Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

beyaz adam

> 1 <

venoM
۞.fnym.۞

grup tuttuğum takım
Yarbay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 2039 ileti
Yer: Çanakkale
İş:
Kayıt: 14-03-2006 14:13

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #323111 10-09-2008 13:04 GMT-1 saat    
beyaz adam

pasa dedeler, konaklar, hizmetçiler, halayiklar, dadilar, hususî fransizca ve keman dersleri, yalova'da yazliklar, balolar, madalyalar, asalet ünvanlari, antika mobilyalar...

osmanli hâk ile yeksan olup da türkiye cumhuriyeti kurulurken, o günün aristokrat sinifi "vapor"lara doldurulup vahidüddin han ile birlikte evropa'ya sürgüne mi gönderildi saniyorsunuz?

no monser. onlar ekseriyetle burada kaldilar.

kimileri uzak görüslüydü, iktidarin el degistirmekte oldugunu sezmistiler,kimileri ise sirf helecandan, romantizmden, üçer beser milli mücadele saflarina katildilar.

hatta cumhuriyet'i de onlar kurdular. her ne kadar ders kitaplari baska türlü söylese de, osmanli'nin projesidir cumhuriyet ve batililasma.

türk memed ve kürt memo çanakkale'de siram siram biçildi emperyalizmin mitralyözleriyle; ama pasa hazretlerinin raki sofrasinda onlar degil,osmanli sosyetesinden yunus nadi bey'ler, kiliç ali bey'ler, celal ve ismet bey'ler yer aldi. kim sallandirilacak urganin ucunda, kimler banka ve fabrika kuracak, kimler ermeni matbaacidan gaspedilen (pardon, müsadere
edilen) beles matbaa ile "davayi" destekleyen ceride çikaracak, bütün bunlara haymana ovasinda degil, ankara'da, istanbul'da, belki termal'de karar verildi.

aslina bakilirsa, bizatihî vahidüddin han efendi hazretlerinin kendileri koyu bir mustafa kemal hayrani ve millî mücadele muhibbi idi, ama mevkî itibariyle kuvvaci olma sansi yoktu; resmî tarih ona hain rolü biçmisti bir
kere, anca giderdi, biz de ense tirasini görürdük.

cumhuriyet rejiminin degerlerini cönk bayirinda sehit olan yoksul memed degil, omuzunda mermi tasiyan anadolu kadini da degil, amele hamal çakal kunduraci tulumbaci hiç degil, osmanli'dan artakalan evropa asigi "seçkin"
azinlik belirledi.

onlar evropa'ya "medeniyyet" ögrensin diye yollanmis bir irkin ahvadiydilar.paris kafelerinde, viyana üniversitelerinde, berlin kislalarinda yontulup vatana geri döndüler. ve buyurdular ki:

batililasmaliyiz!

niye?

çünkü bati demek, "medeniyet" demektir.

kim ögretti?

bati.

* * *

himmm...

peki öyle mi sahiden?

her köyde bir piyano mu "medeniyet" dedigimiz tek disi kalmis canavarin
kistasi?

bir beyfendi tahayyül et. 1960'li yillarda cebinde yesil dolarlar, takiliyor belgeselcilerin pesine, yoksulluktan geberen afganistan'a gidiyor ve orada simarik pasa torunu tavriyla "ho ho ho, koskoca ülkede bir sise kokakola
yok, çocuklar dalt.sak dolaniyor" diye alay ediyor. akabinde isçi partisi milletvekili olarak meclise giriyor. masonluk da cabasi.

oradan hapise. oradan turgut'un sofrasina. oradan plaza ermisligine. güney fransa'da tatile. ama asla halkin arasina degil.

* * *

bir baska efendi hazretleri daha tahayyül et. çöreklendigi gazete kösesinden seytana çarigini ters giydiriyor. örnegin, kuvvaci bir subayin sergüzestini yaziyor cilt cilt. merak ediyorsun "her sey var da neden ermeni tehciri
yok?" diye. arastirinca görüyorsun ki, bizzat kendisi ermeni asilli ve bunu gizleme derdinde.

neden?

cumhur-basbakani olacak, hesabi o. aslini inkâr etmesi gerek bunun için.simon dayiyi, roz teyzeyi yok saymasi gerek.

yillar sonra ögreniyorsun ki, "aslanim deniz! aslanim mahir!" diye yazilar döktürüp, bir kusagi nurhak daginda, kizildere'de, daragaçlarinda telef olmasina çanak tutan seceresi karanlik herif, gün geliyor, mhp genel
baskanina "dincilere karsi ittifak içinde olalim" diye yalakalik ediyor.

nereden nereye? trafik lâmbasi gibi renkten renge giriyor beyaz adam.degismeyen tek özelligi, fitne ve fesat.

* * *

osmanli'yi batiran ittihat ve terakki kafasi, kiliktan kiliga girerek, kâh solcu, kâh milliyetçi, kâh liberal, kâh kemalist, kâh yanardöner, oldum olasi bir sürü olarak gördügü kara kafali türk'e her dönem yenilenen dahili
ve harici bedhahlar yaratiyor.

bir avuç ittihatçi kalintisi ve onlarin birkaç on bin kisiyle sinirli bagnaz takipçisi, bir ülkenin gündemini ve istikbalini ablukaya aliyor.

ayak'lar ve bas'lar

bu ülkenin bir beyaz adam gerçegi vardir efendiler. beyaz adam bu ülkenin
kamburu, bas belâsidir.

onlar kendi halkini ve o halkin degerlerini sevmezler. çünkü onlar, tipki kendi kimliginden utanip, adini henry diye degistiren ve kafasinda rölöve sapka, sirtinda blazerle çarliston dansi yaparak kendini sahici batili
zannetmeye çabalayan son çin imparatoru pu-yi'ye benzerler.

anadolu halklari yakıcı güneşin, kavurucu soğuğun, açlığın, hastalığın pençesinde kivranirken, payitahtta çöreklenmis olan ve kendilerine bahsedilmis imtiyazlar sanki damarlarindaki "asil" kanin tanri tarafindan
gönderilmis ödülüymüs gibi, tüm anadolu'ya ve onun bin yillik degerlerine magrur nazarlar firlatarak, balolarda, plajlarda, kokteyllerde ve dahi sikiyönetim mahkemelerinde narsizmlerini kabarttilar onlar.

papaganlar gibi besteci, yazar, film, rejisör, terminoloji ezberlediler ve sandilar ki, ne kadar malumat ezberlersen o kadar bilinçlisin.

islâmiyet'i, hatta budizm'i, hinduizm'i, tasavvuf'u, asya'yi, afrika'yi, tüm mazlum ülkeleri ve onlarin halklarini ve de o halklarin degerlerini yok saydilar. emperyalistin degerlerine simsiki sarilarak anti-emperyalist takilmayi becerebilen görülmemis bir insan türü olusturdular bu iki yüzlülükleriyle.

bu ülkenin en dogmatik, en ezberci, en dar kafali, en tahammülsüz kesimi olduklari halde kendilerinde nedense hep demokratlik ve bilimsellik vehmettiler.

onlara göre biz sirf ahmakliktan tahilla beslenen ve kol kalinliginda b.k s.çan bir barbarlar sürüsüydük. sanki viyana senin, paris benim gezme tozma, fink atma sansimiz vardi da, ilkelligimizden diyarbakir'da, gümüshane'de yasamayi seçmistik.

bize "sinif bilinci"ni ögretirken bile asagilayarak ve "alt tabaka" oldugumuzu her firsatta hatirlatarak yaptilar bunu.

düzen degisecekti, ama onlarin ayricalikli konumu degismeyecekti. padisah sofrasindan kalkip mustafa kemal sofrasina, oradan kalkip cemal gürsel sofrasina, oradan kalkip turgut özal sofrasina, oradan kalkip...

tek bir sartlari vardi, kim gelirse gelsin, onlar hep orada olacaklardi.

kimileri çerkez bilmemne pasanin torunuydu, kimileri arnavutluk hanedaninin ipten kaziktan kurtulmus son ferdi, kimileri padisahin taharetçibasisinin evlâtligi. ortak yönleri, bu topraga ve bu halka yabanci oluslariydi.besleme bir azinliktilar. onlar hiç yoksullugu ve ezikligi tanimamislardi,ipleri kusaklarina denk yasamislardi hep ve daima öyle kalmaliydilar.

gazeteler onlarin tekelindeydi, matbaalar, radyo istasyonlari, subay gazinolari, lojmanlar, bogaz kiyilari, moda burnu, prens adalari, nisantasi, beyoglu, suadiye ve tüm mutena semtleri ve meyhaneleri istanbul'un, onlarin dedelerine bahsedilmisti. biz (ve ceddimiz) ancak kapici, boyaci, müsdahdem olarak girebilirdik bu kösklerin, konaklarin, kültür saraylarinin kapilarindan.

demokrasiyi bile onlar lutfetmisti bize, yüzümüz tutup isteyememistik.

nasil demokrasi isteyecektik ki, kiçimizda don yokken?

allah için, sövalye ruhluydu bazilari; lûtfettiler sosyalist oldular bizi "kurtarmak" için. hapislerde yattilar, iskence gördü çogu, çileler çektiler, yoksullastilar zamanla, çok bedel ödediler. ama yine de degismedi huylari,açliktan nefesleri kokarken bile bizim "avam" kendilerinin "asil" olduklarini unutmadilar.

"aaah! ayaklar bas oldu, baslar ayak!" dediklerini duymaya basladik sık sık.
"ayak kim, bas kim?" sormaya utandik, sanki ayak olmayi biz seçmisiz gibi.

dostlarimiz, mozart, haydin, çaykovski

türkü sevmezler onlar, opera ve bale severler.

halki sevmezler onlar, "halki kurtarma" fikrini severler.

kendileri opera ve bale sevmekle kalmaz, asagilaya asagilaya bize de ezberletmeye çalisirlar bu tercihlerini.

biliyor muydunuz bir vakitler istanbul'da sehir hatlari vapurlarinin kadiköy ile köprü arasinda devasa hoparlörlerden ravel'in bolero'sunu çala çala gidip geldiklerini?

bir zamanlar saz sairlerinin sazlarinin jandarma marifetiyle kirildigini
biliyor muydunuz? türkülerin yasaklandigini? eski tas plaklarin radyoevinin
iç avlusunda çagdaslik adina yakildigini.


efendilerimiz, çekilesi kulagimizi "çagdas" müzige alistiracaklardi.

fikrimizi soran kimdi ki? tanrilar bizi yontmaya karar vermislerdi bir kez.

ve onlar inaniyorlardi ki, hepimiz çok sesli müzik dinler, vals yapar, bilek kalinliginda degil de serçe parmak kalinliginda siç.rsak, "uygar" olacagiz.

bu konuda bizim ne düsündügümüzün hiç önemi yoktur.

tanrimizla alay ederler (çünkü onlar "çagdas"tir); ama biz kendimiz gibi bir fanî olan mustafa kemal'i degil elestirmek, onlarin emrettigi siddette benimsemez ve övmezsek, ensemizde boza pisirirler.

dedim ya, onlar "çagdas"tir; biz kara kafali kalabalik.

çocuklarinin adlari genellikle devrim, evrim, ülkü falandir onlarin.

bazi kelimeler var ki onlarin dillerine persenk ettikleri ve kolumuzu büke büke ezberletmeye çalistiklari, iste o kelimeleri ne zaman isitsem kinova gibi kafa derim kasiniyor.

laik, çagdas, cumhuriyet, irtica, aydinlanma, köy enstitüsü...

bu kavramlarin kendisine degil, bunlarin üstünden yapilan demagojiye sinir oluyorum. ne zaman sohbeti dönüp dolastirip, kendi icadi olan "irtica" evhamina getirse beyaz adam ve tezini kabul ettirmek için abansa, kan beynime siçriyor, inan olsun ki pataklayasim geliyor.

çünkü kendi halkini zenci gibi gören, onun, yeme içme aliskanligindan, aksanina, türkülerine, örfüne, töresine, hatta yoksullugundan mütevellit hirpaniligine "ilkellik" damgasini vuran, anadolu konusundaki ufku pendik'ten öteye gidemeyen, kapicisinin oy verdigi partinin birinci parti olusunu "irtica" diye adlandiran, kararname zoruyla mektepli kizlara sort
giydirip, sonra da bati efendi hazretlerine dönüp, "bakiniz, çagdaslastik" diyebilen, hem emperyalistten aferin bekleyip hem de solcu-milliyetçi geçinen, inananlarin basörtüsünü bile "çagdaslik" adina yasaklama hakkini kendinde bulabilen, zorba, saygisiz, çig, tepeden inmeci ve sizofren bir insan türüdür beyaz türk.

"harran'da oksford vardi da biz mi okumadik?" diye soran ibo'yu çok daha sahici, çok daha inandirici buluyorum.

kendi yabancilasmasini topluma dipçik ya da demagoji zoruyla benimsetmeye çalisan ve bunu "gelisme" diye adlandiran bu yoz oligarsik katmana ve onun dayattigi kaliplara bas kaldiriyorum.

gel ciguli, benim güzel kardesim, gel müslüm, gel kibariye, gel agziyla kus tutsa kendini beyaz türk'e begendiremeyen rahmetli ahmet kaya, gelin hepiniz, kara kafali sefil halkin bagrina bastigi ayak takimi taifesi...
sizin kargacik burgacik türkülerinizde, egitimsiz, detone sesinizde, rasgele notalarinizda kendi yalin hakikatimi buluyorum.

yoksulluktan okuyamamis türkücüye "mozart konser verse gider misin?" diye tuzakli sorular soran kara yürekli despotlara ezdirmem sizi.

tamam, evimde hiç birinizin kaseti yok, ben jethro tull ve deep purple dinlemeyi yegliyorum; ama bu köklerimden kopmuslugumu sizin sahiciliginizden üstün saymiyorum hiç degilse. haddimi biliyorum.

aslina bakarsaniz, ben de bir beyaz türk'üm. ve umarim dogru yolu bulurum.

belki de bulamam. böyle parçalanmis kalirim. ama yine de o despotlara ezdirmem sizi.

o despotlar ki, dedelerine bahsedilmis imtiyazlari kendi erdemleri sanirlar.

ve o despotlar ki, her daim muktedir kalabilmek adina kardesi kardese kirdirirlar.

bir avuç simarik, saygisiz, kendini begenmis zipirdan ibarettirler, kaç yasina gelirlerse gelsinler, hep öyle kalirlar, koskoca toplumu kendilerine benzetmeye çalisir, bunu da devrimcilik sanirlar.

beyaz türk denir bunlara; hiç bir halta yaramazlar patirti çikarmaktan baska.

necdet şen 7 subat 2002

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


fnym

hedehödö
fe eyne tezhebun!

grup tuttuğum takım
Yarbay Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 1323 ileti
Yer: evet yerim
İş: yalova müftüsü
Kayıt: 19-10-2006 21:35

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#323156 10-09-2008 20:02 GMT-1 saat    
Çok eğlenceliydi bu harici konu... Evet bir dönem türküler bile yasaklanmış çağdaşlaşmak adına(!) Çok komik ya çağdaşlaşmayı batılı müziği dinlemekten ibaret sanan zihniyete bak kimdi o dönem iktidar tam hatırlayamıycam 1934de yani...

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <