Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

Rap'ten Rabb'e Sagopa Kajmer

> 1 <

ReSSaM

grup tuttuğum takım
Çavuş Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 235 ileti
Yer:
İş:
Kayıt: 21-07-2007 13:28

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #345202 25-09-2009 22:55 GMT-1 saat    
Rap'den Rabb'e Sagopa Kajmer: Rap'in krallarından geçtim, gönül sultanlarına bağlandım

Yunus Özyavuz, nam-ı diğer Sagopa Kajmer, Türk rap müziğinin önemli ve farklı isimlerinden birisi. Onu kendi ifadesiyle diğerlerinden ayıran ve farklı kılan şey ise sözleri ve müziğinin kendine has oluşu.
Şarkı sözlerinde bolca Osmanlıca ve Farsça kelimeler kullanan Kajmer, “Yeraltı Operasyonu, Sözlerim Silahım, İhtiyar Heyeti, Sagopa Kajmer, 10 Kurşun, Bir Pesimistin Gözyaşları, G.O.R.A Soundtrack, Romantizma, Kafile, İkimizi Anlatan Bir Şey ve Kötü İnsanları Tanıma Senesi” isimli albümleriyle hatırı sayılır bir genç dinleyici kitlesini müziğine çekti. İçerisinde küfür barındıran eski sözleriyle arasını bozduğunu söyleyen Kajmer, ilginç bir itirafta da bulunuyor: “Şarkılarımın küfür içerdiği vakitlerde ailem beni hiç dinlemezdi.” Sagopa Kajmer, müzikte laf kalabalığını sevmediğini, önemli olanın özü yakalayıp az ve öz konuşmak olduğunu belirtiyor. Sözlerinin dinleyicilerinin aklında kalma sebebini sahip olduğu maneviyatla özdeşleştiren Sagopa Kajmer, “Ben dünya zevkleriyle ilgilenmiyorum. Son iki senem alim zatların hayatlarını araştırmakla geçti. Hâlâ benim için en mühim şey, o mübarek zatların dopdolu hayatlarından bir zerre olsun istifade edebilmek.” diyor. Sanatçı, bu kez sevdiği rap'çileri değil etkilendiği alimlerin isimlerini sıralıyor: Abdülkadir Geylâni, Ahmed el Bedevî, Hasan-ı Basri, Ahmed er-Rufai, Bişr-i Hafi, Buhari, Müslim... Eskiden rap'in önemli isimleriyle hemhal olan Sagopa Kajmer, “Ben rap'in krallarından geçtim, gönül sultanlarına bağlandım artık. O kadar muhteşemler ki!” diyor. Kur'an-ı Kerim okumanın kendisini çok rahatlattığını kaydeden rap'çi Kajmer, Allah'la olan irtibatını ise şöyle açıklıyor: “Ben ilk önce Rabb'in benden istediklerini uygulamaya koyup daha sonra O'ndan aldığım güç ile dua ediyorum. İrtibat, çokça zikretmektir. Kelimelerden geçtik biz, manaya indik.”

Küçükken de böyle çok konuşan biri miydiniz?

Sessiz bir çocuktum, müzik dinler ve mutlu olurdum. Çok fazla içime kapanıktım. Anca biraz açıldım diyebilirim.

Anne-babanız ne diyordu sizin bu küfürlü şarkılarınıza? Ailenizin büyüklerine karşı bir isyan duygusu oldu mu içinizde?
Bana ailem karışmaz. Ne yaparsam onlar için iyidir. Önceki şarkılarımdaki küfürleri de önemsemiyorum, sonuçta herkes küfreder. Ben eski şarkılarımla aramı çoktan bozdum. Ayrıca isyankar değilim ve isyan müziği de yapmıyorum. İlk önce yaptığım müziğin isyan müziği olmadığını anlamanızı isterim. Eskilerde takılmamak gerek. Aile büyüklerime boynum kıldan incedir. Aile en önemli sahipliktir. Şarkılarımın küfür içerdiği vakitlerde ailem beni hiç dinlemezdi, hatta pop müzik yap derlerdi. Ne zaman ki 'Bir Pesimistin Gözyaşları' albümünü yaptım; hem insanların hem de ailemin müziğime bakış açıları değişti. Böylesi beni de mutlu etti. Ünlü olmamak için ses tonumu değişik kullanırdım. Zamanından kalan içime kapanıklığın dışavurumuydu bu.

Kelimelerin gücü adına çıktığınız bu yolda sizi ne susturabilir?
Eğer iyi sözler yazamasaydım benimle röportaj yapar mıydınız? Sanırım hayır. Kelimelerin gücü, cümlelerin gücü; bu ikisine müziğin sağlamlığı eklendiğinde bütünlük sağlanıyor. Eğer sadece iyi müzik olsaydı da sözler kötü olsaydı olmazdı. Ben bir bütünüm, bütünlüğüm olduğu için Sagopa Kajmer'im. Hissettiklerimi açığa vururken dikkatli olmalıyım. Bu benim disiplinim, prensibim. Beni susturabilmek için yaratılmış herhangi bir güç yok. Çünkü ben gücümü dinleyicimden, insanlardan alıyorum. Susturulması ancak kendine bağlı olan bir imkansızım.

İllâ ki ağız dolusu konuşmak mı gerekiyor? Sustuğunuz anlarda ne yapıyorsunuz?
Nasıl planlama yaptığınıza bağlı. Ben de herkes gibi insanım, susarım da konuşurum da. Önemli olan doğru zamanda konuşup doğru zamanda susmak. Dışarıdan nasıl göründüğümü bilemiyorum ama kendimi nasıl gördüğümü çok iyi biliyorum. Sustuğum zamanlarda murakabe yapar düşünürüm. Laf kalabalığını sevmem. Müzikte de laf kalabalığını sevmiyorum. Özü yakalamak, az ve öz konuşmak lazım.

Kaf Kef, Evliya-i Rap, Küheylan, Yaşlı Çocuk, Karizmatik Emmi, Melodrama, Sagopa Kajmer... Gerçek isminiz de Yunus. Niye bu kadar çok mahlas kullanıyorsunuz?

O an ne hissediyorsam o. Şarkılara göre de değişir, hislere göre de. Kendimle barışık yaşarım, mahlasları hissi olarak düşünmek gerek. Öyle gelişi güzel bir şey değil. Her bir mahlasım benim ayrı bir anlatımımdır.

Sözlerinizin akıllarda kalıcı olmasının nedeni ne? Dünya zevklerine fazla itibar etmemeniz mi, sözlerinizin felsefeyle yoğrulması mı?

Maneviyatım. Ben dünya zevkleriyle ilgilenmiyorum. Neysem oyum. Olduğum gibi görünürüm, düşündüklerimi şarkılarıma aktarırken kelime dünyası içinden en öz olanları yan yana koyarım. Anlaşılırlık sayesinde kalıcılığı yakaladım.

Amerikan kültüründen doğan rap müziğinin argümanlarını kullanarak, Amerikalı takılmamaktan, kendi değerlerimize sahip çıkmaktan bahsediyorsunuz? Bu çelişki değil mi?

O zaman şöyle söyleyeyim, hiçbirimiz e-mail ya da internet kullanmayalım, kola da içmeyelim, Amerikan markaları da giymeyelim. Allah vesileler yaratmış, vesileyi değerlendirmek esastır. Her ne kadar Amerika sokaklarından çıkmış olsa da rap bir araçtır. Amaçsa içinde gizlediğindir. Sen bir kısmını alır ve kendi özüne uyarlarsın. Rock müzik yapanlar da böyledir, pop da. Türkiye'de sahip çıkmamız gereken ne var? Kültür diyoruz, gelenek görenek diyoruz, ama izlediğimiz kliplerde çıplak hatunlar, gırla içki, kötü sesler ve bize uymayan görüntüler var. Bırak Amerikancılığı, zaten yırtınsan onlar gibi olamazsın ya da yarattığın sahtelikle onların gerçekliğini yakalayamazsın. Bizde hep dış ülkelere özenti var. Artık Türkçe o kadar değiştirildi ki, esas bunlarla ilgilenmek gerek. Sago bunu söyler.

Ortaya koyduğunuz Türk rap'inin hem Türkiye'deki rapçilerden hem de dünyadaki rapçilerden farklı yanları nedir?

Benim hem sözlerim hem de müziğim kendime has. Cevap olarak bu gerçeklik yeter. Malum Türkçe rap dendiğinde "Iııghhh çok itici buluyorum" diyenler o kadar çok ki! Benden sonra insanların rap'e bakış açıları değişti. Ailelere kadar ulaştım. Kitlelerin bana olan sevgisi diğerlerine olanlardan çok daha farklı. Beni ağabeyleri, öğretmenleri olarak görüyorlar. İşte fark bu. Ben bir yıldız değilim, bir ihtiyacım belki de, kim bilir.

Rap ortamının algı ve idrak seviyesi düşük mü?

Hayır, hayli yüksek. Dinleyenlerim çok zeki. Zeki olmasalar beni dinlemezlerdi. Çünkü ben de zekiyim. İdrake geç varanlar ise sonradan her şeyin farkına varıyorlar. Sonuçta anlamadan idrak olmaz. Konserlerde bağıra bağıra, ağlaya ağlaya şarkılarıma iştirak ediliyorsa o insanların idrak seviyelerinin düşük olduğu nasıl söylenebilir? Onlar canım benim.

Türkiye'deki rap sanatçılarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye gibi muhafazakar değerlere sahip bir ülkede rap gelişir mi?

İnsan kendini geliştirir, müzik gelişmez. Sen geliştikçe aracın olan müziği de değiştirirsin. Ne bileyim sözler değişir, anlattıklarının derinliği değişir. Muhafazakar bir ülkedeyiz diyorsunuz ama o eskidendi. Artık her şey o kadar serbest ki… Dünyayı gezdim, bizim kadar rahat ülke yok. Türk rap'inde neler oluyor bilmiyorum. Belki de umrumda değil. Herkesin bir şekilde amacına ulaşmasını ve bizim önderliğini yaptığımız bu türü geliştirmesini de canı gönülden istiyorum.

17 yaşında 'Tepki' isimli bir rapçi "Kulağın boynuzdan korktuğu bir rap anlayışı var Türkiye'de. Büyükler bizi aşağıya itmeye çalışıyor" diye feryat ediyordu? Doğru mu bu?

Abartılı bir yaklaşım. İyi rapçi vardı da Türk rap dinleyicisi mi kabullenmedi? İyi olan her zaman iyidir ve iyi olan mutlaka sonuca varır. Ben 10 senede vardım. Ama vardım. Şahsi olarak derim ki; boynuzlar kimi zaman kulak altında kalırlar, kimi zaman onun üstüne çıkarlar. Boynuzuna göre değişir. Demek ki o boynuzlar kulağa ulaşamamışlar. Ulaşsalardı kendi özgürlüklerini tadarlar ve işin hazzına varırlardı. Bu denizin tüm suyunu bizler içeceğiz diye bir kaide yok.

İçerisinde gazel ve kaside olacak bir kitap yazmaya başlamıştınız? Ne aşamada?

Boş vaktim oldukça yazıyorum. Çok bir şey yok. Kaside, gazel vs. yazabilirsem ne mutlu bana.

Sizin sevdiğiniz rapçilerin isimlerini (Chuck D, Ice T, L.L, Krs, Cube, Kool Keith, Rakim gibi...) biliyoruz ama sizi kendine çeken evliya ya da derviş insanlar kimler?

Son iki senem alim zatların hayatlarını araştırmak ve onlardan feyzler almakla geçti. Hâlâ benim için en mühim şey, o mübarek zatların dopdolu hayatlarından bir zerre olsun istifade edebilmek. Beni derinden etkileyenleri büyük bir zevkle yazayım: Abdülkadir Geylâni (ks) en başta olmak üzere; Ahmed el Bedevî (ks), Hasan-ı Basri (ks), Ahmed er-Rufai (ks), Bişr-i Hafi (ks), Mahmud Hüdâi (ks), Şah-ı Nakşibendi, Feridüddin Attar (ks), Mevlânâ Celaleddin-i Rumi (ks), Buhari, Müslim, Hakim Tirmizi, İbrahim Hakkı Erzurumi (ks), Muhyiddin-i Arabi (ks). O kadar çoklar ki her biri ile ilgili değişik hayranlıklarım var. O saydığınız rapçileri eskiden dinlerdim. Ben rap'in krallarından geçtim, gönül sultanlarına bağlandım artık. O kadar muhteşemler ki! Okudum bildim deme, çok taat kıldım deme. İlk emir okumak, ama roman okumak değil.

Söz, bu topraklarda değerli bir enstrümandır. Rap sözün gücünü azaltmıyor mu?

Vezin problemi olmasaydı kısıtlama olmazdı. Fakat malum ritimsel bir bütünlük için lirikal açıdan düzenleme şart. Bu işi de herkes yapamaz, ustanın işidir. O nedenle ben ben oldum. Her ne kadar kısıtlı bir söz dizimi olsa da içi umman oldukça problem yok.

Sözün en etkili ve tasarruflu sarf edildiği kitap Kur'an'dır. Kur'an okuyor musunuz?

Katılıyorum. Elbette okuyorum, okumadan olur mu? O kadar rahatlatıyor ki!..

Allah'la dua ederek konuşurken kullandığınız kelimeler nasıldır peki?

Rabb'imiz bizlere sünnet izinden gitmeyi buyuruyor. Onunla iletişim için ilkin sünnete bağlanmak ve bu vesileyle doğruca ilerlemek gerek. Malum herkes canı sıkıldıkça Rab ile konuşabilir, içini rahatlatabilir. Lakin ben ilk önce Rabb'in benden istediklerini uygulamaya koyup daha sonra ondan aldığım güç ile dua ediyorum. Bir şey yapmadan bir şey beklemek ya da kuru kuruya dua etmek bana ters. İrtibat, çokça zikretmektir. Ben buna çok önem veririm. Bir süre sonra otomatik olarak iletişiminiz güçlenir. Kelimelerden geçtik biz, manaya indik.

Hem dindar hem pesimist olabilir mi insan?

Çelişki arayan için hayat çelişkilerle dolu. Mühim olan takdir etmek. Pesimist olmak, mecazi manada suskunluktur


Zaman Gazetesi

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <