Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

Zalim İlahlar Kervanı

> 1 <

Mert_Yilmaz
Seek & Destroy

grup tuttuğum takım
Binbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 2412 ileti
Yer: Isparta
İş: Öğrenci
Kayıt: 21-06-2006 14:55

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #323627 19-09-2008 19:47 GMT-1 saat    
Yürüyordu şair...
Çiğniyordu karları,
menzilindeki düşmanı öldürür gibi.
Nafile, ne işler
O ki ne körpe canların,
ne fukaraların loş ışığını hunharca söndürmüş Acuze!
Pusuya yatmış çakal gibi bekler.
Şairin de pek gücü kalmamıştı,
Ama yine de yürüyordu öfkeliydi!
Yürürken de ağlıyordu...
Gözyaşları boyuyordu karları.
Beyaz ölüm bir buna dayanamıyordu;
Eriyiveriyordu hemencecik.
Ne kadar gaddar da olsa acıyordu biçareye.

Ağlıyordu şair sessizce...
Ama yürüyordu yine...
Hava pusluydu,
gece sessiz, soğuk.

Hava kâh yeni sönmüş izmarit dumanı.
Kâh milisin şakağındaki kan, barut kokusu.

Artık dostları da yoktu şairin yanında.
Onlar gittikçe bozuluyordu efsun.
Güneş garptan doğuyordu artık.

Kar yağmaya devam ediyordu...
Ama âşıkların değil çakalların üstüne.
Kuşların değil, kuşbazların üstüne.

Yürüyordu şair...
Dostları da uçmuştu bir bir yanından.
Eskiden özgür zannederdin onları göklerde süzülürlerken.
Terk ettikten sonra tek tek yakalandılar kuşbazlara.

Önce gözleri oyuldu ki dünyaları küçülsün;
Sonra kanatları yolundu ki
Dirhem güçleri kalmasın karşı koymaya;
Küçücük gagalarını kırdılar ki
Sükûn sarsın dört bir yanı.
Ve karatahtadan kafeslere kapattılar her birini.

Şair yalnız kaldı.
Topallıyordu belki ama yine de yürüyordu; bahtsız bedevi gibi.
Ağlamaktan irislerinden kan damlıyordu.
Hava gittikçe katılaşıyor,
Ciğerlerini doldurmuyordu.

Ben-i alem sukûtta.
İlletler umursamıyordu bu helak, hengâmeyi...

Kalender şairin hülyasında yalnız biri vardı.
O ki şairi sarayında bendegân bellemişti.
Güzelliğinde âmâ idi.
Huri misali buselerini abluka bellemişti
Istırabında lâl idi

Şaire bir sevdası kalmıştı.
Oydu onu hâlâ yürüten, ayakta tutan.

Kar yağmıyordu artık.
Şair yolun sonundaydı.
Gece karanlık sessiz...
Rüzgâr uğulduyordu kulaklarında,
Yerdeki karları süpürüyordu eski pantolonuna.

Durdu uzun yolun sonunda.
Ellerini ceplerinden çıkardı avuçlarına baktı...
Son damla gözyaşı süzüldü yanağından.

Kurşuna dizilmiş mahkûm gibi çöktü dizlerinin üstüne.
(Kuşbazlar doluştu etrafına leş kargaları gibi.)

Yüzü soluk ölgün...
Yığıldı karların üstüne.
Efsunun bozulduğu yerde geriye kalan;
Sadece avucundan düşen bir çift yüzük bir de kolye.

Onu götürdüler...

Cenazesi de Sessiz oldu şairin.
Şimdi arada bir üstüne su dökenler,
Bir de kabrini mesken eylemiş kuşlar var,
Zalim ilâhlar kervanında.


Umut Taşdemir

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Yeniklasor <3
> 1 <