Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Editör

Editör Hakkında Bilgi - Editör Nedir Özet


Araştırmalar




EDİTÖR

Editör kelimesi, bir on yıl öncesinde, pek kullanımda değildi. Şimdiyse hayli revaçta. Daha ziyade medyadaki editörlük mevkileri sayesinde, itibarlı bir etiket haline geldi. O itibarın ışığı, biraz olsun, yayınevi/kitap editörlüğünün de üzerine vurdu. Birçok yayınevinde “editör” kimliğiyle özdeşleşmiş ve öyle tanınan bir küçük nüfus oluşmuş bulunuyor. Buna karşılık, Türkiye’de tartışılan bütün konular arasında en başta gelen “kurumlaşma” sıkıntısı burada da söz konusu: Editörlük, bu sıfatı taşıyanların “kurumlanmasını” sağlayan bir iş olmakla birlikte, tam anlamıyla “kurumlaşmış” değil.

       Türkiye’de tartışılan bütün konuların baş konusu olan kurumlaşma meselesinin sabit sorusu olan “Batı’da bu iş nasıl?”dan hareket edersek, yayıncılığın endüstriyel bir sektör haline geldiği ortamlarda, belirginleşmiş bir işbölümü olduğunu görürüz. Öncelikle lektörlük-editörlük-redaktörlük işleri ayrışmıştır. Lektör, yani okuyucu, bir tür üstat-editör olarak, basılacak kitaba karar verir. Bu kararla birlikte, telif bir metinde yapılacak değişikliklerle ilgili önerilerde bulunur. Bu önerilerin hükmü, gerek üstadın gerek yazarın rütbesine göre, tavsiye niteliğinde olmaktan emredici olmaya dek değişebilir. Editör, yayına hazırlayandır; dosyanın/metnin kitaba dönüşmesi sürecini “yönetir.” İçerikle ve biçimle ilgili önerilerde bulunur; kâh yazarla veya çevirmenle birlikte mesai yaparak kâh resen müdahale ederek, metinle oynar. Bu işi ghost-writer seviyesine vardıranlar, yani kitabı oturup yeni baştan yazanlar da eksik değildir! Bu arada diyelim tarih konusunda, diyelim ekonomi konusunda uzmanlaşmış, işi gücü bu alanlardaki metinleri tamir etmek olan editörler de vardır. Redaktör ise, metnin maddi işleriyle boğuşur; imlayı, tashihleri, gerekirse dipnot-atıf düzenini vs hale yola koyar.

       Bu şemayı bire bir almayın. Grossmarket boyundaki yayınevlerinde bu işlevler kendi içinde de kademelenebilmektedir. Tersine, görece küçüklerde veya butik-yayınevlerinde ise, bu üç işlevin ikisini (pek ender olarak üçünü) birden üstlenen azimkâr eski usul editörler görülebilir. (Şu da var: Bilgisayar teknolojisinin gelişmesine bağlı olarak, birçok yayınevi redaktörlük hizmetini anahtar teslimi şeklinde yazardan/çevirmenden talep etmeye yöneldi birkaç yıldır.) Benim burada anlatmak istediğim, bu üç işlevin, ayrı mütalaa edilmesi gereken işlevler olduğu.
       Aslında iki işlev daha eklemeliyiz buraya. İşletmeci olarak yayıncının işlevi ve kitabın “üretim sonrası” işlerini, reklamını/tanıtımını yürütenlerin işlevi. Bu iki işlev, endüstrileşme sürecinin kemale erdiği ortamlarda, kesin olarak ayrışmıştır.

Bunun hakkında hemen düşüncelerinizi ya da sorunlarınızı yazabilirsiniz...

Hızlı Yorum Sistemi
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

İsim Email Şifre Kuran'daki ilk sure

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış