Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

Bilgisayarın Genel Yapısı

bilgisayarın genel yapısı

Forumlar / Teknoloji / Teknoloji ve Donanım

 
> 1 <

by-karabela

grup tuttuğum takım
Onbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 86 ileti
Yer: Sakarya
İş: Bilgisayar Teknik Servis & Satış
Kayıt: 24-04-2008 12:32

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #298877 03-05-2008 23:08 GMT-1 saat    
Bilgisayarın Genel Yapısı

En basit tanımıyla bilgisayar ham veriyi kendisine öğretilen yöntemlerle işleyen ve bu işlemler sonucunda elde ettiği sonuçları bize sunan makinedir. Başka bir tanım da ; zor ve karışık hesaplar yapabilen büyük miktarlardaki bilgileri depolama kapasitesine sahip otomatik bir cihazdır.



Bilgisayar Tipleri

Bilgisayarlar uygulama alanlarına göre 3 grupta toplanabilir.

Dijital Bilgisayarlar

Bu tip bilgisayarlar yazım harfleri (A-Z,a-z) yada sayı (0-9) şeklindeki bilgileri kabul eder ve bu bilgileri Dijital Bilgi olarak çıkışa verir. Günümüzde kullanılan bilgisayarların %99 Dijital Bilgisayar'dır. (PC'ler)

Anolog Bilgisayarlar

Bu tip bilgisayarlar giriş olarak Anolog bilgi kabul eder, bu bilgiyi işler. Anolog veya Dijital çıkış verir. Bu bilgisayarlar genellikle araştırma laboratuvarlarında kullanılır.

Hibrid Bilgisayarlar

Özel amaçlı bilgisayarlardır. Bu tip bilgisayarlar Anolog ve Dijital Bilgisayarların karışımıdır.

Bilgisayarın kısımları

Bir bilgisayar 3 ana kısımdan oluşur.

1. Hardware (=Donanım)

Bilgisayarı oluşturan mekanik ve elektronik parçaların en genel ismidir. Donanım kısmı 3 ana başlıkta toplanabilir.

a) Giriş Birimleri : İşlem yapabilmek için gerekli bilgiler bu cihazlarla sağlanır.



· Klavye (=Keyboard)

· Fare (=Mouse)

· Tarayıcı (=Scanner)




b) İşlem Birimleri : Girilen verilerin işlendiği yerdir.

· CPU, Merkezi işlem birimi (=Central Processing Unit)

· CU, Kontrol Birimi (=Control Unit) , Bütün bilgisayar işlemini koordine eder.

· ALU, Matematik – Mantık Birimi (=Arithmetic-Logic Unit) : Kontrol Birimine bağlı olarak Matematiksel işlemleri, alfabetik işlemleri, iki sayıyı kıyaslama gibi işemleri düzenler.

· RAM, Rastgele Erişilebilir Bellek (=Random Access Memory)

· HDD, Sabit Disk Sürücü (=Hard Disc Driver)

· FDD, Disket Sürücüsü (=Floppy Disc Driver)

· CD-ROM, Sıkı Disk - Sadece Okunabilir Bellek (=Compact Disc – Read Only Memory)



c) Çıkış Birimleri : Bilgisayarda üretilen sonuçların kullanıcıya sunar

· Monitör

· Yazıcı

· Çizici

· Modem

· Ethernet Kartı

· Kulaklık

· Hoperlör


+-----------+
| RAM |
+-----------+
|
|
+-----------+
| ALU |
+-------+ | / | +-------+
| Giriş | --> | CPU | --> | Çıkış |
+-------+ | \ | +-------+
| CU |
+-----------+
|
|
+-----------+
| HDD |
+-----------+

Şekil 1 : Bilgisayar Donanım Blok Diyagramı



2. Software (=Yazılım)

Bilgisayardaki programların çalışması ile ilgili kısımdır.Bilgi işlenmesini sağlayan yöntemler topluluğudur. Yazılım ile ilgili temel kavramlar şunlardır.

Program : Belirli bir amaca yönelik olarak yazılmış, bilgisayarda yerine getirilmesi istenilen sıralı işlemler için komut ve işlem adımların tümüne Program denir. Programda tanımlanan ilk işlem adımlarından başlayarak her bir adım sırayla ve çok hızlı bir şekilde yerine getirilir. Hazırlanan program bilgisayara girildiğinde, programlama işlemi tamamlanmış olur.

Veri : Bilgisayara girilen işlenmemiş bilgilere Veri denir.

Programlama Dili : Bilgisayar programları yazımında belli kurallar dizisi takip edilir. Bu kurallar dizisinin oluşturduğu gruba Bilgisayar Programlama Dili denir.

Bilgisayarın yazılım kısmı 3 ana başlıkta toplanabilir. Bunlar;

a) İşletim Sistemi : Bilgisayarda bütün programlar bir programın kontrolü altında çalışır. Bilgisayarları hem program hem de donanım olarak tanıyan ve onları çalıştıran programa İşletim Sistemi denir. Örnek MS-DOS, Windows, Unix, Linux, BEOS.
b) Derleyiciler : Derleyiciler çevirmen (=translater) olarak ta adlandırılır. Her programlama dili kendi derleyicisine sahiptir. Bir derleyici yüksek seviyeli bir dilde yazılan bir ifadeyi düşük seviyeli program diline çevirir. Bu dil Makine Kodu veya Makine Dili dir. Makine dili ; makine tarafından hiçbir değişikliğe uğratılmadan kullanılabilen dildir. Örnek Fortran, C, C++, Pascal, Basic.
c)Uygulama Programları : Programcılar tarafından yazılan programlardır. Bu tip programlara Paket Program da denir. Örnek Word, Excel, Logo, AutoCAD, Flash.

3. Firmware (Micro Chips)
Günümüzde üreticiler bilgisayarı daha kolay kullanmak için içinde program barındıran ve bilgisayara rahatlıkla takılabilen Elektronik Chipler üretmektedir. Firmware normalde donanım olarak düşünülen içinde mikro talimatlar bulunduran bir yazılımdır. Yani yazılım içeren donanım parçalarıdır.

Bilgisayarda Bir Programın Çalışması

Öncelikle bir programlama dilinde yazılmış bir Kaynak Program yazılmalıdır.


READ *,A,B
TOPLAM=A+B
PRINT *,TOPLAM
END

Yukarıdaki program bir FORTRAN 77 Derleyicinde yazılmıştır. Bu programın çalışması için bu ifadeler bilgisayarın anlayacağı dile, Makine Dili, çevrilmesi gerekir. Bu Derleme Fazı dır. Dil hataları bu fazda bulunur ve ekrana mesaj şeklinde gösterilir. Eğer bir hata varsa bu hataya Derleme Zamanı Hatası denir. Hata yoksa bilgisayar makine kodunu üretir. Makine Diline çevrilmiş programa Object yada Hedef Program denir. En sonunda makine kodu programı çalıştırır.



+----------------+ +------------+ +-------------+
| Kaynak Program | --> | Derleme | --> | Makine Kodu | -->
+----------------+ +------------+ +-------------+

|
V
Derleme Hatası




RAM (Random Access Memory)

Bellek bir bilgisayar sisteminin birincil parçasıdır.Cpu veya mikroişlemci ile birlikte ,veri programlar veya işlemci yada diğer sistem aygıtlarına direkt ve çabucak ulaşabilen işlenmiş bilgileri depolamak için bir ikili olarak çalışır.

Bellek bir bilgisayarın işlemesinin merkezidir,çünkü yazılım ve CPU arasında kritik bir bağlantı kurar.Bilgisayar belleği de aynı anda çalışabilen programların genişlik ve numaralarını belirler ve; giderek güçlenen mikroişlemcilerin kabiliyetinin iyileştirilmesine yardım eder.
Kendine has özelliği ve yararları olan bir çok bellek çeşidi vardır.Maalesef çok fazla bellek tipi olduğundan onları birbirine karıştırmak da çok kolaydır.Karışıklığı önlemek yada zaman zaman kendi hafızanızı tazelemek için bu sözlüğü kullanın.



RAM: (“Random Access Memory”)



Dahili olarak,bilgisayar belleği bir dama tahtasındaki kareler gibi satır ve sütunlardan oluşan bir “Bellek hücreleri matrisi” olarak düzenlenmiştir.Her Bellek hücresi; verinin satır ve sütun konumunu yada adresini göstererek anında bulunabilen verinin bir bit ini saklar.Bu veri bitleri teker teker ve rasgele erişilip,tekrar bulunup ve değiştirildiği için bilgisayarlarda kullanılan bu tip belleklere rasgele Erişimli Bellek (RAM) denir. RAM,belleğin uçucu seklidir.veriyi tutabilmesi için güce ihtiyacı vardır.Güç kesildiğinde,RAM deki veri kaybolur.Buna zıt olarak disketler.teypler ve CDler gibi diğer depolama ünitelerinde veriyi tutmak için güce ihtiyaç yoktur.


RAM'ın iki ana çeşidi vardır.DRAM ve SRAM

DRAM : (Dinamik Ram)

Dram bilgisayar belleğinin en genel çeşididir. Dram chipleri kullanan bellek modülü genellikle bilgisayarın ana belleğinin özünü oluşturur.Sistem ,işlemciden veya işlemciye taşınan işlenmiş bilgileri verileri ve programları video karta veya diğer cevre birimlerine saklamak için bu belleği kullanır.Bu dinamik Ram olarak adlandırılır çünkü, bellek hücrelerinde verileri tutabilmek için her saniye yüzlerce defa yenilenmeli yada yeniden enerji verilmelidir.Yenilenmelidir çünkü bellek hücreleri çevresinde elektrik yükü taşıyan küçük kapasitorler şeklinde dizayn edilmiştir.Bu kapasitörler çok küçük piller gibi çalışır ve eğer enerjileri yenilenmezse derece derece enerjilerini kaybederler.

SRAM: (Statik Ram)

Statik ram de veri depolamak için satır ve sütunlardan oluşan bellek hücrelerini kullanır ancak Sram Dram den beş kez daha hızlı iki kat pahalı ve iki kez daha büyüktür.Sram de uçucudur.(veriyi saklamak için güç olmalıdır.) ancak DRAM gibi devamlı yenilenmesi gerekmez.Sram dizaynı elektriğin bir yöne doğru akmasına izin veren yada iki transistörlerden aktif olan birine bağlı olarak ,inip –çıkan akımlara benzeyen pretzel kullanır.Bu “bir yöne doğru akım” dizaynı,DRAM'in “depolanmış yük”dizaynından daha hızlıdır ancak daha çok güç tüketir.Daha ucuz ve küçük boyutta olduğundan bilgisayar ana belleğinde Dram kullanımı tercih edilirken Sram hızından dolayı öncelikle cache bellek için kullanılır.

CACHE RAM:

Cache; en sık istenen veri ve komutları depolamak için kullanılan CPU ve Ana belleğin arasına yerleştirilen genellikle SRAM gibi yüksek hızlı bir belleğin küçük bir bloğudur.İşlemci veriye ihtiyaç duyduğunda önce verinin orda olup olmadığını görmek için yüksek hızlı cache bakacaktır.Eğer yoksa işlemci veriyi daha yavaş olan ana bellekten bulup getirmektir.

Cache in çalışması bir evdeki buzdolabına cok benzer .Bir buzdolabı yiyecekler için bir cache sayılabilir.her acıktıgınızda markete (ana bellek)gitmek yerine,önce istediginiz yiyecegin orada olup olmadıgına bakmak için buzdolabına(cache) bakabilirsiniz Eger varsa bu size cok zaman kazandırır yoksa marketten almak için fazladan zaman harcamak zorunda kalırsınız.

FPM DRAM : (hızlı sayfa modu Fast Page Mode )

Geçmişte bir cok bilgisayar FPM DRAM kullanırdı.Bu ceşit bellek ;eski tip DRAM lerin üzerine aynı satır veya “sayfadaki veriye ulaşımı daha hızlandırarak yapılmış bir düzeltmedir.Eger istenen veri bir önceki veri ile aynı satırdaysa bellek denetleyicisi satır konumlarını tekrarlamak zorunda degildir.Sadece bir sonraki sutun konumunu belirtmeye ihtiyac duyar.Bu bellek işlemini biraz daha hızlandırır.

FPM bellek kullanmak sözlüğe bakmaya benzer. Eger istediginiz kelime aynı sayfada ise listeyi aşagı dogru takip ederek açıklamayı bulmak kolay olacaktır; fakat sayfa talarsanız isteginizi bulmak biraz daha uzun surer.

EDO DRAM : (Genişletilmiş veri çıkışı –Extended data Out )

Edo Dram, FPM ile hemen hemen aynıdır, ufak bir degişiklikle daha hızlı olmayı saglayan arka arkaya bellek erişimlerine izin verir. SDRAM dönemine kadar en reveçtaki ram cinsi idi.

FPM destekleyen bir sistemde Edo bellek calısır ancak performans artışı olmaz . Pentium grubuna giren bilgisayarlağın çoğunluğu bu tür rami kullanmak tadırlar. 8 Bit çalıştıkları için çift olarak takılmaları gerekmekte idi. EDO bazen Hiper sayfa mod Ram (Hiper Page Mode Dram) olarak da adlandırılır.

BEDO DRAM: (Burst Edo )

Burst Edo standart EDO ya bellekten tek bir istekle gonderilen verinin seriler yada “burst” olmasına izin veren bir yeniliktir.Bu özelligin arkasındaki CPU tarafından istenen veri adresi genellikle dogru olup sonuncuya kadar sıralı olucaktır.BEDO DRAM de butun bellek erişimleri burstlerde olur.

SDRAM : (senkronize DRAM)

SDRAM ,EDO dan kısa bir sure sonra geliştirilmiş bir bellek şeklidir.Bu teknolojiyi , CPU yu kontrol eden bir sistem saati ile kendini senkronize eden daha kökten bir yeniliktir.İşlemci ile “aynı zamanlı” olması zamanlama gecikmelerini ortadan kaldırır ve bellek erişim işlemini cok daha verimli kılar.SDRAM kullanabilmesi için bir bilgisayarınbu bellegi destekleyecek sekilde dizayn edilmiş olması gerekirŞu anda üretilmekte olan bilgisayarlarda SDRAM teknolojisi standart olarak kullanılmaktadır.

SGRAM : (Senkronize Grafik Ram)

SGRAM ,SDRAM in grafik özellikli okuma-yazma niteliklerini iceren bir uzantısıdır.SGRAM verinin tek tek yerine bloklar halinde alınıp degiştirilmesine izin verir.Bu da bellegin yapması gereken okuma ve yazma sayısını azaltır ve işlemi daha verimli kılarak garfik denetçisinin performansını artırır.

RDRAM : ( Rambus Dram)

RDRAM ,Rambus Inc. firması tarafından geliştirilen tamamen tek ve ayrı bir dizayndır.RDRAM son derece hızlıdır ancak kullanılması için bellek deneticisinde ve bellek/sistem arabiriminde önemli değişiklikler gerektirir.

RDRAM ,standart DRAM den yaklaşık on kez fazla hızda veri göndermek için dar ve yüksek-bant genişlikli “kanal” kullanır.Bugun RDRAM bazı oyun makinalarında ve Server larda, Grafik uygulamalarında kullanılmaya baslanmıştır.Bu sene sonuna doğru bu ram çeşidi artık SDRAM in yerini almaya başlayacaktır.

VRAM : ( Video Ram)

Grafik bellek ,ekran “titremesini “önlemek için,ekranı çok çabuk çalışarak yenilemelidir.(saniyede 60-70 kez)Aynı anda grafik bellek Cpu ya da grafik denetçisine ekrandaki sekili değiştirmek için çok çabuk cevap vermek zorundadır.Sıradan DRAMlerle CRT ve CPU tekli portu için yarışmak zorundadır. Bu da veri trafiginde bir darbogaza neden olur.

VRAM iki ayrı portu kullanarak bu sorunu cözen bir Dual-Port bellektir.Bir port ekrandaki görüntüyü yenilemek ve tazelemek için CRT ye ayrılmıştır.İkinci port bellekte saklı olan şekil verisinin degiştirilmesi için CPU ya da grafik deneticisine ayrılmıştır.

VRAM in çalışması iki penceresi olan yol üstü arabalar için fast food a benzer. Siparişinizi verdikten sonra bir pencereye ödemeyi yapar diger pencereye aracınızı sürüp yiyeceginizi oradan alırsınız.Bu işlemi daha hızlı ve daha verimli kılar.

WRAM : (Window Ram-Pencere ram)

WRAM de grafik yogunluklu sistemlerde kullanılan bir dual port bellek çeşididir.VRAM den kucuk bir farkı vardır.goruntu portu daha kücüktür.bu da EDO özelliklerini destekler





Harddisk(HDD)

Disklerin üzerindeki dairesel izlere Track veya cylinder denir. Birden fazla disk kullanılırsa bunlar üzerindeki okuyucu kafalara ise head okudukları yüze Side denmektedir. Bir dairesel iz açısal olarak eş bölümlere ayrılmıştır. Bu bölümlere ise Sector denmektedir. Bütün bunlar göz önüne alındığında bir bilginin adresini vermek için kafa veya yüz numarası, izin numarası ve sektor numarası verilmelidir. Genel olarak bir track üzerinde bir sektörün belirlediği alan 512 byte'tır. Ancak bazı SCSI disklerde bu boyut değişebilmektedir.

Sektör_Sayısı = (Kafa_Sayısı x Silindir_Sayısı x Sektor_Sayısı)



Bu rakamla bir sektörün boyutu çarpıldığında diskin kapasitesi bulunur. Diske erişimi kolaylaştırmak için sektörler gruplanarak CLUSTER'lara bölünür. Cluster sektörden farklıdır. Ve formatlama esnasında bir cluster'ın kaç sektör olacağı belirlenir. Mesala bir cluster 8 sektörden oluşuyorsa cluster boyutu 4 KB olarak belirlenir.Diskin üzerinde belli bloklar vardır.

Partition: Partition disk üzerindeki bölümlendirme için kullanılır. Diskin 0. Sektör, 1. Cylinder, 0. Head'de bulunur. Burada bir kod bulunur. Bu kod üzerindeki bilgileri inceleyerek diskin üzerindeki boot sector bulunur. Boot sector belleğe yüklenir. Daha sonra buradaki kod sistemi yükler.

Boot: Her partition'ın başlangıç adresi olarak verilen adreste bulunur. Buradaki bilgi Partition'daki kod tarafından belleğe alınır. Buradaki program önce root dizine bakar. Burada IO.SYS, IO.COM isimli dosyalar aranır. Burada eğer bulunursa FAT'teki başlangıç noktasına gidilir. Buradan bir sonraki devam edeceği yer tespit edilir. Ve okunan Fat başlangıç adresinden data bloğu üzerindeki bilgi okunarak belleğe alınır. Sonrasını ise IO.SYS halleder.


FAT: (File Allocation Table) Burası tüm diskin yerleşim planını içerir. Bir kodla başlar bu FAT'in özelliğini belirtir. Genelde 0F8h değerini taşır. Buna Media Id Byte denir. Herhangi bir sakatlık durumuna karşı FAT 2 kopyadır. Silinen dosyanın adının ilk harfi alt-229 (sigma) yapılır. Dos baktığında eğer ilk harfi sigma ise dosyanın silindiğini kabul ederek bunu listelemez. Silinen bir dosyanın geri getirilmesi işlemi ise şu şekildedir. Dosyanın kaydındaki Fat'teki başlangıç noktası bilgisi alınır. Bu noktadan itibaren dosya boyunu kapsayacak sayıdaki Fat hücresi eğer boş ise dosya geri getirilebilir. Değilse getirilemez. Eğer dosya bölük pörçük yani dosyanın bölümleri diskin bir kaç bölgesinde yer alıyorsa dosya bozuk olarak undelete yapılabilir. Aşağıda örnek bir Root yapısı ve dosyaların yerlerini gösteren bir FAT görülmektedir.

ROOT ENTRY: Dosya Adı Dosyanın Fatteki Başlangıç Noktası Fat Hücre Sayısı

IO.SYS 1 4
MSDOS.SYS 5 1
COMMAND.COM 6 3
CONFIG.SYS 8 1
FAT: Fat Hücre No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 İçeriği 2 3 4 0FFFFh (Eof) 0FFFFh (Eof) 0 0 0 0FFFFEh (Bad Sector)

IO.SYS isimli dosya disk üzerinden okunmaya çalışıldığında öncelikle 1. Fat hücresinin işaret ettiği cluster okunur. Daha sonra 1. nolu fat hücresinin işaret ettiği 2 nolu Fat hücresinin işaret ettiği Cluster okunur. Arkasından 3. Hücre işlem görür. 4. Hücredeki EOF ifadesine istinaden okuma işlemi durur. MSDOS.SYS isimli dosya ise doğrudan 5. nolu fat hücresinin işaret ettiği cluster üzerinden okunur ve işlem sonlanır. COMMAND.COM ve CONFIG.SYS isimli dosyalar silinmiştir. Eğer en son config.sys dosyası kopyalanmışsa ve ilkin command.com dosyası undelete yapılırsa command.com dosyasının son bölümünde CONFIG.SYS olacak şekilde dosya bozuk olarak undelete yapılır. Eğer geri getirilmezde CONFIG.SYS dosyası istenirse bu durumda CONFIG.SYS dosyası başarıyla geri getirilecektir. Ama eğer COMMAND.COM tekrar undelete yapılmaya kalkılırsa undelete işlemin gerçekleştirilemeyeceğini söyleyerek çıkacaktır. 9 nolu fat hücresi ise o cluster'ın bozuk olduğuna işaret eder.WIN 95 ve NT 4.0 dosyalar silindiğinde Recycle.bin isimli görünmez bir dizine taşır. ve nereden attığını bir yere kaydeder. eğer dosya geri getirilirse aynen yerine yerleşir. Eğer Recycle.bin boşaltılmışsa dosyalar o zaman silinmiş demektir.

Dosyaların güvenliği için ve daha hızlı erişmek için dosyaları bir bütün halinde tutmak tavsiye edilir. Bu işlem içinde en azından haftada bir defa DEFRAG programının çalıştırılması yeterli olacaktır.

Elbette ki bu yapıda bir dosyayı okumak için diskin kafası bir ileri bir geri gidip gelecektir. Bunu hızlandırmak amacıyla smartdrv gibi programlar diskin çok okunup yazılan bölümlerini belleğe alır. Diske yazıyorum deyip kandırıp belleğinde bir süre saklar. Disk serbest kaldığı anda bunları yazar. Bu şekilde işlemler yaklaşık 2-50 misli hızlanmaktadır. Ancak bunların sakatlığıda eğer yazmadan makine kapatılırsa yazmak üzere olduğu bilgiler silinir. ve eski durumlarında kalır. Bundan korunmak için makineyi doğrudan kapatmak yerine CTRL-ALT-DEL tuşlarına basarak makinenin en tekrar açılma işlemini başlatmak daha sonra kapatmaktır. Smartdrv türü programlar bu tuşu kontrol ederek eğer belleğinde bir şey kalmışsa bunu diske yazıp ondan sonra makinenin kapanmasını sağlarlar.

Root: Ana dizin veya kök dizine Root adı verilir. Burada dosyaların isimleri ve bazı bilgileri tutulmaktadır. Yapısı şu şekildedir.

İsmi Boyu Açıklama

Dosya adı 8 byte Dosyanın ismi burada tutulur.
Uzantısı 3 byte Dosyanın uzantısı burada tutulur.
Özellikleri 1 byte Dosyanın Read only hidden ve bunun gibi bilgileri burada tutulur.


Ayrılmış alan 8 byte Bu alan DOS tarafından boş bırakılır. Burası NT ve WIN95 türü programlar tarafından uzun dosya isimlerinin kontrolü için kullanılır. Tarih ve Saat 4 byte Dosyanın son değiştiği tarih ve saat Başladığı Yer 2 byte Dosyanın FAT üzerinde başlangıç noktası Uzunluğu 4 byte Dosyanın kaç byte olduğu Toplam 32 byte Burada aynı zamanda diskin etiketide saklanır. dosya boyu 0, uzunluğu 0, saat ve tarih bos ve ozelliginde sadece Etiket bilgisi olduğu yazılıdır. Aslında dizinlerde dosyalar gibi disk üzerinde saklanır. ilk açıldıklarında bir cluster boyundadır. Daha sonra yetmediği zaman sanki dosyaya ek yapılıyor gibi eklentiler yapılır. Ancak özelliği Dizin olan bu dosyalar DOS tarafından farklı değerlendirilerek içinin gösterilmesi gibi fonksiyonlar yerine getirilir. Bunun dışında Root dizinin farklı bir özelliği boyu sabittir değişmez. Bu sebeble bazı virüsler kendilerini Root'un en alt kısmına yerleştirirler. Böylece kendilerini gizlemiş olurlar. Win 95 ve NT uzun dosya isimleri için silinmiş dosya kayıtları yaratırlar. ilk byte 0E5h değeridir. Dosya adı, uzantısı ve diğer bilgilerinin yerine dosyanın uzun adının bir kısmı tutulur.

Data: Burada diske kayıtlı dosyaların ve dizinlerin içerikleri kaydedilir. Dos'ta diske erişim için int 25h ve int 26h kullanılır. Sector No verilerek herhangi bir adrese ulaşılır. Bunun dışında diske erişmek için Int 13h kullanılır. Bu servis BIOS tarafından hazırlandığından Dos'tan bağımsız olarak kullanılabilir. Bunun dışında CD'ye erişmek için MSCDEX (Microsoft Compact Disk Extention)'in hazırladığı Int 2Fh kullanılır. Bu arada Int 2F çok amaçlı bir servistir. Bu servis içerisinde microsoft'un undocumented (Saklı) servisleride mevcuttur.DOS'ta iken bir dosya açılması için gereken aşamalar aşağıdaki gibidir. x Int 21h Servisi üzerinden dosya aç komutu çalıştırılır. x Int 25h Servisi üzerinden diskten directory entry okunur. Buraya bir dosya kaydı açılır. Bu kayıt 32 byte boyundadır. Öncelikle directory'deki bilgiler okunur. Sonra en alta dosya ile alakalı bilgi eklenir. x Int 25h kullanılarak FAT okunur buradan boş olan bir Fat hücresi seçilerek bu seçilen hücreye ilkin (EOF) bilgisi kaydedilir. Sonra int 26h ile yazılır. x Directory entry'e eklenen satıra başlangıç fat hücreno kaydedilerek Int 26h ile yazılır. x Seçilen başlangıç Fat hücresinin işaret ettiği Data bölgesine dosyanın içeriği yazılır. x Eğer bu hücrenin belirttiği yer yeterli gelmezse Fat üzerinden tekrar boş bir hücre aranır. Bu hücreye (Eof) ifadesi yazılır. Başladığı fat hücresine de buranın adresi yazılır. Bu hücrenin işaret ettiği yerde kullanılır. x Dosyayı kapat komutu gelir. Bu komutla dizindeki dosya kaydındaki dosyanın boyu güncellenir.x Bütün bu işlemler esnasında INT 25h ve INT 26h BPB (Bios Parameter Block)'taki bilgilere uygun olarak adres hesaplamasına gider. Hesapladığı adrese göre INT 13h'ı çağırarak buraya yazma işini gerçekleştirir. INT 13h diske erişmek için gerekli programa sahiptir. Diskin I/O adresine gerekli bilgileri vererek diskin bu adresteki bilgileri okumasını ve aktarmasını sağlar. x WIN 95 ve NT 4.0 diske erişimi kısıtlamak amacıyla INT 13h'ı kendi üstüne alır ve çağrıları kendisi değerlendirir. Eğer sakatlık yapacak bir çağrı alırsa bunu engeller. Bunun dışında 95 DOS modunda açıldığından uzun dosya isimlerini korumak için diske doğrudan erişimi engellemiştir. Bu engeli kaldırmak için LOCK komutu kullanılır. Engeli tekrar koymak için UNLOCK komutu vardır.




CPU (Central Processing Unit)

İşlemci için PC'nin beyni deyip durduk. Mikroişlemci veya CPU (Central Processing Unit) olarak da adlandırılan işlemciler, PC'nin beyni sayılır. Bilgisayarınızda yapılan işlemler doğrudan veya dolaylı olarak işlemci tarafından gerçekleştirilir. Eskiden işlemci PC'nin en önemli parçasıyken bir PC'nin değerini belirleyen şeyin performans ve sunduğu imkanlar olduğunu düşünürsek artık en önemli parçalarından biri diyebiliyoruz.Çünkü bir PC'nin performansını grafik kartı, sabit disk, bellek gibi bileşenler de belirlediği gibi, özellikleri de kullanılan anakarta, multimedya donanımlarına ve çevre birimlerine bağlı.



Bu yüzden hızlı bir işlemci ile yavaş bir sabit disk veya grafik kartı kullanmak veya yavaş bir işlemciyle hızlı bir grafik kartı veya sabit disk kullanmak pek anlamlı olmuyor. Donanımların birbirine ayak uydurduğu, başka bir donanımın işini görmesi için nispeten daha az süre beklediği sistemler dengeli sistemlerdir. İşlemciler bir PC'de şu açılardan önemli görevler üstlenirler:

PERFORMANS: Her ne kadar diğer bileşenlerin de performans üzerinde büy yük etkisi olsa da, hala işlemci perfor mansı belirleyen en önemli bileşen. Bir işlemcinin becerileri, o sistemin ulaşabileceği maksimum performansı belirler. Diğer bileşenlerin hızlı olması sadece işlemcinin gerçek potansiyelinde çalışmasını sağlar.

YAZILIM DESTEĞİ: Daha güçlü işlemciler, yeni yazılımların ve donanımın kullanılmasını sağlar. Çoğu yazılım veya donanımın kutusunda kullanılabileceği minimum işlemci yazar. Ayrıca, işlemcilere eklenen MMX, 3DNow, SSE gibi teknolojiler, bu teknolojilere uygun şekilde geliştirilen yazılımların daha hızlı çalışmasını sağlar.

STABİLİTE VE ENERJİ TÜKETİMİ: Eski işlemciler diğer aygıtlara göre az enerji harcarlardı; artık daha çok harcıyorlar. Bunun sonucunda PC'lerde soğutma sisteminin güçlü olması gündeme geldi. Günümüz işlemcileri oldukça ısındıkları için genelde üzerlerine soğutucular takılıyor çok ısınan (veya soğutma sistemi yetersiz olan) işlemciler de bir PC'nin stabilitesini, yani güvenilirliğini etkiliyor.

ANAKART DESTEĞİ: Alacağınız işlemci hangi yongasetine sahip hangi anakartı kullanacağınızı da belirler. Anakart ise yukarıda belirttiğimiz gibi sistem özelliklerini ve performansı belirleyen bileşenlerden biridir.

İşlemciler mekanik parçası bulunmayan entegre devrelerdir. İçlerinde milyonlarca transistör bulunur ve ne kadar çok transistör içerirlerse o kadar hızlı olurlar. Isı problemleri nedeniyle bir işlemci, kullanılan transistör sayısını artırmak için her istenildiği boyutta yapılamaz. Ancak teknolojik gelişmeler sayesinde çok daha küçük transistörleri, birbirleri arasındaki devrelerin aralığını da küçülterek uygun bir işlemci kalıp boyutuna sığdırmak mümkün olmuştur. İşte buna "mikron teknolojisi" denir. Bir zamanlar, işlemci içindeki devrelerin aralığnın 1 mikronun altına inmesinin imkansız olduğu sanılıyordu. Ama bugün çoğu işlemci 0.25 mikron teknolojisi ile üretiliyor; 1999 yılı içinde de bu 0.18 mikrona inecek. Böylece çok daha hızlı işlemciler üretilebilecek. Bilim adamları, mevcut teknoloji ile 0.08 mikrona kadar inilebileceğini düşünüyorlar.

İşlemcinin Hızı

Bir işlemcinin hızını, kullanılan mikron teknolojisi, üretim teknikleri, kalıp boyutu ve proses kalitesi belirler. Ayrıca üretim sırasındaki koşullar, aynı banttan çıksa bile bir işlemcinin diğerinden hızlı olmasına yol açabilir. Ama sonuçta işlemci fabrikada son testlerden geçirilirken üzerine güvenli olarak çalışabileceği hız ba-sılır. Işlemcinin hızı MHz cinsindendir. Bunu biraz temelden anlatmak gerekirse;

Her PC içinde, talimatların yerine getirilme hızını belirleyen ve çeşitli donanım aygıtları arasında senkronizasyonu sağlayan dahili bir saat vardır (bu saatin hızını normal saat ile karıştırmayın).

İşlemci, her bir talimatı belirli bir saat tıklamasında (saat döngüsünde) yerine getirir. Saat hızlıysa, işlemci saniyede daha fazla talimatı yerine getirir. 1 MHz, saniyede 1 milyon saat tıklamasına (döngüye) karşılık gelir. Yani, 400 MHz'lik bir işlemci, saniyede 400 milyon döngü yapar.

Bir işlemcinin MHz cinsinden hızı, anakartta kullanılan sistem veriyolu hızının belirli bir çarpanla çarpılması sonucu elde edilir. Örneğin 100 MHZ'lik anakartlarda 400 MHz'lik bir işlemci 4 çarpanını kullanarak 4x100=400 MHz'e erişir. Farklı işlemci serileri, aynı hıza sahip olsa da farklı mimarilere sahip olmaları nedeniyle aynı hızda olmazlar; yani saniyede yerine getirdikleri komut sayı farklıdır. Ayrıca "superscalar" mimariye sahip yeni işlemciler aynı anda birde fazla komutu yerine getirebilmektedir.

Piyasadaki belli başlı Intel ve AMD işlemci modelleri hakkında genel bilgi verelim:

INTEL PENTIUM III : 99'un ilk çeyreğinde çıkan bu işlemci, şu an 600, 733ve 800 933 MHz hızlarında modellere sahiptir. 0.25 mikron teknolojisiyle üretilmişti (yakın zamanda 0.18 mikrona geçilecek). İçinde 9.5 milyonun üzerinde transistör bulunur. Yazılım desteği olarak üzerinde MMX ve SIMD komutları bulunur Bu komutlar sayesinde uygun yazılım ve donanımlarla bazı multimedya uygulamalarının (video, grafik işleme gibi) dahi hızlı ve sorunsuz olmasını sağlar.

INTEL PENTIUM II : Bu seri 233 MHz'den başlayıp bugün 450 MHz'e ka dar uzanır. Piyasada artık 350 MHz'ler aşağısını bulmak pek mümkün değildir ( bu modellerde 0.35 mikrondan artık 0.25 mikrona geçilmiştir. MMX komutlarını içerir. 7.5 milyonu aşkın transistör bulunur.

INTEL CELERON : Günümüz piyasasında 333 MHz'den başlayıp 600 MHz'e kadar uzanan modelleri bulunur Pentium II ve Pentium III'ün aksine Slot 1 'e takılan modellerinin yanısıra Soket 370'e takılan modelleri de bulunur. 128K L2 ön belleğe sahiptir ama bu önbellek 512K önbelleğe sahip Pentium II'dekinin aksine, işlemci ile işlemci hızının yarı hızında değil tam hızında haberleşir. Bu yüzden performansı Pentium ll'lere çok yaklaşır.

AMD K6-2 : 9.3 milyon transistörü vardır ve 0.25 mikron teknolojisi ile üretilmiştir. Bugün 300 MHz'den 475 MHz'e kadar modelleri bulunmaktadır. Yazılım desteği olarak MMX komutlarının yanısıra 3DNow! adı verilen komutları da içerir. Soket tipidir; 321 pinli Soket 7 ve Super7 soketlere takılır. ABD'de AMD işlemcili PC satışları Intel işlemcili PC'lerin önüne geçmekle birlikte nedense Türkiye'de AMD işlemciler piyasada çok bulunmamaktadır.

AMD K6-3 : 21.3 milyon transistör içerir; 0.25 mikron teknolojisiyle üretilmiştir. 400 ve 450 MHz'lik modelleri bulunur. Super 7 sokete takılır. AMD, bu işlemciyle performans açısından rakibi Intel'e epey yetişmiştir ve fiyat avantajıyla başa baş bir rekabet sürdürmektedir.

İşlemcilerin Yazılım Destekleri

MMX: Intel'in geliştirdiği MMX'in açılımı Multimedya Uzantılarıdır (Multimedia Extensions) ve işlemcilere eklenen 57 multimedya komutuna verilen addır. AMD'de bu komut setinin lisansını Intel'den almıştır. MMX işlemciler bazı genel multimedya operasyonlarını üstlenirler (örneğin, normalde ses kartı veya modemler tarafından yapılan dijital sinyal işleme). Ancak bu komut setinin kullanılabilmesi için MMX uyumlu yazılımların kullanılması gereklidir. MMX işlemcilere ekleneli uzun bir süre olmasına karşın, MMX destekli yazılımların beklendiği kadar çabuk artmadığı gözlenmiştir.

3DNow!: 3 Boyutlu grafikler ile ilgili hesapların hızlandırılması için AMD işlemcilerde kullanılan komut setinin adıdır. Özellikle 3DNow! destekli oyunların sayısı hızla artmıştır. Ekran kartlarının da 3DNow! destekli sürücüleri olabilir.

SSE: Intel tarafından geliştirilip Pentium III işlemcilere uygulanan 70 adetlik yeni komut setidir. Yakında Celeron ve Pentium II işlemcilere de uygulanması beklenmektedir. SSE'nin açılımı "Strea-ming SIMD Extensions'dır (SIMD = Single Instruction Multiple Data). Mutlaka Türkçeleştirmek gerekirse "akıcı, tek komutla çoklu veri işleme uzantıları" diyebiliriz. Yani işlemciye bir komut verirsiniz bir çok veriyi bir amaca yönelik olarak işler. Grafik, resim, video, animasyon, 3 boyut işlemleri, ses tanıma öğelerine sahip, SSE destekli uygulamalarda ciddi bir performans artışı sağlar. Henüz çok yeni olduğundan piyasada SSE destekli yazılım çok sayıda değildir ama hızla yaygınlaşması beklenmektedir.




AGP

(Accelerated Graphics Port - Hızlandırılmış Grafik Portu)

Acclerated Graphics Port (A.G.P.) arabirimi ana satış gurubunu oluşturan PC lerde,özellikle 3D uygulamalarında yüksek grafik performansı sağlayan yeni bir bus(veri yolu) şartlandırıcıdır.Monitördeki resmin yenilenmesi(refresh) için yeterli bilgi deposu gerektirmekle kalmayıp, doku(texture) mapping, z-buffering ve alfa karışımı gibi olaylar için de büyük bellek deposu gerektiren 3D uygulamaları, bu arabirim şartlandırıcı ile mümkün kılınmaktadır. A.G.P. ana satış gurubunu oluşturan PC lerde 3D uygulamalarının daha hızlı çalışmasını ve daha mükemmel görünmesini sağlayacaktır.
AGP arabirimi, grafik hızlandırıcılarına, ana belleğe ulaşım için özel veri yolu ve daha hızlı transfer gibi yeni özellikler katar.

Bu, sistem bellek bağlantısında, geniş bant aralığı ve daha az gecikme sağlar. AGP arabirimi, texturing, z-buffering, ve alfa blending olaylarında ana belleğin kullanılmasını mümkün kılarak ana satış gurubunu oluşturan PC lerde 3D grafik uygulamalarının yüksek performansta çalışmalarını sağlar.




AGP arabirim şartlandırıcı 66MHz PCI (rev 2.1) şartlandırıcıyı temel işlem yolu olarak kullanır ve PCI şartlandırıcıya üç performans uzantısı veya güçlendiricisi sunar ki bunlar 3D grafik uygulamalarında AGP nin yüksek performansını optimize eder. Bu AGP uzantıları PCI şartlandırıcı (rev. 2.1). da tanımlanmamış ve ya gerekmemiştir. Bu uzantılar:

- Bellek yazma ve okuma işlemlerinde derinlemesine ayrılmış yol; bellek erişim gecikmesini yok eder.
- Veri yolundaki adres ve dataların demultiplexasyonu; hemen hemen %100 verimli veri yoluna izin verir.
- 133 Mhz data transferi için AC timing(zamanlama); 500 MB/s gerçek data aktarımı sağlar...

Bu güçlendirmeler "sideband" sinyali kullanımı ile gerçekleşmiştir. PCI şartlandırıcı hiçbir değişikliğe uğratılmamıştır, AGP arabirim şartlandırıcı, PCI daki "reserved" alanlar, encodingler, pinler, vb... bölümleri kullanmaması için özel olarak geliştirilmiştir. Asıl eğilim, PCI ın tasarımından faydalanarak grafik yönlü performans artışını karmaşıklık/performans oranını değiştirerek sağlamaktır.

AGP sistem PCI ını ne küçültür nede yerini alır. Bu yüksek hızlı port (AGP) fiziksel, mantıksal ve elektriksel olarak PCI dan tamamen bağımsızdır. Sistemde ek bir bağlantı noktasıdır. Özel görüntü araçları için tasarlanmıştır; diğer tüm I/O araçlar PCI bus ta kalacaktır. AGP için eklenen ek slot yeni bir bağlantı gövdesi kullanır( elektriksel sinyalizasyon sebebi ile) ki bu PCI bağlantısı ile uyumlu değildir; PCI ve AGP boardlar mekanik olarak birbirleri yerine geçemezler.

AGP arabirim şartlandırıcı Intel tarafından PCI özel gurubundan bağımsız olarak geliştirilmiştir. Bu gurup tarafından desteklenmemiş ve gözden geçirilmemiştir. Kişisel bilgisayar kullanımında grafik teknolojisi ve ürünlerindeki gelişmeyi desteklemek için tasarlanmıştır.

PCI genel amaçlı sistemlerin I/O yolu olmaya devam edecektir. AGP arabirimi PCI ın yerini almak için değil özellikle grafik kontolerler için tasarlanmıştır. PCI I/O fonksiyonları için gerekli bant genişliği 133Mb/s, 32-bit, 33MHz sürümünün sınırlarına yaklaştıkça PCI daha geniş ve daha hızlı yayılacaktır. AGP özellikle noktadan noktaya grafik bileşenleri için tasarlanmıştır. Fiziksel olarak PCI dan ayrılmıştır ve apayrı bir bağlantı kullanır.




USB (Universal Serial Bus)

Harici aygıt kurulumu, hem yeni hem de usta bilgisayar kullanıcıları için zor bir iştir. Gerekli bağlantıları yapmanın yanısıra, aygıtı konfigüre etmek de zaman alır. IRQ ve I/O adresleri, bir aygıtın, bilgisayar sisteminde çakışma yaşamadan çalışması için doğru şekilde ayarlanmalıdır. Bazen, bir aygıt, sistemin boot işlemi esnasında takılı olmadığı için çalışmayabilir. Genel olarak, bu problemi çözmenin tek yolu, aygıtı bağlayıp sistemi yeniden başlatmaktır.


Universal Serial Bus (USB), yukarıda anlatılan zorlukların üstesinden gelmek için bulunmuş çözümlerden birisidir. Yukarıdaki eksiklikleri tamamlamak için USB, tek bir bağlantı tipi ve anında takma/çıkartma özellikleri sunar. Bu iki özellik sayesinde, USB tipi bir çevresel aygıtı takmak oldukça kolaylaşmaktadır. Sistemin açık veya kapalı olmasına dikkat etmeden, USB aygıtı sisteme bağlayın. Çalışan bir sistemde, aygıtın takıldığı anlaşılır ve aygıt konfigürasyonu sistem tarafından otomatik olarak yapılır. Kısaca, hiç ter dökmeden takılan USB aygıtı çalışmaya hazır hale gelir.
Şimdiye kadar, USB bir değişim geçirmiştir.

İki spesifikasyon sürümleri 1.0 ve 1.1'dir. USB 1.1'in asıl amacı, USB 1.0'da farkedilen problemlerin çözülmesi ve bazı belirsizliklere açıklık getirilmesidir. USB 2.0'ın ise 2000'in ilk çeyreğinde çıkması beklenmektedir. USB 2.0 sayesinde orijinal USB kablo ve bağlantıları değişmeden 480Mbps bant genişliği mümkün kılınacaktır. Bu, mevcut standarttaki genişliği 40 katına çıkartacaktır (USB 1.1'de 12Mbps). Ek olarak, USB 2.0 mevcut USB sürümleriyle de geriye uyumlu olacaktır. Bu yazıda "USB" terimi, ayrıca belirtilmedikçe USB 1.1 olarak anlaşılmalıdır.


Özellik Listesi
USB, IEEE1394'ün benzeri özelliklere sahiptir. Aşağıda kısa açıklamarıyla USB özelliklerinin özetini bulabilirsiniz:
Anında Takma/Çıkartma, PnP: USB aygıtları, aygıt takma/çıkartma işlemini tespit etme ve konfigürasyonunu otomatik olarak yapma yeteneğine sahiptir.
Seri Veri Yolu: Bir çift farklı sinyal, hem veri gönderimi hem de veri alımı için kullanılmaktadır.
Eşsüreli Aktarım: Kamera gibi video uygulamalarında, sabit bit oranına yakın aktarım gereklidir. Eşsüreli aktarım, veri kesinliği yerine ayrılmış aktarım oranı sözü verir.
Kablo Gücü: Kendi elektriğini sağlayamayan aygıtlar için, kablo gücü, USB'nin kablosu aracılığıyla mümkündür.
Tam veya Düşük Çalışma Hızı: USB'de iki çalışma hızı desteklenmektedir: tam hız için 12Mbps ve düşük hız için 1.5Mbps. Düşük hız tanımlama, üreticiler için maliyeti düşürme amaçlı bir opsiyondur.

USB Bağlantısı

Bir USB kablosu, dört iletkenden oluşur: iki adet veri yolu (kablo) gücü için ve iki adet de farklı sinyal çifti için. Pin tanımlamaları aşağıdaki şekildedir:

Pin 1. VSUB: Veri yolu gücü, kaynakta +5V

Pin 2 ve 3. D- ve D+: Farklı sinyal çifti

Pin 4. GND: Toprak

USB kabloları da, tam hızlı kablolar ve düşük hızlı kablolar olmak üzere ikiye ayrılır. Tam hızlı kablo, kıvrımlı sinyal çifti ve dört kabloyu sarmak için çevresel koruyucu gerektirir. Tam hızlı USB kablosu için gerekli asgari marka bilgisi, "USB SHIELDED..." ibaresini, USB spesifikasyonları nedeniyle bulundurmalıdır. Düşük hızlı kablo ise koruma, kıvrımlı sinyal çifti iletkenleri ve özel marka bilgisi gerektirmez.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <