, buğday unu gibi gıda mamülleri ile, minibüs, elektrik malzemesi gibi sanayi ürünleridir. Ayrıca liman, kara, hava ve demiryolu ulaşım altyapısı çok güçlü olan Samsun diğer şehirlerinde ihracat noktası konumundadır.


İklim

Samsunun iklimi, sahil ve iç kesimlerde değişiklik gösterir. Sahil şeridi Karadenizin etkisinde nemli ve kışları ılık olmasına karşın iç kesimler Akdağ ve Canik Dağları etkisi altında karasal iklime sahiptir. En soğuk ay ortalaması 6,9 °C en sıcak ay ortlaması ise 23,2 °C dir.


Samsun Sevgi Gölü

Huzur bulabileceğiniz bir mekandır. Yemek yiyebilirsiniz ayrıca çocuklar için de parkı vardır.



Samsun Köprüsü



Atatürk Heykeli

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Ulaşmak isteyen arkadaşlar mesaj atabilirler...

c€m_y!lmaz

grup tuttuğum takım
Yüzbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 1518 ileti
Yer: lere tükürün tükürülecek surat kalmadı
İş: saygınlık maaşım
Kayıt: 10-12-2007 16:47

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#290307 09-03-2008 10:46 GMT-1 saat    
Tokat/erbaalıyım





Tokat, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biridir.



bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)




bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)



bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)



bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)




bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)



bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)

erbaa bilgiler

TARİHÇE

Bu günkü Erbaa'nın tarihte ilçe olarak yer alması yaklaşık yüz yıllık bir geçmişe dayanmaktadır. Bu haliyle çok yeni bir yerleşim birimi sayılabilir. Buna karşılık, İmbat deresinin ilçe merkezinden ayırdığı HOROZTEPE ile, çevredeki bazı köylerin tarihi geçmişi çok daha eski zamanlara uzanmaktadır. Şu halde Erbaa'ya ilişkin tarihçeyi, sadece ilçe merkezinin geçirdiği evrelere değil, ilçe topraklarının tamamını içine alan bölgeye oturtmak gerekmektedir. Erbaa'nın tarihi, bilhassa Amasya-Niksar ile daha sonra Tokat tarihleriyle iç içedir.



ERBAA ADI

"ERBAA" kelimesi, Arapça olup "dört" anlamına gelmektedir. Resmi kayıtlarda 18. yüzyılın başlarından itibaren Erbaa adının kullanıldığıgörülmektedir. Bir ara bu kelime "Nevahi-i Erbaa" şeklinde kullanılmıştır. O dönemlerde Niksar Amasya arasında en önemli yerleşim brimleri; Erek, Karakaya, Sosuna (Uluköy) ve Taşabat (Taşova) idi. Nüfus yönünden ancak birer nahiye büyüklüğünde ve aynı bölgede olmalarından hepsine birden Nevahi-i Erbaa yani "dört nahiye" deniliyordu. Hatta tahakkuk eden vergiler de bu isimle kaydediliyordu. H.1256/M.1840 da, Erbaa adıyla maruf dört nahiyenin (Erkek, :Karakaya, Sonusa, Tşabat) vergisi 47ı243 kuruş olarak resmi evraka geçmiştir. Buna göre Erbaa; Erek, Karakaya, Sonusa ve Taşâbat'ın genel bir adı olmuş, dördü birden sanki bir kaza (ilçe) görünümünü almıştır. Hatta resmiyette Kaza-i Erbaa tabiri de kullanılmıştır.

ORTA ÖĞRETİM KURUMLARI
1-75. Yıl Erbaa Lisesi
2-Coşkun Önder Lisesi
3-Ticaret Meslek Lisesi
4-Kız Meslek Lisesi
5-İmam Hatip Lisesi
6-Endüstri Meslek Lisesi
7-Karayaka Lisesi
8-Yılmaz Kayalar Anadolu Lisesi

ERBAA'DA EKONOMİ
Tarım: Erbaa Tokat'ın en zengin ilçelerinden biridir. Fert başına düşen ortalama yıllık gelir Türkiye standartlarının altında değildir. Düşük gelirliler genellikle orman köylerinde oturan ailelerdir. İlçe merkezinde tarım ürünlerinin yanı sıra son 15 yıl içerisinde görülen sanayi patlama...
ERBAA'DA HAYVANCILIK
İlçe, hayvan yetiştiriciliğine uygun bir konuma sahiptir. Çünkü yumuşak ikliminin yanında, yedi bin hektardan fazla çayır ve meralar oluşturmaktadır. Bu bakımdan hayvancılık, tarım ürünleriyle birlikte bölge insanının yaşayışında önemli bir yere sahiptir. Hele köylerde genellikle her hane ihtiyaçlar...
ERBAA'NIN YÖRESEL DİLİ
Erbaa'ya EREK-sütunlara DİREK,
Sırığa da CEREK-denilir bizde

Kızanlara CİTİL-yataklara MİTİL,
Çokbilmişe ÇEPİL-denilir bizde.

Av itine TAZU-araziye YAZU,
Büyük dişe AZU-denilir bizde.

Taş dibeğe- SOKU-ceketlere SAKU,
Lavantaya KOKU-denilir bizde.

Mısır ekmeğine ÇIZLAK-Bol giysiye FOLTAK,
Doğru söze ESSAH-denilir bizde.

Kısalara GÜDÜK-Korkaklara HÖDÜK,
Piç armuda ÇÖRDÜK-denilir bizde.

Boğazlara ÜMÜK-İçi boşa KÜFÜK,
Civcivlere CÜCÜK -denilir bizde

Başörtüsüne BÜRÜK-azıcığa ECÜK,
Alkışlara CEPÜK-denilir bizde.

Tatsızlara SASUK-Tuzsuzlara SARSUK,
Yolsuzlara SAPUK-denilir.

Hindilere CULUK-hızlıya da ÇABUK,
İsteye de AHACUK- denilir bizde.

Karaktere HUY'U-Kaba adama AYU,
Sayılara SAYU-denilir bizde.

Kevgirlere İLİSTİR-Havlulara PEŞKİR,
Kötülere İLEZİR-denilir bizde.

Güc, Kuvvete TAKAT-Sedirlere Makat,
İç organa SAKATAT- denilir bizde.

İnce boya KALEM- tatlı söze Kelam,
Lahanaya KELEM- denilir bizde.

Patatese GOSTİL-Kızılcığa ZOĞAL
Basamağa BADAL- denilir bizde.

Horozlara FORUZ-Parlayana GAMÜŞ,
Mandaya da KÖMÜŞ- denilir bizde.

Boz ayrana GATIK-Satılmışa SATIK,
İflaslara BATIK- denilir bizde.

Kovalara SİTİL-Banyolara YUNAK,
Cayanlara DÖNEK- denilir bizde

Koşanlara SEĞİRT- cesurlara YİĞİT,
Çekirdeğe ÇİGİt- denilir bizde.

Saç ekmeğine FETİL- Gözlemeye İŞKEFE,
Terazi kabına Kefe- denilir bizde.

Muşmula'ya TÖNGEL- elbiseye URBA,
Küçük çuvala TORBA- denilir bizde.

Güldürene KOMİK- çirkinlere GAŞMER,
Göz etmeye İŞMAR-denilir bizde.

Geçen yıla BILDIR- İlk sütlere AVUZ,
Yaramaza YAVUZ- denilir bizde.

Sözümüzün seyri, Uzaman etme HAYRİ,
Baş ağrıttın gayri, denilir bizde

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu




bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile) Ofiste Yatarım


bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile) Gömerim Ozaman Öğrenci Klasiği


bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)




bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)


Counter Klanımıza alım vardır Cs 1.6

IV
Assassin

grup tuttuğum takım
Yarbay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 5117 ileti
Yer: Kayseri
İş: Öğrenci
Kayıt: 12-08-2007 08:15

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#290407 09-03-2008 18:19 GMT-1 saat    
Oğulcan... ve cmylmz tanımlar sizemi ait?

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Sadece Yazık...

MeHmEtaLiCe
Geldi geçti..

grup tuttuğum takım
Yarbay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 5625 ileti
Yer:
İş:
Kayıt: 10-11-2006 18:23

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#290430 09-03-2008 20:44 GMT-1 saat    
Alıntı:
IV™ :
Oğulcan... ve cmylmz tanımlar sizemi ait?
Bana sormadın ama ben cevap vereyim. Tanımlar Vikipedi'ye aittir.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


IV
Assassin

grup tuttuğum takım
Yarbay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 5117 ileti
Yer: Kayseri
İş: Öğrenci
Kayıt: 12-08-2007 08:15

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#290463 10-03-2008 13:12 GMT-1 saat    
Lütfen yarışmaya başlamadan kuralları okusanız, ben Wikipedia'nın değil sizin yorumlarınızı istiyorum.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Sadece Yazık...

rockers

grup tuttuğum takım
Yüzbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 1426 ileti
Yer: Ankara
İş: Öğrenci
Kayıt: 30-12-2007 11:56

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#290942 12-03-2008 19:40 GMT-1 saat    
arkadaşlar hadi daha az katılım olmuş biraz gayret edin arkadaşlar tüm üyeleri burada görmek isteriz.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Gözümün Gördüğü Hiçbirşeyden Korkmam(Hz.Hamza)

dynamitMC

grup tuttuğum takım
Er Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 10 ileti
Yer: Değişken
İş: Öğrenci
Kayıt: 17-03-2008 13:03

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#291932 17-03-2008 14:01 GMT-1 saat    
İSTANBUL



bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)



bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)



bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)




bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)

İstanbul, tarih boyunca çeşitli imparatorluklara başkentlik yapan, Türkiye'nin ve Avrupa'nın en kalabalık şehri.

23 MİLYONdan fazla nüfusuyla dünyanın 3. en kalabalık şehri. 133 milyar dolarlık yıllık üretimiyle Dünyada 34. sırada yer alır. Türkiye'nin kültür ve finans merkezidir. İstanbul, 41° K, 29° D koordinatlarında yer alır. Marmara kıyısı ve İstanbul Boğazı (Boğaziçi) boyunca, Haliç'i de çevreleyecek şekilde Türkiye'nin kuzeybatısında kurulmuştur. İstanbul'un Avrupa'daki bölümüne Rumeli yakası, Asya'daki bölümüne ise Anadolu yakası denir. Dünyada iki kıta üzerinde kurulu tek metropoldür. 32 ilçesi vardır.

Dünyanın en eski şehirlerinden olan İstanbul, 330 -395 yılları arasında Roma İmparatorluğu, 395 - 1204 ile 1261 - 1453 yılları arasında Bizans İmparatorluğu, 1204 - 1261 arasında Latin İmparatorluğu ve son olarak 1454 - 1922 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yapmıştır.Şimdi de Türkiye Cumhuriyeti'ne başkentlik yapmaktadır


İlçeleri;
Adalar
Avcılar
Bağcılar
Bahçelievler
Bakırköy
Bayrampaşa
Beşiktaş
Beyoğlu
Büyükçekmece
Beykoz
Eminönü
Esenler
Eyüp
Fatih
Gaziosmanpaşa
Güngören
Kadıköy
Kağıthane
Kartal
Küçükçekmece
Pendik
Sarıyer
Silivri
Sultanbeyli
Şile
Şişli
Tuzla
Ümraniye
Üsküdar
Zeytinburnu

Avrupa ile Asya kıtaları arasında köprü görevi gören, bunların birbirine en çok yaklaştığı iki uç üzerinde kurulmuş bir şehirdir
Alan kodu: (Trakya) 212 (Anadolu) 216
Plaka kodu:34

Akarsulardan 71 km olan Riva Çayı, kaynaklarını Kocaeli ilinden alır.
Hem çoğumuz da İstanbul'da yaşıyoruz.
Toprak inanılmaz derecede verimlidir.Sanayi oldukça gelişmiştir.Tarım pek fazla yapılmaz.Fakat Marmara bölgesi'nde İstanbul'un dışındaki yerlerden oldukça iyi ürünler elde edilmektedir.Tarım ürünü çeşitliliğinde ilk sıradadır.Ayçiçeği ve pirinç üretiminde Türkiye'de ilk sırada yer alır.
Hayvancılık olarak da kümes hayvancılığı,arıcılık,balıkçılık ve ahır hayvancılığı yapılır.

Tarım olarak şu ürünler yetiştirilir:
-Buğday,patates,tütün,fındık,Şeker pancarı,mısır,ayçiçeği,Zeytin,Keten,Meyve ve sebzeler ile soğan yetiştirilir.

Zor oldu bunları toplamak.Bir de cmylmz gibi yapmadım.Tek tek elimle yazdım.Düzenledim.Kitap anlatıyor gibi olmadı.Hepsi kendi cümlelerim.

100 ileti sahibi olmayanlar oy kullanamıyordu.Peki 100 ileti sahibi olmayanlar yarışmaya katılabiliyorlar mı? (BANA OY VERİİİİNNN!!!)

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Siz!Forum üyeleri!Sİzden istediklerim var!
1-) Bana saygınlık verin
2-) Fakat gerektiği zaman
3-) Vereyim mi?,Vermeyeyim mi demeyin.Buyrun verin
4-) Ama gerektiğinde bakın aaaaa.Sonra sözünüzden dönmek yok
5-) Vermiyor musunuz?İyi öle olsun.Ne yapayım sizi?
6-) Bana bak!ooo öle ters cevaplar falan yoook!
7-) Karışma bana ağzını burnunu kırarım.
8-) Gelsene hadi.Tek tek gel.
9-) Boğarım seni havuzun dibinde.Geberesice ne olcak!
10-)Gebeeer!Cehennemin 7 kat dibine git.
11-)İnebiliyosan daha da in

crazy-charisma07
By The Hayat...

grup tuttuğum takım
Çavuş Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 1261 ileti
Yer: Sence ?
İş: Avea-iş
Kayıt: 22-03-2008 15:05

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#296610 20-04-2008 11:16 GMT-1 saat    
konya'nın türkiye deki yeri

konya il haritası



Topraklarının büyük bir bölümü İç Anadolu Bölgesinde, bir bölümü de Akdeniz Bölgesinde bulunan Konya, Türkiye'nin yüzölçümü itibari ile en büyük ilidir.

Konya'nın doğusunda Niğde, güneyinde İçel ve Antalya, batısında Isparta ve Afyonkarahisar, kuzeybatısında Eskişehir, kuzeyinde de Ankara illeri yer almaktadır.

Anadolu'nun orta kesiminde yer alan il toprakları bir plato görünümündedir. Bu platonun kuzey kısmında yer alan ve doğu-batı doğrultusunda uzanan Bozdağlar'ın üzerindeki tepeler farklı yükseklikte olup, bunların en yükseği Karadağ Tepe (1.919 m.)'dir. Bu tepeler arasında da yer yer geçitler bulunmaktadır. Kuzeyden güneye doğru uzanan Sultan Dağları (2.169 m.), Aladağlar (2.339 m.), Loras Dağı (2.040 m.) ve Eşenler Dağı (1.951 m.) ilin batısını engebelendirir. Toros dağlarının sınırladığı Geyik Dağı (3.130 m.), Bolkar Dağları (3.134 m.), Aydos Dağları (3.240 m.) ilin güneyindeki başlıca engebelerdir. Konya'da Karapınar Ovası'nın güneyinde Karacadağ (2.025 m.), güneybatıdaki Erenler Dağı (2.319 m.), batıdaki Takkeli Dağı (1.400 m.) diğer volkanik kütlelerdir.

Konya ili, doğal açıdan kuzeyinde Haymana platosu, kuzeydoğuda Cihanbeyli Platosu ve Tuz Gölü'ne, batısında Beyşehir Gölü'ne ve Akşehir Gölü'ne, güneyinde Sultan Dağları'ndan başlayan Karaman ilinin güneyine kadar devam eden, Toros yayının iç yamaçları önünde bir fay hattı boyunca oluşmuş volkanik dağlara, doğusunda ise Obruk platosuna kadar uzanmaktadır.

Volkanik dağların dışında, Karapınar yakınlarında kül konilerine rastlanır. Bunlar genç volkanik faaliyetler sonucunda oluşturulmuş küçük konilerdir. Konya'nın ormanları ve su kaynaklarının büyük bölümü buradaki yükseltilerde yer almaktadır. Bölgenin güneyindeki kireç taşlarından oluşmuş yükseltilerin bulunduğu yerlerde mağaralar oluşmuştur. Bunlardan Çamlık mağaralar ve Seydişehir'de bulunan Tınaztepe mağarası , en önemlileridir.

Güneyden kuzeye, batıdan doğuya doğru alçalan Konya'nın büyük bir bölümünü oluşturan platolar bulunmaktadır. Ortalama yükseklikleri 1.000 m.ye ulaşan, geniş düzlüklerden oluşan Cihanbeyli ve Obruk platoları bunların en önemlileridir. Obruk platosunda kireç taşı tabakaları üzerinde gelişmiş karstik şekillerden olan obruklara rastlandığından, plato bu isimle anılmıştır. Bu obrukların en büyüğü Kızören obruğudur. Konya'nın kuzeydoğusunda yer alan Kızören obruğu kireç taşlarının çözülmesi ile oluşmuştur. Ayrıca obruk içerisine suların dolması ile aynı ismi alan bir de göl oluşmuştur. Obruk platosu yörenin en çukur yeri olan Tuz Gölü ile Konya ve Ereğli ovalarını birbirinden ayıran bir eşik görünümündedir. İlin kuzeyinde, Tuz Gölü'nün batısında Cihanbeyli platosu yer almakta olup, genel olarak kireçtaşı tabakaları ile kaplıdır. Bu plato akarsular tarafından az parçalanmış dalgalı bir yüzeye sahiptir.

Konya platolarından sonra en fazla alanı kaplayan ovalar genellikle buradaki bir gölün ortadan kalkması veya göl tabanındaki alüvyonların birikmesinden ötürü ortaya çıkmıştır. Obruk platosunun kuzeyindeki çukur alanda Tuz Gölü, güneydeki Hotamış bataklığı ile İvriz bataklıkları burada oluşan eski göl kalıntılarıdır.

Konya ve Ereğli ovaları ilin en geniş ovalarıdır. Bu ovalar Konya ve Ereğli arasında geniş düzlükler şeklinde uzanırlar. Konya ili bu ovaların batı ucunda kurulmuştur. Çumra, Karapınar ovaları ile Bozdağların kuzeyinde yer alan Altınekin, Sarayönü ve Kadınhanı ovaları ilin başlıca ovalarıdır. Bu ovalar dışında; Beyşehir ovası, Seydişehir ovası, Doğanhisar ovası ile Yukarı Sakarya ovalarının güney ucunu oluşturan Yunak ve Akgöl ovaları bulunmaktadır.

Konya ili sınırları içerisinde daha çok mevsimlik ve sel rejimli akarsular yer alır. Buradaki akarsuların boyları kısadır. Konya ilinin geniş sahaları, kapalı havza olması sebebiyle akarsular ova tabanlarındaki bataklıklarda kaybolur. Bölgedeki akarsular kar ve yağmur suları ile beslenirler. Konya'daki yağış rejimi düzensiz olduğu için bu akarsuların rejimi de düzensizdir. Bir çoğu, yaz aylarında kururlar; ancak ilkbahar ve yaz aylarında kısa süreli sağanak yağışlar ile sel baskınlarına sebep olabilmektedir. Konya'da akarsuların su toplama havzaları farklı yönlere akış gösterirler. Bunlardan Yukarı Sakarya Nehri'ne ulaşan Gökpınar Deresi ile Karadeniz'e, Göksu Nehri'nin kuzey kolu olan Hadim Çayı, Manavgat Nehri'nin yukarı havzası çevresindeki dere ve çaylar açık havza niteliğinde olup sularını Akdeniz'e ulaştırırlar.

Bu akarsulardan Tuz Gölü, Çavuşçu Gölü, Beyşehir Gölü, Ereğli Ovasındaki Akgöl, Hotamış Bataklığı çevresindeki yükseltilerden kaynağını alan dereler ise, kapalı havza şeklindeki bu alanlara dökülürler.

İlin güneyindeki kapalı havzanın merkezinde Konya ve Ereğli ovalarında kuraklık nedeniyle göl oluşmaz ve buradaki yükseltilerden kaynağını alan dereler ovada kaybolurlar.

Konya'da yer alan en büyük ve en önemli akarsu Çarşamba Suyu'dur. Kaynağını Bozkır ilçesindeki yükseltilerden aldıktan sonra Beyşehir Gölü'nün ayağı ile birleşerek Çumra Ovası sular. Çarşamba Suyu üzerinde, sel sularını önlemek ve sulama amaçlı Apa Barajı kurulmuştur.

Konya ilinde Meram Çayı, Sille Deresi, May Deresi, İvriz, Bolasan, Çiğil, Doğanhisar İnsuyu, Göksu, Adıyan, Engilli, Çavuşköy, Karasu Çayları da diğer önemli akarsulardandır. Şehrin içme ve kullanma suyu olarak kullanılan Hatıp, Çayırbağı, Mukbil ve Dutlu Suyu ve Hotamış Bataklığı çevresindeki çeşitli su kaynakları da bulunmaktadır.

Konya ili sınırları içerisinde bir çok tabii göl ve bataklık bulunmaktadır. Bunların bazılarının suları acı ve tuzlu, bazılarının da tatlıdır. Bu göller oluşum yönünden de birbirinden farklı özellikler gösterirler.

Kapalı bir havzanın merkezindeki Tuz Gölü Türkiye'nin yüzölçümü olarak ikinci büyük gölüdür. Yaz aylarında buharlaşma nedeniyle küçülen gölün derinliği 12 m. civarında olup, kuruyan kesimlerde oluşan tuz tortulları Türkiye'nin tuz gereksinimini karşılamaktadır.

Konya-Isparta sınırı üzerinde, Konya'nın batısında yer alan Beyşehir Gölü, Türkiye'nin 3. büyük gölüdür. Aynı zamanda en büyük tatlı su gölüdür. Tektonik-Karstik olaylardan oluşan Beyşehir Gölü, aynı zamanda Türkiye'nin en önemli milli parklarından biridir. Su ürünleri açısından ekonomik değeri yüksek olan Gölün iki plajı, 22 adası ve pek çok kayalığı bulunmaktadır. Göl Ornitolojik bakımdan önemli bir kuş üreme, barınma, beslenme ve konaklama merkezidir. Tektonik olaylardan oluşan, Konya'nın kuzey batısında, Konya-Afyonkarahisar il sınırında yer alan Akşehir Gölü'nün suyu tatlıdır. Sulama suyu olarak kullanılmakta olup kamış üretimi de yapılan göl, su ürünleri açısından ilin ekonomisinde önemli yer almaktadır.

Konya'nın tektonik oluşumlu göllerinden Suğla Gölü, ilin güneybatısında, kuzeybatısında Ilgın (Çavuşçu) Gölü yer almaktadır. Ayrıca Ereğli ilçesinin batısında, İvriz Deresi'nin suları ile beslenen Akgöl sazlıklarında 200'ün üzerinde kuş türü yaşamaktadır. Küçük bir göl olan Yunak Gölü'nün çoğu yeri bataklıktır. Bunların dışında Konya'nın karstik sahalarında, karstik şekillerden olan obrukların sularla dolması ile çok ufak göller meydana gelmiştir. Bunlar Kızören obruğu, Timraş obruğu, Obruk gölü, Çiralı gölü, Meyil gölüdür.

Ayrıca il topraklarında volkanik göller de bulunmaktadır. Bunlar; volkan konilerinin çevresinde volkanizmanın etkisi ile daire şeklinde çanaklar oluşmuştur. Bu çanaklara suların dolması ile Acıgöl Maarı ve Meke Gölü gibi küçük maar gölleri meydana gelmiştir. Bu krater göllerinin içerisinde magnezyum sülfat çözeltileri vardır. Bu nedenle suları acıdır ve gölde canlı yaşamaz.

Meke Gölü, Kültür Bakanlığı, Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1.Derece Doğal Sit Alanı ilan edilmiştir. Konya ilinde Çumra, Ereğli, Cihanbeyli, Akşehir, Yunak ovalarında yaklaşık 20 ila 100 m. arasında zengin yer altı suyu bulunmaktadır.

Konya ili sınırları içerisinde Türkiye'nin en büyük alüminyum (boksit) ve magnezit yataklarının yanısıra, kömür, kil, çimento hammaddeleri, kurşun-çinko, barit madenleri ile önemli oranda yer altı suyu rezervleri bulunmaktadır. Alüminyum (boksit) yatakları Seydişehir ilçesi güneyinde Üst Kretase zaman aralığında karasal ayrışmalarla meydana gelmiştir. Magnezit yatakları ise Meram ilçesi sınırları içerisinde olup tek başına hem Konya'nın hem de dünyanın en büyük rezervli (80 milyon ton) magnezit yatağıdır. Yunak civarında Magnezit ve az miktarda lüle taşı yatakları bulunmaktadır.

Ilgın (Haremi Kurugöl), Beyşehir ve Seydişehir ilçelerinde Pliyosen yaşlı toplam 750 milyon ton rezervli linyit kömürü yatakları bulunmaktadır. Beyşehir, Selçuklu ve Ilgın civarında önemli miktarlarda kil yatağı vardır. Ayrıca Bozkır'da barit, Hadim (Kızılgeriş) ve Bozkır'da (Küçüksu) kurşunçinko yatakları bulunmaktadır.

Ayrıca Konya'nın birçok yerinde çimento hammaddelerinden kil, kalsit, jips, tras, kireçtaşı ve dolomit gibi hammaddeler bulunmaktadır. Konya ve çevresindeki Çumra, Ereğli, Cihanbeyli, Akşehir, Yunak ovalarında yaklaşık 20-100 metreler arasında yer altı suyu bulunmakta ve bazı yerlerde bu su artezyen yapmaktadır.

Konya ilinde en fazla alana sahip yeryüzü şekli ova ve platolardır. Ovaların tabanlarında yer alan çukur kısımlarında kapalı havzalar oluşmuştur. Yükseltiler az yer tutar, genellikle ilin güneyinde toplanmıştır. Ovalar, platolarla birbirinden ayrılmıştır. Platolar akarsular tarafından fazla derin parçalanmamıştır. Açık havza kısımları da vardır. Deniz seviyesinden ortalama yüksekliği 1.016 m.dir. Yüzölçümü 39.000 km2, toplam nüfusu 2.217.969'dur.

Konya ilinde karasal iklim hüküm sürmekte olup, yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk, sert ve yağışlı geçer. Konya 326 mm. ile Türkiye'nin en az yağış alan bölümüdür.

Konya ili içerisinde geniş düzlükler olmakla birlikte ovalar ve platolar arasında iklim elemanlarının değerlerinde farklılıklar olmaktadır. Yüksekliğe bağlı olarak sıcaklık düşmekte, yükseltilerde ise tamamen farklı olmaktadır. Konya'da yıllık ortalama sıcaklık 11.5 derecedir. Temmuz ayında ortalama sıcaklık 23 derecedir. Ocak ayında ortalama sıcaklık 0 derece civarındadır. Maksimum sıcaklık 40.0 derece ve minimum sıcaklık 28.2 derecedir.

İlin ekonomisi tarım, hayvancılık, sanayii, halıcılık ve turizme dayalıdır. Yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler; buğday, arpa, şeker pancarı, nohut, kuru fasulye, patates, soğan, yulaf, çavdar, mercimek, ayçiçeği, fiğdir. Meyve olarak, üzüm, elma, kavun, armut, karpuz, kiraz, vişne yetiştirilir. Sebzecilikte ise; domates, havuç, lahana, pırasa, sakız kabağı, fasulye, ıspanak ve salatalık yetiştirilmektedir. Hayvancılıkta büyük ve küçükbaş hayvan besiciliği yapılmakta olup, sığır, Ankara keçisi, kıl keçisi, tiftik keçisi ve koyun yetiştirilir. Tavukçuluk, arıcılık da yapılmaktadır. Akarsu ve göllerde de tatlı su balıkçılığı yapılmaktadır.

İldeki belli başlı sanayii kuruluşları, dokuma, şeker, un, bisküvi, meyve suyu, tuğla, kiremit, tarım makineleri, makarna, bulgur, irmik, rafine tuz, salça, deri ve deri konfeksiyon, yonga levha üreten fabrikalar ve iş yerleri bulunmaktadır. Küçük sanayiinin belli başlı etkinlik kolları arasında; tarım araçları, metal eşya üretimi, dokumacılık, orman ürünleri ve gıda sektörleri bulunmaktadır. Konya, Beyşehir, Ladik'te halı dokumacılığı ön plandadır. Konya'nın Mevlâna'dan ötürü turizmi ekonomide ön planda gelmektedir. Ayrıca Konya'daki müzeler, Selçuklu eserleri, orman içi dinlenme yerleri, Meram Bağları, Akşehir'de Çamlıköy, Beyşehir'de Yakamanastır, Kaleçamlığı, Kızılören Çamlığı diğer turistik nitelikli yerleridir.

İl topraklarında, tuz, linyit, civa, barit, kireçtaşı, bentonit, magnezit, alimünyum, asbest, sepiyolit (lületaşı), kurşun, çinko, çimento hammaddesi, dolomit, jips, tras, kil, kalsit hammaddesi yatakları bulunmaktadır.

Konya'nın eski çağlardan, günümüze değin çok fazla değişime uğramayan ismi vardır. Söylentiye göre; eski çağlarda kente zarar veren bir canavarı öldüren kişiye şükran ifadesi olarak bir anıt yapılmış, bunun üzerine de bu olayı anlatan bir resim çizilmiştir. Bu anıta da İkonion ismi verilmiştir. Zamanla İkonion adı, İcconium'a dönüşmüştür.

Roma döneminde İmparatorların adlarıyla değişmiş, Claudiconium, Colonia Selie, Augusta İconium gibi isimlere dönüşmüştür. Bizans kaynaklarında Tokonion olarak geçen Konya'ya Ycconium, Conium, Stancona, Conia, Cogne, Cogna, Konien, Konia isimleri yakıştırılmıştır. Arapların Kuniya dedikleri bu isim, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de değişmemiş, günümüze kadar gelmiştir.

Konya'nın ilk yerleşimi Neolitik Çağa (MÖ.8000-5500) kadar inmektedir. Bunu Kalkolitik Çağ (MÖ.5500-3500), İlk Tunç Çağı (MÖ.3500-2000) yerleşimleri izlemiştir.

Ayrıca Karahöyük ve Ereğli'de yapılan araştırmalar Hitit döneminde de yörede yerleşim olduğunu göstermiştir. Neolitik Çağa ait yerleşimlerin Canhasan, Çataklhöyük ve Erbaa'da; Kalkolitik Çağa ait yerleşimlerin Canhasan, Çatalhöyük; İlk Tunç Çağına ait yerleşimlerin Alaaddin Tepesi ve Karahöyük'te olduğu yapılan kazılarda ortaya çıkmıştır. Bu bakımdan Konya Anadolu'nun en eski yerleşim merkezlerinin bulunduğu bir ildir.

Konya'nın Çumra İlçesi'nin 10 km. doğusunda yer alan Çatalhöyük'te yapılan kazılarda 13 yapı katı ortaya çıkarılmıştır. Buradaki en erken yerleşim katı M.Ö. 5500 yıllarına tarihlendirilmektedir. Burada ilk ev mimarisi ve ilk kutsal yapılara ait özgün buluntularla karşılaşılmıştır.

Çatalhöyük'teki yerleşimin, şehirciliğin en iyi bilinen dönemi 7. ve 11. katlarda ortaya çıkmıştır. Bu evler tek katlı olup, girişler damdaki bir delikten merdivenlidir. Evlerin duvarları sıvalı, üzerlerine resimler yapılmıştır. Bunlar eski çağ insanının duvarlara yaptığı ilk resim örnekleridir. Ayrıca Çatalhöyük kazısında ele geçen heykelcikler, ana tanrıça kültürü ibadetin başlangıcı ve zamanın inançları hakkında özgün bilgiler vermektedir.

MÖ.XIII.yüzyılda Hititler yöreye egemen olmuş, Eflatunpınar ve Ereğli'deki kaya kabartmaları da bu dönemden günümüze kadar ulaşmıştır. Hititlerin ardından yöre Friglerin ve Kimmerlerin egemenliğine girmiştir.

MÖ.VII.yüzyılda Lydialıların, MÖ.VI.yüzyılda Perslerin egemenliğindeki yöre, Kapadokya Satraplığının sınırları içerisinde kalmıştır. Büyük İskender'in Pers Devletini Anadolu'da ortadan kaldırması ile birlikte MÖ.334'te Makedonya Krallığına bağlanmıştır.

Konya yöresi MÖ.I.yüzyılda Pontus yönetiminde kalmış, daha sonra Pontus ve Romalılar arasında zaman zaman el değiştirmiştir. MS.VII.yüzyılın başlarında Sasaniler, yüzyılın ortasında Araplar kısa süreli de olsa yöreye hakim olmuşlardır.

Malazgirt Savaşı'ndan (1071) sonra Oğuz boyları Anadolu'ya hakim olmuş, Alparslan'ın komutanlarından Kutalmışoğlu Süleyman Şah Konya ve yöresini fethettikten sonra batıya yönelmiş, Anadolu Selçuklu Devleti de 1074'te kurulmuştur. Anadolu Selçukluları devletin başkentini İznik olarak seçmişlerse de I.Haçlı seferi sırasında İznik'i kaybedince Konya'yı kendilerine merkez yapmışlardır. Bundan sonra Konya Anadolu Selçukluları'nın mimari eserleri ile bezenmiş ve kısa sürede Anadolu'nun en gelişmiş kentlerinden biri olmuştur.

Anadolu Selçukluları döneminde Konya, kültür ve sanatta altın çağını yaşamıştır. Devrin ünlü bilginleri, filozofları, şairleri, mutasavvıfları, musikişinasları ve diğer güzel sanatların üstatlarını bir araya getirmiştir. Bahaeddin Veled, Mevlâna Celaleddin başta olmak üzere Kadı Burhaneddin, Kadı Sıraceddin, Sadreddin Konevi, Şahabeddin Sühreverdi gibi bilginler, Muhyiddin Arabî gibi mutasavvıflar Konya'da yerleşmişler, verdikleri eserlerle şehri bir kültür merkezi haline getirmişlerdir.

Özellikle Mevlâna fikir ve felsefesi ile insanlığı aydınlatmış Mesnevi, Divan-ı Kebir gibi eserleri ile Anadolu'daki ilk aydınlanma felsefesinin temelini atmıştır.

Nasreddin Hoca da güldüren ve düşündüren fıkraları ile Konya'nın kültür ve sosyal hayatının gelişmesinde büyük katkısı olan bilge bir kişidir.

Bu dönemde Konya'da kütüphaneler açılmış, tarih, edebiyat, felsefe, sanat, tıp, kozmoğrafya, hukuk ve din alanında, tarihi ve kültürel atılımlar yapılmış, buna bağlı olarak medreseler, camiiler, kütüphaneler, türbeler, çeşmeler, kaleler, hanlar, hamamlar, çarşı ve bedestenler, köprüler, saraylar yapılmıştır.

Konya, Anadolu Selçukluları'nın yıkılmasına (1308) kadar Selçukluların başkenti olmuş, daha sonra Karamanoğulları'nın eline geçmiştir. Yıldırım Beyazıt 1398'de Konya yöresini Osmanlı topraklarına katmışsa da Ankara Savaşı'nda (1402) Timur'a yenilince Karamanoğlu Beyliği yeniden kurulmuştur.

Bu arada Moğollar bir süre Konya ve yöresine egemen olmuşlardır. Bundan sonra Osmanlılar ile Karamanoğulları yöre için sürekli çekişmiş ve sonunda Fatih Sultan Mehmet Karamanoğlu Beyliği'ni 1465'te ortadan kaldırınca Konya da Osmanlı topraklarına dahil olmuştur.

Fatih Sultan Mehmet Rumeli (Sofya), Anadolu (Kütahya), Rum (Tokat) Eyaletlerinden sonra dördüncü eyaleti merkezi Konya olmak üzere kurmuştur. Konya'daki Karaman eyaleti başına ilk zamanlarda, Osmanlı şehzâdeleri vali olarak atanmıştır. Bunlar, Fatih'in ortanca oğlu Şehzâde Mustafa, küçük oğlu Şehzâde Cem, II. Beyazîd'ın büyük oğlu Şehzâde Abdullah, Şehzâde Mehmet'tir. Böylece bu Osmanlı şehzadeleri 1470'ten 1513'e kadar eyaleti yönetmişlerdir.

Kanuni Sultan Süleyman zamanında Şehzade II.Selim de burada valilik yapmıştır. Tanzimat döneminde eyalet için, Karaman adı yerine Konya denilmiştir.

Mevlevi kültürünün merkezi konumundaki Konya, Celali Ayaklanmalarında büyük zarar görmüştür. Daha sonra Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa 1832'de kenti ele geçirmişse de yapılan Kütahya Antlaşması (1833) ile geri çekilmiştir. Kurtuluş Savaşı sırasında baş gösteren Delibaş ve Bozkır ayaklanmaları sırasında Konya bir süre isyancıların elinde kalmıştır.

I.Dünya Savaşı'ndan sonra 22 Ocak 1919'da İngilizler Konya tren istasyonunu denetimleri altına almış, 25 Nisan 1919'da İtalyanlar burasını işgal etmiştir. Batı Cephesi'nde Yunanlılara karşı İnönü Savaşları'nı kazanılması üzerine, İtilaf Devletleriyle anlaşmazlığa düşen İtalya, 12 Mart 1920'de işgalden vazgeçerek geri çekilmiştir. Böylece Konya işgalden kurtulmuştur.

Cumhuriyetin ilanı ile birlikte il konumuna getirilmiştir.

Konya'da günümüze gelebilen tarihi eserlerin başlıcaları; Çatalhöyük, Beyşehir Erbaba Höyüğü, Beyşehir Eflâtunpınar Anıtı, Fasıllar Anıtı, Ereğli İvriz Kaya Kabartması, Beyşehir Kalesi,Akmanastır (274), Hagia Eleni Kilisesi (327), Sahip Ata Külliyesi (1283), Alaaddin Camisi, Selimiye Camisi (1565), Aziziye Camisi (1676), İnce Minareli Medrese, Sırçalı Medrese , Taş Mescit (1215), Sırçalı Mescid (XIII.yüzyıl), Tahir ile Zühre Mescidi, Beyhekim Mescidi (XIII. Yüzyıl) Mevlâna Türbesi ve Dergâhı, Beşare Bey (Ferhuniye) Mescidi (1219), Erdem Şah Mescidi (1230), Hoca Hasan Mescidi (XIII.Yüzyıl) Gömeç Hatun Türbesi, Hasbey Darül Hüffazı (1421), Karatay Medresesi, Sadreddin Konevi Cami ve Türbesi (XIII.yüzyıl), İplikçi Camisi ve Medresesi (XII.yüzyıl), Dursunoğlu Camisi (XV.yüzyıl), Kapı Camisi (İhyaiyye Camisi) (XV.yüzyıl), Karatay Mescidi (XIII.Yüzyıl), Nasuh Bey Darülhüffazı (XV.yüzyıl), Al Gav Medresesi (XII.-XIII.yüzyıl), Tacül Vezir Medresesi ve Türbesi (XIII.yüzyıl), Beyşehir Eşrefoğlu Camisi (1162), Ereğli Ulu Camisi (XIII.yüzyıl), Karapınar II.Selim Külliyesi (XVI.yüzyıl), Beyşehir Demirli Mescid (XII.yüzyıl), Ahmet Efendi Hamamı (XV.yüzyıl), Mahkeme Hamamı (XV.yüzyıl), Kapı Çeşmesi (XIII.yüzyıl), Nakipoğlu Çeşmesi (XV.yüzyıl), Yusufağa Kütüphanesi (XIII.yüzyıl), Kadı Mürsel Zaviye ve Türbesi, Ebu İshak Kazeruni Zaviyesi, Kalenderhane Türbesi, Tursunoğlu Cami ve Türbesi, Burhaneddin Fakih Türbesi, Siyavuş Veli Türbesi, Meram Hasbey Mescidi, Şeyh Osman Rûmi Türbesi, Ali Efendi Muallimhanesi, Piri Mehmet Paşa Cami, Şerafettin Cami, Hacı Fettah Cami, Nakiboğlu ve Aziziye Camileri, Şeyh Halili Türbesi, Kızılviran Hanı (1205), Horozlu Han (1246-1249), Kadınhan, Akşehir Ulu Camisi (1213), Güdük Minare Mescidi (1226), Seyyid Mahmud Hayrani Zaviyesi (1224)'dir.Ayrıca Atatürk'ün ilk heykellerinden birisi (1926) Konya'dadır. Türk sivil mimari örneklerinden evler bulunmaktadır.




Bilgiler
Toplam nüfus 1959.082 (2007)
Şehir nüfusu 1 412 343 (2007)
İlçe nüfusu 546.739 (2007)
Yüzölçümü 39.000 km²

Koordinatlar 37°52′N 32°29′E
Posta kodu 42xxx
Alan kodu 0332
İl plaka kodu 42


konya fıkraları
KAÇ OKKA, KİMBİLİR?

Aşık Şem'iyi kıyafetinden bir şeye benzetemiyen İstanbullulardan bazıları onun sarayda nüfuz kazanmasını çekemezler. Bir gün Şem'iyi mahcup etmek ve nüfuzunu kırmak için bir soru sorarlar:
- Duyduğumuza göre siz Konyalılar küflü peyniri çok severmişsiniz? Bu peynirle beraber yılda kaç okka kurt ta yersiniz, kimbilir?
Şem'i maksadı anladığı için kızmış, bozuntuya vermeden:
- Onu bilmem ama, der, siz İstanbulluların işkembe çorbasına çok düşkün olduğu besbelli. Bu çorbayla birlikte yılda kaç okka b.. yersiniz, kimbilir?

*-*

AĞDI PAŞAM

Büyük Önder Atatürk'ün Konyaya her gelişlerinde o zamanın nüktedanlarından Paşa Kâzım, Atatürk'ün sohbetlerine davet edilir, Konya nüktelerini Atatürk'e anlatırmış. Yine Atatürk'ün Konyaya bir gelişlerinde Paşa Kâzım nükteli, esprili konuşmalar yapmış. Atatürk, gayet memnun, yaverine emretmiş, Paşa Kâzımın sağ cebine bir elli lira koydurtmuş.. Huzurdan ayrılırken, Paşa Kâzım sağ tarafına yıkılır gibi, eğik bir şekilde yürümeğe başlayınca, Atatürk sormuş:
- Ne oldu Kâzım, niçin öyle eğik yürüyorsun?
- Ağdı paşam diye cevap verince, Atatürk yaverine emir vermiş:
- Öbür cebine de elli lira koyun da doğru yürüsün!. diye iltifatta bulunmuş.

*-*

ATEŞİ ÜFLÜYORUM

Lise Müdürü Süleyman Acar arada bir değil, sık sık öğrencileri toplar ceplerini arardı. Sigara içenlerle arası hiç iyi değildi. Yine bir gün okulun beş on tane öğrencisini karşısına dikip, bir bir ceplerini aramıya başladı. Seydişehirli Rıza Şenel'in cebinden bir kibrit çıkardı.
- Bu ne? dedi.
- Kibrit efendim. Ateş yakmak için lâzım oluyor!.
Süleyman Acar, Rıza Şenel'in cebinden bir de ağızlık çıkardı.
- Ya bu ne? dedi...
Seydişehirli Rıza Şenel telâşsız:
- Efendim, dedi, bununla da ateşi üflüyorum.

*-*

DOKUZ EŞEKTEN DAHA İYİ

Bitçimezde oturan Hatice abla, kocası ölünce dul kalmış ve geçim sıkıntısına düşmüş. Konu komşu Hatice ablanın geçimini sağlamak için kocasından kalan üçbeş kuruşu bir araya getirip dokuz tane eşek almışlar. Hatice abla bu eşekleri kiraya gönderir ondan aldığı para ile geçinip gidiyormuş. Bir ara kısmeti çıkmış, gene konu komşu bir araya gelerek Hatice ablayı ikinci kez evlendirmişler. Aradan bir süre geçmiş, yolda Hatice ablaya raslıyan bir komşusu sormuş:
- Hatice apla nasıl, kocandan memnun musun?
Hatice apla cevab vermiş:
- Anov.. ak kuzum pek memnonum, valla dokuz eşekten daha iyi! demiş.

*-*

TAŞINI MI ÇEKTİN?

İkinci Cihan Harbinin en şiddetli günleri, her taraf ateş içinde. Bir tanıdığı tayib Ağa'ya rastlamış:
- Tayib Ağa bu dünyanın hâli ne olacak? diye sormuş.
Tayip Ağa:
- Ne var oğlum bu dünyanın halinde?
- Ne olacağı var mı Tayib Ağa, baksana dünyanın her tarafı yıkılıp gidiyor.
Tayib Ağa cevap vermiş:
- Varsın yıkılırsa yıkılsın hay oğlum. Dünya yapılırken sanki taşını sen mi çektin
konya resimleri




konya türbeleri
Mevlâna Türbesi (Karatay)

Mevlâna Türbesi 6.500 m2'lik bir alan içerisinde yer almaktadır. Aynı zamanda büyük bir külliye görünümündeki bu alana üç kapıdan girilmektedir. Batı yönündeki Dervişhan Kapısı denilen kapıdan Mevlâna Müzesi'ne girilmektedir. Mevlevi dervişlerinin bu kapının karşısında da türbe kapısı bulunmaktadır. Avlunun ikinci kapısı güneyde olup, buna da Hamuşan Kapısı ismi verilmiştir. Üçüncü kapı ise kuzeyde, dergâh şeyhine özel olan Çelebi Kapısıdır.

Hz. Mevlana 17 Aralık 1273'te 66 yaşında iken karaciğer rahatsızlığından ölmüştür. Mevlâna Gül Bahçesi denilen bugünkü türbenin bulunduğu yere gömülmüştür. Mevlevi tarihlerine geçmiş bir bilgiye göre; Mevlâna'nın babası Sultan-ül Ulema hayatta iken Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat ile burada yürürken, “Buraya gelince torunlarımın kokusunu duyuyorum” demişti. Bu söz üzerine Alâeddin Keykubat'da bu bahçeyi Sultan-ül Ulema'ya hediye etmiştir. O zamanki geleneğe göre zenginler, devletin önde gelen kişileri mezarlık yerine kendi mülklerine gömülüyorlardı. Sultan-ül Ulema öldüğü zaman buraya gömülmüş, etrafı duvarlarla çevrili türbesi de buraya yapılmıştı. Hz. Mevlana da öldüğü zaman babasının başucuna gömülmüştür. Üzerine de bir türbe yapılmaya başlanmıştır. Selçuklu Emiri Süleyman Pervane'nin karısı Gürcü Hatun, Emir Alemeddin Kayser ve Sultan Veled'in birlikte çalışması ile Mimar Tebrizli Bedreddin bu türbeyi 1274'te yapmıştır.

Hz. Mevlana'nın Türbesi Selçuklu döneminde yapılmış diğer türbelerle karşılaştırılamayacak özelliklere sahiptir. Mevlana'nın ölümünden sonra yapılan ilk türbenin ne şekilde olduğu kesinlik kazanamamıştır. Kanuni Sultan Süleyman, kare planlı, kesme köfeki taşından bir mescidi bu yapı topluluğuna eklemiştir. Aynı dönemde yapılan semahanenin Mimar Sinan'a ait olduğu iddia edilmişse de bu iddia kesinlik kazanamamıştır.

Türbe kapısının ahşap iki kanadı Selçuklu üslubunda, geometrik ve rumi motifleri ile süslenmiştir. Üzerine Sultan Veled'in “Ey talib, öğüdümü canla başla kabul et. Doğruların eşiğine baş koy” anlamında Farsça bir beyit kabartma olarak yazılmıştır. Türbe kapısından Tilavet Odası diye isimlendirilen, daha önce Bevvap (kapıcı) ve Dervişlerin kuran okuduğu, kubbeli küçük bir salona geçilmektedir. Buradan üzeri gümüş levhalarla kaplanmış ceviz ağacından, Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa'nın oğlu Hasan Paşa'nın yaptırdığı gümüş bir kapı ile Huzur-u Pir denilen türbe salonuna girilmektedir. Bu salon üç kubbe ile örtülü olup, aşıklar girişi (dahil-i uşşak) ismini almıştır. Bu salonun sağında ve karşısında iki kubbenin örttüğü ve mezar sandukalarının bulunduğu bir set ile karşısındaki iki kubbeli ikinci sete ve Mevlana'nın üzerindeki yeşil kubbeye Kıbab'ül-Aktab (kutupların kubbeleri) ismi verilmiştir. Salonun solunda semahane ve mescidi bir birinden ayıran kemerlerin altındaki sette de ikişer sıra halinde altı sanduka yerleştirilmiştir. Bu altı mezarın Mevlana ve babası ile birlikte Belh'ten Konya'ya göçen dervişlere ait olduğu söylenmektedir.

İlk türbenin dört ayağa oturan güneydoğu ve batı yanları kapalı, kuzey yönü eyvanlı, üzeri piramidal örtülü Selçuklu kümbetlerine benzediği sanılmaktadır. 1396 yıllarına doğru dıştaki çini kaplı dilimli külah yapılmıştır. Sultan II.Beyazıt devrinde de türbenin doğu ve batı duvarları kaldırılarak buraya bazı ilaveler yapılmış, içerisi kalem işleri ile bezenmiştir. Bugünkü türbenin Anadolu'daki en yakın benzerleri Sivas'taki Şeyh Hasan Türbesi ile Akşehir'deki Seyyid Mahmud Hayrani Türbesi'dir. Günümüzdeki türbe dört paye üzerine oturmuş 25 m. yüksekliğindedir. Bu yüksekliği ile de XIII. yüzyılda yapılmış hiçbir türbe ile karşılaştırılamaz. Türbe gövdesi dıştan 16 dilimli silindir şeklindedir. Gövde taş bir kornişle sona erer. Bunun üzerine yine 16 dilimli konik bir külah yerleştirilmiştir. Türbenin dilimli külahının çinilerinin Alaeddin Ali Bey'in eseri olduğu sanılmaktadır. Gövde ve külah üzerindeki firuze renkteki çiniler zaman zaman yenilenmiştir. Bundan ötürü de bu kubbeye Yeşil Kubbe (Kubbe-i Harda) ismi verilmiştir. Kubbe gövdesinin üst kornişinin altındaki lacivert şeride beyaz sülüs yazı ile Besmele ve Ayet-ül Kürsi yazılmıştır. Külahın en üst noktasında altın kaplama bir alem bulunmaktadır.

Türbenin içerisi içten kubbemsi piramidal şekildedir. Tepe noktasından sekiz köşeli bir yıldızın kolları etrafa dağılmaktadır. Yeşil kubbenin altında Mevlana ve oğlu Sultan Velet'in mavi mermerden yapılmış sandukaları bulunmaktadır. Bu sandukaların üzerinde 1894 yılında Sultan II. Abdülhamit'in hediye ettiği deri üzerine siyah atlas kaplamalı büyük bir puşide örtülmüştür. Mevlana'nın ölümünden sonra mezarı üzerine yerleştirilen ilk sanduka ahşaptan olup, XVI.yüzyılda buradan kaldırılarak babası Sultan-ül Ulema'nın üzerine konulmuştur. Selçuklu devri ağaç işçiliğinin en güzel örneklerinden biri olan bu sanduka Selimoğlu Abdülvahit ve Hüsameddin Muhammed isimli iki ustaya aittir. Sanduka kündekâri ve oyma tekniğinde yapılmıştır. Sandukanın ön, arka ve yanlarında Ayet-ül Kürsi, Mevlana'ya ait beyitler, Divan-ı Kebir'den seçilmiş gazeller ile Mesnevi'den alınmış beyitler yazılıdır.

Yeşil Kubbe'nin batısında ve Mevlana'nın başucunda eşi Kerra Hatun (1292), Mevlana'nın kızı Melike Hatun (1306), Mevlana'nın oğlu Muzaferüddin Emir Alim Çelebi (1277), Mevlana'nın torunu Celale Hatun (1283), Kadı Tacettin'in kızı Melike Hatun (1330), Çelebi Hüsamettin (1284) ve bu dergâhta postnişinlik yapmış çelebiler ile onların ailelerine ait 65 sanduka bulunmaktadır.

Mevlana'nın sandukasının üzerini örten stalâktitli kubbeye Post Kubbesi ismi verilmiştir. Mevlana'nın sandukasını Huzur'dan ayıran gümüş bir şebeke vardır. Gümüş Kafes adı verilen bu şebekeyi 1579 yılında Maraş Mirimiranı Mahmut Paşa 1579 yılında Kalemkâr İlyas isimli bir ustaya yaptırmıştır. Bu kafesin üzerindeki gümüş plakada Şair Mani'nin 32 beyitlik Türkçe bir şiiri yazılıdır.

Sultan II. Selim aynı yere iki minareli bir cami eklemiştir. Sonraki yıllarda Hüsrev Paşa Türbesi (1527), Mehmet Bey Türbesi (1534), Hasan Paşa Türbesi (1573) ve Sinan Paşa Türbesi (1574) aynı yere yapılmıştır. Bu arada Mevlana dergâhı da çeşitli ilavelerle genişletilmiş ve büyük bir külliye görünümünü almıştır. Osmanlı sultanlarının hemen hepsi de bu yapı topluluğuna yeni ilaveler yapmışlardır.


Hürrem Paşa Türbesi(Karatay)
Mevlana Külliyesi'nin avlusunda matbahın doğu yönünde bulunan Hürrem Paşa Türbesi, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Vezir İbrahim Paşa tarafından 1527 yılında şehit düşen Hürrem Paşa için yaptırılmıştır.

Kesme taştan, sekiz köşeli planı olan türbenin üzeri kubbe ile örtülüdür. Kuzey yönündeki giriş kapısı üzerinde kubbeli bir kapı siperi bulunmaktadır. Türbe içerisinde Karaman Beylerbeyi Hürrem Paşa (1526) ve Şam vilayeti sancağında Mutasarrıflık yapmış olan Hacı Bey'in (1533) mezarları bulunmaktadır.


Hasan Paşa Türbesi (Karatay)

Mevlana Külliyesi'nin güney yönünde dergâha bitişik olan türbe, 1573 yılında ölen Karaman Beylerbeyi Hasan Paşa için yaptırılmıştır.

Kesme taştan sekiz köşeli planı olan türbenin üzeri kubbe ile örtülüdür. Klasik Osmanlı mimarisine göre yapılan türbenin giriş kapısı üzerindeki kitabesinde, Hasan Paşa için yaptırıldığı belirtilmektedir. Türbenin kuzeyindeki pencerelerden biri kapı şekline sokulmuş ve Mevlana Türbesi'ne açılmaktadır.


Sinan Paşa Türbesi (Karatay)

Mevlana Külliyesi'nin güney yönünde bulunan Sinan Paşa Türbesi kitabesinden öğrenildiğine göre, 1574 yılında yapılmıştır.

Türbe kesme taştan sekiz köşeli olup, üzeri kubbe ile örtülüdür. Klasik Osmanlı türbe mimarisi üslubunda olan türbenin kuzeydeki giriş kapısı üzerinde yapıldığı yılı gösteren kitabesi bulunmaktadır. Türbe içerisinde Karaman Beylerbeyi Sinan Paşa'nın sandukası bulunmaktadır.


Murat Paşa Kızı Türbesi (Karatay)

Mevlana Külliyesi'nin avlusunda, Sinan Paşa Türbesi'nin kuzeyinde bulunan bu türbe, Karaman Beylerbeyi Kuyucu Murat Paşa'nın kızı Fatma Hatun için 1585 yılında yapılmıştır.

Kesme taştan yapılmış olan türbe, sekiz köşeli plan düzeninde olup üzeri kubbe ile örtülüdür. Klasik Osmanlı türbe mimarisi üslubundaki türbenin giriş kapısı üzerinde 1585 yılında Fatma hatun için yapıldığını gösteren kitabesi bulunmaktadır. Türbe içerisinde Fatma Sultan'ın mermer mezar sandukası bulunmaktadır. Burası daha önce dergahın kütüphanesi olarak kullanılmıştır.


Mehmet Bey Türbesi (Karatay)

Mevlana Külliyesi'nin güney avlusunda bulunan Mehmet Bey Türbesi, sülüs celi kitabesine göre 1534 yılında ölen Mevlevi muhibbi Mustafa Paşa'nın oğlu Mehmet Bey için yapılmıştır. Türbe Hamuşa'nın (Mevlevi Mezarlığı) doğu yönündedir.

Türbe dört mermer sütunun taşıdığı küçük bir kubbeden meydana gelmiştir. Kubbenin altındaki taş döşeme üzerinde Mehmet Bey'in sanduka şeklindeki mezar taşı bulunmaktadır.


Gömeç Hatun Türbesi (Merkez)

Konya Musalla Mezarlığı Mevkii'nde bulunan Gömeç Hatun (Kız Kulesi) Türbesi XIII.yüzyılın sonlarında yapılmıştır. Türbenin Anadolu Selçuklu Sultanı Rükneddin Kılıç Aslan'ın karısı Gömeç Hatun'a ait olduğu söylenmektedir.

Türbe Selçuklu mimari üslubunda yapılmış olup, alt kısmında beşik tonozlu mumyalık, üst kısmında da merdivenlerle ulaşılan tek eyvandan oluşan zemin bölümü bulunmaktadır. Türbe duvarlarının altı kesme taştan, üzeri de tuğladan yapılmıştır. Giriş kapısı çini bezemelidir. Türbenin dış görünümü bir kaleyi andırmaktadır. Eyvan kemerlerinin içerisi mozaiklerle bezenmiştir.


Şeyh Aliman Türbesi

Konya Aliman Mahallesi'ndeki mezarlık içerisinde bulunan bu türbe Selçuklu dönemi şeyhlerinden Aliman için 1288 tarihinde yaptırılmıştır.

Moloz taştan yapılmış olan türbe, dikdörtgen planlı olup, üzeri kubbe ile örtülmüştür.


Kalender Baba (Şeyh Ebubekir) Türbesi

Konya Musalla Caddesi'nde, Musalla Mezarlığı yakınında bulunan bu türbe, vakfiyesinden öğrenildiğine göre Ebubekir Niksari isimli bir bilgin için 1428 tarihinde yapılmıştır.

Türbe Selçuklu mimari üslubunda Karamanoğlu yapısıdır. Sekiz köşeli bir plana sahip olup, üzeri piramidal bir çatı ile örtülüdür. Duvarları tuğladan örülmüştür.


Fakih Dede Türbesi (Karatay)

Konya Burhandede Mahallesi'nde bulunan bu türbe, mutasavvıf ve bilgin Burhaneddin Fakih Paşa için 2454 yılında yaptırılmıştır. Türbe Karamanoğlu dönemi ile Selçuklu dönemi mimarisinin bir araya getirilmiş örneğidir.

Türbe kare planlı olup, gövde sekiz köşelidir. Üzeri tuğladan piramidal bir külahla örtülmüştür. Türbenin üzeri kubbe ile örtülü olup, bunun üzerine silindirik külah oturtulmuştur. Giriş kapısı üzerinde 1454 tarihini içeren nesih yazılı çini mozaiklerle süslü kitabesi bulunmaktadır. Burası firuze, mor, mavi ve lacivert çinilerle bezenmiş olup, üzerlerine çiçek ve yaprak motifleri işlenmiştir. Kapı giriş kemerinin köşe dolguları da firuze ve mavi çinilerle kaplanmıştır.

Türbenin içerisinde Fakih Dede'nin basit bir sandukası bulunmaktadır.


Şeyh Şücaeddin Türbesi (Merkez)

Konya Musalla Mezarlığı'nda, Şeyh Halili Türbesi yanında bulunan Şeyh Şücaeddin Türbesi'nin yapımı ile ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır. Kitabesi bulunmadığından yapım tarihi tartışmalıdır.

Türbenin gövdesi kesme taştan, üzeri 16 dilimli tuğla kubbe ile örtülüdür. Giriş kapısı söveleri mermerdendir. Kubbe eteği mukarnas friz ile bezenmiştir. Türbe içerisindeki mermer lahit sülüs yazılar, geometrik motifler ve kabartma yaprak, çiçek motifleri ile bezelidir.


Şeyh Halili Türbesi (Merkez)

Konya Musalla Mezarlığı'nda bulunan bu türbe kitabesinden öğrenildiğine göre; 1597 yılında yaptırılmıştır.

Düzgün kesme taştan yapılmış olan sekiz köşeli türbe, on iki köşeli bir kasnağa oturan tuğla kubbe ile örtülüdür. Önde sivri kemerli iki sütuna oturan kubbeli bir girişi vardır.


Tac-Ül Vezir Türbesi (Selçuklu)


Konya Dede Bahçe'nin doğusunda Selçuklu Sultanı II.Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Vezir Taceddin Mehmed'in 1239-1240 yılında yaptırmış olduğu medresenin yanında türbesi de bulunmaktadır. Günümüze yalnızca türbe gelebilmiştir. Türbe Tac-Ül Vezir ile torunları Celaleddin Kasım Bey ve Şeyh Sureti'ye aittir.

Türbe medreseden daha önce yapılmıştır. Taş temeller üzerine tuğla gövdeli, sekiz köşeli plandadır. Üzeri piramidal bir külah ile örtülmüştür. Piramidal külahın altındaki kubbe kasnağında yarım daire şeklinde, sekizgen nişler bulunmaktadır.


Ali Gav Türbesi (Selçuklu)

Konya Tarla Mahallesi'nde bulunan Ali Gav Medresesi ve Türbesi'nin kitabesi bulunmamakla beraber, yapı üslubundan XII.yüzyılın sonu ile XIII.yüzyılın ilk yarısında yapıldığı sanılmaktadır. Medrese ve türbenin mimarı ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir.

Türbede Hacı Bayram Veli'nin soyundan Ali Gav gömülüdür. Kesme taş temeller üzerine yapılmış olan türbe eyvanlı bir yapıdır.

Türbenin çevresinde ve içerisinde Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün 1966 yılında Y.Mimar Önge tarafından yapılan onarımı sırasında firuze renkli çini parçaları bulunmuştur. Bunlardan firuze sırlı bir kandillik bugün Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün Türk İnşaat ve Sanat Eserleri Müzesi'nde bulunmaktadır.




Konya Alaeddin Camisi içerisinde bulunan Sultanlar Türbesi'nde, Selçuklu sultanlarından Sultan I.Mesut, Sultan II.Kılıçaslan, Sultan II.Rüknettin Süleyman, Sultan I.Gıyaseddin Keyhüsrev, Sultan I.Alaeddin Keykubat, Sultan II.Gıyaseddin Keyhüsrev, Sultan IV.Kılıçaslan ve Sultan III.Gıyaseddin Keyhüsrev gömülüdür.

Türbe klasik Selçuklu türbe mimarisi üslubundadır. Türbenin on köşeli kesme taştan bir gövdesi vardır. Üzeri kubbe ile örtülü olup, dışarıdan bu kubbe piramit biçiminde on cepheli bir külah ile örtülmüştür. Tuğla külahın ilk yapıldığı dönemde çinilerle kaplı olduğu günümüze gelen izlerden anlaşılmaktadır. Külahın çevresinde lacivert üzerine beyaz harflerle yazılmış çini bir kitabe bulunmaktadır. Bu kitabede; “Bu imaretin yapılmasını Kılıçaslan'ın oğlu Mesud'un oğlu Kılıçaslan'ın emrettiği” yazılıdır. Buradan anlaşıldığına göre türbe Sultan II.Kılıçaslan zamanında yapılmıştır. Ayrıca türbenin doğusundaki bir pencere üzerinde de mimarının Abdulgaffar oğlu Yusuf olduğu yazılıdır.

Gövde içerisindeki duvarlarda nişler bulunmaktadır. Türbe içerisindeki sandukaların çinileri dağılmış, sökülmüş, bir kısmı da kaybolmuştur. Arta kalanlar gelişi güzel sandukaların üzerine yapıştırılmıştır. Lacivert zemin üzerine beyaz harflerle yazılı olan çini kaplamalarda burada gömülü olanların isimleri yazılıdır. İlk yapıldıklarında tamamen çini kaplı olan bu sandukalardan dört tanesinin üzeri harç ile sıvanmıştır.


Alaaddin Camisi Avlusundaki İkinci Türbe (Karatay)

Alaaddin Camisi avlusunda bulunan ikinci türbe, Sultanlar Türbesi'nin batısında olup, görkemli bir görünüşü vardır.

Sekizgen planlı türbenin gövdesinden sonraki bölümü yok olmuştur. Üzerinin kubbe veya külahla örtülü olup olmadığı bilinmemektedir. Prof.Dr.Semavi Eyice'ye göre yarıda kalmış olması da muhtemeldir. Türbe içerisinde mihrabının bulunmasına rağmen burasının bir mescit olarak yapıldığı da iddia edilmiş ancak, bu kesinleşmemiştir.

Kesme taştan yapılan türbenin köşeleri zencerek kabartmaları ile işlenmiştir. Kapısı çift renkli taşlardan yapılmış, iki yanına sütunçeler yerleştirilmiştir. Kapının üzerinde bulunan kitabe levhası boş bırakılmıştır. İçerisinde hiçbir sanduka bulunmamaktadır. Bu da türbenin tamamlanmadığını göstermektedir. Türbenin yan cephelerindeki pencereler kapısında olduğu gibi kemerler içerisine alınmış ve buraları kabartma frizler ve mukarnaslarla süslenmiştir.


Tavus Baba Türbesi (Meram)

Konya Meram ilçesi'nde bulunan Tavus Baba Türbesi, Sultan I.Alaeddin Keykubat döneminde (1220-1237), Konya'da ölmüş olan Şeyh Tavus Mehmet-el Hindi'ye aittir.

Türbe XIII.yüzyılda taş ve tuğladan yapılmıştır. Üzeri tonozla örtülü olup, dıştan kubbelidir. Kesme taş ve tuğladan yapılmış olan bu türbe oldukça sade bir görünümdedir.


Ateş-Baz Veli Türbesi (Meram)

Konya Meram ilçesinde, eski Meram yolu üzerinde bulunan bu türbe 1285 yılında ölen Mevlevi dervişlerinden Ateş-Baz Yusuf'a aittir.

Türbe kesme taştan, sekiz köşeli bir plan göstermektedir. Üzeri sekizgen piramidal bir külah ile örtülmüştür. Türbenin altında mumyalık bölümü bulunmaktadır. Giriş kapısı taş söveli ve yuvarlak kemerlidir.


Kesikbaş Türbesi (Karatay)

Konya Kalenderhane Mahallesi'nde bulunan bu türbenin kitabesi bulunmadığından ve kaynaklarda da ismine rastlanmadığından kime ait olduğu bilinmemektedir.

Türbe XIII.yüzyıl Selçuklu türbe mimarisi üslubunda yapılmıştır. Türbenin sekizgen bir kaidesi ve sekizgen bir gövdesi bulunmaktadır. Üzeri sekizgen bir konik kubbe ile örtülmüştür.


Emir Nurettin Türbesi (Meram)

Konya Sephavan Mahallesi'nde bulunan bu türbe, Selçuklu Emiri Nurettin'e aittir.

Türbe XIII.yüzyıla tarihlenmekte olup, kesme taştan sekiz köşeli bir plana sahiptir. Üzeri sekizgen konik külahla örtülmüştür.


Tahir ile Zühre Türbesi (Selçuklu)

Konya Beyhekim Mahallesi'nde bulunan bu türbenin Türk folklorunda ismi geçen Tahir ile Zühre'ye ait olduğu söylenmektedir. Türbenin yanında küçük bir de mescit bulunmaktadır.

Türbe taş ve tuğladan yapılmış olup, içerisinde alçı rölyeflerle süslü bir de mihrabı bulunmaktadır. Türbenin üzeri tuğla bir kubbe ile örtülmüştür.


Hoca Fakih Türbesi (Meram)

Hoca Fakih Mescidi'nin yanında bulunan bu türbeyi, Ahmet Fakih Kudbüddin adına 1221'de Şeyh Aliman tarafından yaptırılmıştır. Batı yönünden türbe mescide bitişik olup, aralarında bir kapı bulunmaktadır. Bu kapı üzerindeki Selçuklu sülüsü ile yazılmış dokuz satırlık Arapça kitabesinin mezar sandukasına ait olduğu sanılmaktadır. Bu kitabe sonradan buraya konulmuştur.

Türbe kesme taştan kare planlı olup, üzerini tuğla ile örülmüş mukarnaslı bir kubbe örtmektedir. Yapının dış cephesinde üç sıra halinde altı pencere bulunmaktadır. İç mekânın ortasında ahşap sanduka bulunmakta olup, bu sanduka asıl sandukanın üzerine geçirilmiştir. Türbenin altında mumyalık kısmı vardır.


Nasreddin Hoca Türbesi (Akşehir)

Konya Akşehir ilçesi surlarının doğusunda kendi ismi ile tanınan mezarlıkta bulunan Nasreddin Hoca Türbesi'nin yapıldığı tarih kesinlik kazanamamıştır. Değişik zamanlarda yapılan onarımlarla özgünlüğünü yitiren bu yapıyı Akşehir Kaymakamı Şükrü Bey 1905 yılında yaptırmıştır. Eski yapıdan yalnızca ortadaki ana türbe bölümü günümüze gelebilmiştir. Bu ana türbe bölümünü altı sütunu birbirine bağlayan sivri kemerlerden oluşan bir revak çevrelemektedir. En dışta 12 köşeli mermer kaideye oturan 12 sütun sıralanmıştır. Türbenin üzerini 12 köşeli çinko külahlı bir çatı örtmektedir.

Mermer sandukanın başucunda Nasreddin Hoca'nın yaşamını simgelemek üzere ölüm tarihi olan h.683 (1284) ters olarak 386 şeklinde yazılmıştır. Bugünkü görünümüyle bu türbenin mimari bir özelliği bulunmamaktadır.



Konya Akşehir'deki Şeyh Seyit Mahmut Hayrani Türbesi, Şeyh Seyit Mahmut Hayrani'nin ölümünden sonra 1204 yılında yapılmıştır. Türbeyi Karamanoğlu II. Mehmet 1409'da Seydi Muhiddin'e yeniden yaptırmıştır.

Türbe taş kaide üzerinde, kare planlı tuğladan silindirik gövdelidir. Üzerini yine dilimli bir külah örtmektedir. Dilimlerin araları dikey tuğlalarla örülmüştür. Üç renkli sırlı tuğla süslemeler ve sonraki yıllarda buraya eklenen yıldız ve haç biçimi çinilerle görkemli bir görünüş elde edilmiştir. Türbenin giriş kemeri alınlığında rumi, palmet, altıgen ve yıldız motifleri ile bezeli kitabesinde türbenin mimarının Asli Bin Abdullah olduğu yazılıdır. Türbenin içerisi kubbe ile örtülüdür. Kubbenin içerisi firuze çinilerden altı köşeli yıldızlar ve kare şeklindeki altıgen motifleri ile bezenmiştir. Doğu yönündeki giriş kapısı ceviz ağacından tek kanatlı olup, devrinin en iyi ağaç işi örneklerindendir. Bugün bu kapı Akşehir Müzesi'nde korunmaktadır. Türbenin üzerindeki ağaç işçiliği ve yazı sanatı yönünden önemli olan sandukası İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi'ndedir.


Şeyh Hasan Türbesi (Akşehir)

Konya Akşehir ilçesine 3 km. uzaklıktaki Alanyurt Köyü'nde bulunan Şeyh Hasan Türbesi Hamidoğulları Beyliği döneminde yaptırılmıştır. Türbenin yapımı kitabesinden öğrenildiğine göre; 1370 yılında tamamlanmıştır.

Türbe Şeyh Hasanoğlu Hacı İbrahim Sultan isimli zaviyenin içerisinde bulunuyordu. Bu zaviyeden günümüze yalnızca türbe gelebilmiştir. Türbenin dış duvarları düzgün mermer bloklardan örülmüş olup, kare planlıdır. Üzeri konik bir kubbe ile örtülüdür. Türbenin üç cephesinde dikdörtgenler içerisine alınmış birer penceresi bulunmaktadır. Doğu cephesinin ortasında bulunan giriş kapısı türbe boyunca yükselmektedir. Kapı ve güney cephedeki pencerelerinde mermer bezemeler dikkati çekmektedir. Türbenin içerisinde bulunan ve ağaç işçiliği yönünden son derece değerli olan sandukalar XX.yüzyılın başlarında yurt dışına kaçırılmıştır.


Eşrefoğlu Kümbeti (Beyşehir)

Konya Beyşehir ilçesi Eşrefoğlu Camisi'nin doğu duvarına bitişik olan türbe, Emir Seyfettin Süleyman için 1301 tarihinde yapılmıştır.

Kümbet kesme taştan sekizgen gövdeli, klasik türbe mimarisi üslubunda olup, içten kubbe dıştan konik bir çatı ile örtülüdür. Türbeye iki yanlı dik basamaklı merdivenlerle çıkılmaktadır. Türbenin altında mumyalık kısmı bulunmaktadır. Türbenin dış cephesi son derece sade olmasına karşılık içerisi çini mozaiklerinin zengin örnekleri ile bezenmiştir. Ayrıca kubbenin tümü kıvrık dallar, palmetler, Rumiler ve yıldızlarla kaplanmıştır. Kubbe kasnağı kufi yazıyı andıran çinilerle bezelidir.


Üç Kızlar Türbesi (Akşehir)

Konya ili, Akşehir ilçesi merkezinde Taş Medrese yanında bulunan Üç Kızlar Türbesi'nde Sahibi Ata Ali'nin kızları gömülüdür.

Türbe medrese girişinin solunda bulunmaktadır. Kare planlı bir yapı olup, güney duvarı üzerinde revaklı avluya açılan basık kemerli bir kapısı vardır. Bu kapının üzerine de sivri kemerli bir pencere yerleştirilmiştir. Türbenin altında mumyalık kısmı bulunmakta olup buraya giriş yan taraftaki hücreden merdivenledir. Mumyalık kare planlıdır. Üzeri yıldız tonozlarla örtülmüştür. Zemini toprak olarak bırakılmıştır. Bazı yayınlarda burada üç sandukanın bulunduğu belirtilmektedir. Ancak bunlar günümüze gelememiştir.

Türbenin üzeri tromplu bir kubbe ile örtülmüştür. Trompların üçgen yüzlerinde firuze sırlı tuğlalarla baklava şeklinde bir bezeme meydana getirilmiştir. Kubbe içerisindeki incelemede firuze sırlı tuğlalar kullanıldığı anlaşılmaktadır. Kubbe eteğinde günümüze çok azı gelebilmiş kufi yazı taklidinde geçmeli, geometrik, çini mozaik tekniğinde yapılmış bir kuşak bulunmaktadır. Kubbe göbeğinde ise yine çini mozaik tekniğinde geometrik geçmeli bir bezeme bulunmaktadır.


Ebu Derda Türbesi (Ereğli)

Konya Ereğli ilçesi Ebu Derda Mezarlığı'nda bulunan bu türbenin kime ait olduğu ve hangi tarihte yapıldığı kesinlik kazanamamıştır.

Türbenin bugünkü yapısının mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır. Kare planlı olup, üzeri sekiz köşeli kasnağın taşıdığı bir kubbe ile örtülüdür. Türbe moloz taştan yapılmıştır. Giriş kapısı sivri kemerli olup, iki yan kenarda ikişer penceresi bulunmaktadır.




Ahi Zekeriya Türbesi (Ereğli)

Konya Ereğli ilçesi Meydanbaşı Mezarlığı yanında bulunan bu türbe kitabesinden öğrenildiğine göre Sait Ahi Zekeriya'ya aittir. Mermer sanduka üzerinde Ayet'ül Kürsi ve Kelime-i Tevhit yazılıdır. Sandukanın diğer tarafında “Merhum Mağfur Şehit ve Sait Ahi Zekeriya Helva-i meftundur. Allah kabrini nurlandırsın” yazılıdır.

Türbe moloz taştan yapılmış olup, mimari yönden bir özellik taşımamaktadır.


Mustafa Bey Türbesi (Ereğli)

Konya Ereğli ilçesi, Alparslan Mahallesi'nde bulunan bu türbe Kaptan-ı Derya Aşçı İbrahim Paşa'nın dört yaşında ölen oğlu Mustafa Beyê aittir. Kitabesini Ahmet Dürri Efendi yazmış ve bir de şiir eklemiştir.

Türbe 1710 yılında yapılmış, 1778 yılında da Çelebizade İsmail Asım Efendi'nin eşi Ematullah Hanım buraya gömülmüştür. Bunu belirten bir kitabe de ayrıca eklenmiştir.

Türbe moloz taştan, kare planlı olup, üzeri kubbe ile örtülüdür. Mimari yönden bir özellik taşımamaktadır.


Seyit Harun Türbesi (Seydişehir)

Konya Seydişehir ilçesi Pazar Yeri'nde bulunan Seyit Harun Camisi ve Türbesi'nin, Seyit Harun'un ölümünden önce 1320'de yapıldığı sanılmaktadır.

Seyyid Harun Camisi'nin kuzey cephesine bitişik olan üç kümbetten sağdaki ilk kümbet Seyyid Harun-ı Veli'ye aittir. Vakıflar Genel Müdürlüğü yakın tarihlerde bu türbeyi onarmıştır. Türbe iki katlı ve 6.10x6.10 m. ölçüsünde kare planlıdır. Kaide ve gövdesi taştan, sekiz köşeli kasnak üzerine oturan kubbesi tuğladan yapılmıştır. İçeriden kemerler üzerine oturan kubbe, dışarıdan piramidal bir külahla örtülmüştür. Türbenin giriş kapısı sağda olup, basık kemerli kapı ile üzerindeki niş arasındaki bölüme mermer kabartma sülüs yazı ile bir kitabe yerleştirilmiştir. Bu kitabenin mealen anlamı şöyledir:

” Bu kutlu türbe, yoksulların efendisi, Allah'ın rahmetine kavuşmuş ve günahları bağışlanmış olan Seydi Harun'un yirmi üç rebi'ül-evvel yediyüz yirmi de ölmesi üzerine inşa edildi”.

Türbenin içerisinde bulunan sandukanın üzeri sıvanmıştır. Tuğla örgülü olan bu sandukanın baş ucundaki kemeri firuze renkte, altıgen, dörtgen ve üçgen çini levhalarla doldurulmuştur. Bunların ortasındaki çini pano üzerinde Allah sözcüğü yazılıdır.

Türbenin içerisindeki üç pencereden biri camiye açılmaktadır. Pencerelerin lentoları çevredeki antik kalıntılardan derlenmiştir. Bezemelerinden anlaşıldığına göre bunlar Bizans dönemine aittir. Ayrıca kıble duvarında da sivri kemerli bir mihrap bulunmaktadır. Türbenin çift kanatlı ahşap kapısı Beylikler dönemi üslubunu yansıtan oyma tekniğinde yapılmış bezemelerle süslüdür.

Türbe onarımlarla özgünlüğünü kısmen yitirmiştir.


Seyit Harun Ailesi Kümbeti (Seydişehir)


Konya Seydişehir ilçesi girişinde, Rüstem Bey Kümbeti'nin arkasında bulunan bu kümbetin de ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Büyük olasılıkla bu türbe XIII.yüzyılda Selçuklu döneminde yapılmıştır.

Kesme taştan kare planlı bir yapı olan türbenin üzeri kubbe ile örtülüdür. Basık kemerli kapısının üzerinde ve sağ tarafındaki duvarlarda antik yapılardan derlenmiş taş süslemeler görülmektedir. Giriş kapısı üzerinde Selçuklu sülüsü ile yazılmış bir kitabe varsa da okunamamıştır.


Halife Sultan Kümbeti (Seydişehir)

Konya Seydişehir ilçesi, Seyit Harun Camisi'nin kuzey cephesi önündeki kümbetlerden ikincisinin son onarım sırasında tek satırlık kitabesi yerine oturtulmuştur. Bu kitabenin bir kısmı eksiktir. Çok azı okunabilen kitabeden türbenin kime ait olduğu anlaşılamamıştır.

Kümbetin dış duvarları onarılmış ve gövde ile kubbesinin kesme taştan yapıldığı anlaşılmıştır. Kubbenin üzerinde konik bir külah bulunmaktadır. Kümbetin giriş kapısı basık ve küçük olup, kuzey yönündedir. Bu kapı bir Bizans yapısından derlenmiş bloklardan çerçeve içerisine alınmıştır. İç duvarları tamamen sıvalı ve badanalı olan kümbetin içerisinde üç sanduka bulunmaktadır. Bu sandukaların üzerleri sıvanmış ve üzerinde olduğu düşünülen yazılar tamamen kaybolmuştur.


Sultan Hatun Türbesi (Seydişehir)

Konya Seydişehir ilçesinde, Seyit Harun Camisi'nin ve Halife Sultan Kümbeti'nin kuzey duvarına bitişik olan bu kümbet, buradaki üç kümbetten en küçüğüdür.

Kare planlı 3.45x3.55 m. Ölçüsünde olup, kümbetin profilli gövdesi kesme taştan yapılmıştır. Bu gövde sivri kemerlerle çerçeve içerisine alınmıştır. Kemerlerin içerisinde ikişer pencere bulunmaktadır. Bu pencerelerden alttakiler dikdörtgen ve büyük, üsttekiler ise sivri kemerli ve küçüktür. Kümbetin giriş kapısı doğu yönündedir. Türbe mimari yönden diğerleri ile aynı üslupta yapılmıştır.

Kümbetin içerisinde beş mezar bulunmaktadır. Bunlardan en güneyde bulunanın baş ve ayak ucunda birer taş olup Sultan Hatun'a aittir. Diğer mezarlar Selçuklu üslubunda sanduka şeklinde olup, Emir Şah Bey ibn Turgut Bey, Rüstem Bey bin Halil Bey, Ali Bey ibn Rüstem Bey, Düürühant Hatun'a aittir. Bu mezar taşlarının üzerindeki ölüm tarihleri dikkate alındığında türbenin XV.yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır.


Şeyh Emin Bey Türbesi (Seydişehir)

Konya Seydişehir ilçesi, Alaylar Mahallesi'nde Akyol Mezarlığının kuzeydoğusunda bulunan Şeyh Mehmet Emin Bey Türbesi, sandukasının üzerindeki mermer kitabesinden öğrenildiğine göre 1854 yılında yapılmıştır. Şeyh Emin Bey Nakşibendî tarikat şeyhlerindendir.
Sandukanın başucundaki mermer kitabe:

“Hu
El-Merhum el mağfur tarikat-i aliyye-i
ve saadattan olup terk-i
Ma'seva ile mürşid-i meşayih-i aliden
El hac Abdullah Kuddüs
Efendi Medresesinde ve rütbesinde
iken cezbe-i
Rahmani ile irtihal eden
Şeyh Muhammed Emin Efendi
Ruhuna Fatiha Sene 1271 (1854)”.

Türbe moloz taştan yapılmış olup, 4.35x4.35 m. Ölçüsünde kare planlıdır. Türbe 2 m. Yükseklikte ve üzeri açıktır.




Konya Seydişehir ilçesi, Değirmenci Mahallesi'nde bulunan Hacı Yusuf Efendi Türbesi'nin kitabesi bulunmamaktadır. Bununla beraber, Hacı Yusuf Efendi'nin 1880 yılında öldüğü bilinmektedir.

Türbe 4.30 m. Çapında yuvarlak ve kesme taştan yapılmış, üzeri de taştan basık konik bir külah ile örtülmüştür. Türbenin içerisi beton bir kubbe ile örtülüdür. Giriş kapısı ile üç penceresi yuvarlak kemerlidir. Türbe mimari yönden bir özellik taşımamaktadır.


Alaiyeli Türbesi (Seydişehir)

Konya Seydişehir ilçesi, Alaylar Mahallesi'ndeki Akyol Mezarlığının kuzeydoğusunda bulunan bu türbe de kesin olmamakla beraber XIX.yüzyılda Seydişehir'de müderrislik yapan Alaiyeli Baki Hoca'nın gömülü olduğu söylenmektedir.

Türbe kare planlı, moloz taştan yapılmış üzeri kiremitli bir çatı ile örtülmüştür. Mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır.


Şeyh Abdullah Efendi Türbesi (Seydişehir)

Konya Seydişehir ilçesinde, Seyit Harun-ı Veli Hamamı'nın kuzeybatısında bulunan bu türbe 1903 yılında ölen müderris ve Nakşibendî tarikatı şeyhi Hacı Abdullah Efendi için yaptırılmıştır.

Türbe dikdörtgen planlı olup, yarı keme taştan yapılmış üzeri ahşap kiremitli bir çatı ile örtülmüştür. Türbe 1955 yılında temelinden itibaren onarılmıştır. Türbe içerisinde kitabesi olmayan 7-8 mezar bulunmaktadır. Bu mezarlardan isimleri öğrenilenler Şeyh Abdullah Efendi, oğulları Şeyh Hocaken, Hacı Ahmet, Hacı Şakir efendilerdir. Ayrıca Nakşibendî tarikatı müritlerinden Uşaklı Hacı Hekim Ali, Şeyh Abdullah'ın eşi Hacı Arife, Şeyh Abdullah'ın kızı Şerife Kadın, Şeyh Hocaken Efendi'nin eşi Emine Hanım ve aileye mensup diğer kişilerin mezar taşlarıdır.


konya medreseleri


Sırçalı Medrese Sultan II. Alaeddin Keykubat'ın lalası Bedreddin Müslih tarafından 1242-1243 yılında yaptırılmıştır. Bu medrese yapıldığı dönemde Hanefi Mezhebine bağlı din adamlarının yetiştirilmesi için yaptırılmıştır.

Medrese kesme taştan iki katlı açık avlulu, eyvanlı, simetrik ve dengeli planı ile Selçuklu medreselerinin ilk örnekleri arasındadır. İsmini çini süslemelerinden almıştır. Günümüze cümle kapısı ve arkasındaki kalıntıları iyi bir durumda gelebilmiştir. Medresenin doğu cephesindeki kesme taştan giriş kapısı dışa taşkın geometrik bordürler, kitabeler ve mukarnaslı şekillerle bezenmiştir. Kapının iki yanındaki iki küçük pencere ile değişik bir görünüm ortaya koymaktadır. Giriş kapısının sağında iki basamakla çıkılan türbesinde Bedreddin Müslih (ö.1258) gömülüdür. Türbe zikzak biçimli tuğla örgülü olup, üzeri kubbe ile örtülüdür. Kubbenin ortasında firuze çiniler bulunmaktadır.

Portalden medrese avlusuna girildiğinde üst katlara çıkan merdivenlerin bulunduğu bölmeler görülmektedir. Medresenin planı doğu-batı doğrultusunda, yaklaşık 25.00x30.00 m. Ölçüsünde dikdörtgen planlıdır. Avlunun üç tarafında iki katın yüksekliğine ulaşan sivri kemerli revaklar sıralanmıştır. Girişin karşısında, avlunun revaksız kenarında kare planlı baş eyvan bulunmaktadır. Bu bölüm açık dershane ve namaz kılmak için de kullanıldığından içerisine çini mihrap yerleştirilmiştir. Eyvanı kaplayan dört renkli zengin çini süslemeleri ve mihrap çinilerinin çoğu dökülmüştür. Eyvan kemerinin içerisinde solda Ameli Muhammed bin Muhammed bin Osman el Benna el Tusi olarak medresenin mimarının ismi yazılıdır. Bunun karşısındaki Farsça kitabede; “Yaptığım eserin dünyada eşi yoktur, ben baki değilim, bu eser hatıra olarak bakidir” yazılıdır. Baş eyvanın sağ ve solunda iki büyük kubbeli dershane bulunmaktadır. Avlunun sağ ve solundaki revakların arkasında sekizer hücre bulunmaktadır. Bunlar 8–9 m2 yüzölçümünde kareye yakın mekânlardır. Revak ayakları ile hücre duvarlarının arası oldukça dar tutulmuştur.

Sırçalı Medrese iki katlı olarak yapılmış ancak, üst katların tam bir planı çıkarılamamıştır. Bununla beraber bu katlarda geçit ve sofaların olduğu sanılmaktadır.

Selçuklu döneminde Konya'da yapılan diğer yapılarda olduğu gibi burada da çeşitli malzemenin bir arada kullanıldığı görülmektedir. Duvarların çoğu moloz taştandır. Aralarına yer yer ahşap kuşak ve hatıllar yerleştirilmiştir. Medresenin dikkati çeken yüzlerine yontma taş kaplanmıştır. İç kısımlardaki bazı duvarlarla kemerler, tonoz ve kubbeler tuğladan yapılmıştır.


Karatay Medresesi (Karatay)

Konya Alaeddin Tepesi eteğinde, Sultan II.Kılıçarslan Köşkü'nün karşısında bulunan Karatay Medresesi'ni Sultan II.Keykavus döneminde Emir Celaleddin Karatay 1251-1252 yıllarında yaptırmıştır. Medresenin kitabeleri bulunmasına rağmen bunların içerisinde mimarının ismi yazılı değildir. Günümüzde anıtsal giriş kapısının ön yüzü, kubbeli orta avlu, ana eyvan ve revaklardaki kubbeli hücreler iyi bir durumdadır.

Selçuklu döneminin önemli bir eğitim kurumu olan Karatay Medresesi mimari düzeni, planı ve zengin bezemesi ile Selçukluların en önemli eserleri arasındadır. Bu medrese orta avlunun üzerinin örtülmesiyle kendine özgü bir gelişme gösteren medrese tipleri arasında yer almaktadır. Kaynaklardan öğrenildiğine göre Mevlana Celaleddin-i Rumi döneminde dervişlerin ve fakihlerin buluşma yeridir. XIX.yüzyıl sonlarında medrese terk edilmiş, 1954 yılında onarılmış ve Karatay Çini Eserleri Müzesi olmuştur.

Karatay Medresesi kesme taş, sırlı ve sırsız tuğla, mermer ve çini süslemeleri bir arada ve uyumlu biçimde kullanılmıştır. Giriş kapısının eksende olmayıp, yana kaydırılmış olmasına karşılık mekân düzenlemeleri son derece yerindedir. Giriş kapısı 7.50x8.25 m. Ölçüsünde olup, mukarnaslı kısımları ve yan bezemeleri ile burada Selçuklular yeni bir üslubu denemişlerdir. Düzgün taş hatıllı dikdörtgen bir çerçeve içerisindeki portal geometrik, bitkisel motif ve kitabelerle bezenmiştir. Altı sıra halinde mukarnaslar, dolgun niş biçimindeki ana giriş, bitkisel bezeme ve yazı kuşakları tümüyle portali çerçevelemiştir. Bunların dışında kalan alanlar akantus başlıkları, burma sütunlar ile kapıya daha görkemli bir görünüm kazandırmıştır. Burmalı sütunların yanlarında zikzak motifleri ile bezenmiş dikdörtgen panolara da yer verilmiştir. Buradaki mukarnasların üzerinde yuvarlak geçmelerden oluşan siyah ve mavi mermerden kemerin ortasına, köşelerine, oymalı topuzlar yerleştirilmiştir. Portal ile saçak altı ise tamamen sülüs yazılı bir friz ile doldurulmuştur.

Giriş kapısından kubbeli kare bir mekâna geçilmektedir. Bu bölümde kubbeye geçiş yelpaze biçiminde Türk üçgenleri ile sağlanmıştır. Buradaki küçük bir kapıdan büyük kubbeli, revaksız orta avluya ulaşılmaktadır. Medresenin en önemli bölümünü oluşturan 12.00x12.10 m. ölçüsündeki orta mekânın kubbesi ve duvarları tümüyle çini kaplıdır. Burada da kubbeye geçişi üçgenler sağlamıştır. Bu üçgenler diğerlerinden farklı olarak beşli gruplar halindedir. Kubbenin altında büyük bir havuza yer verilmiştir. Avlunun sağ ve solunda beşik tonozlu üçer oda bulunmaktadır. Ortada ince uzun beşik tonozlu iki oda ile kuzeydoğu köşesinde kubbeli, kare bir mekân bulunmaktadır. Ancak bu mekânın çok az bir kalıntısı günümüze ulaşabilmiştir. Girişin karşısında, ortada yer alan ana eyva

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken
alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle,
gerçek faziletle süslenip donanmaktır.
Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak,
aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak
şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen
ve buna kesinlikle emin olanlardanım.


‘Ey kahraman Türk kadını!
Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın’


Mustafa Kemal Atatürk

IV
Assassin

grup tuttuğum takım
Yarbay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 5117 ileti
Yer: Kayseri
İş: Öğrenci
Kayıt: 12-08-2007 08:15

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#296613 20-04-2008 12:06 GMT-1 saat    
Yarışmaya kuralları okumadan katılan arkadaşlar yarışmamız iptal olmuştur...

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Sadece Yazık...
> 1 <