Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Karbon Ile Ilgili Yazilar

Karbon Ile Ilgili Yazilar Hakkında Bilgi - Karbon Ile Ilgili Yazilar Nedir Özet


Araştırmalar



KARBON İLE İLGİLİ YAZILAR


Ekranda ormanın nefes alıp verdiği görülüyor... Yaz sonu güneşi görkemli ağaçlardan oluşan yemyeşil bir örtüden süzülüyor. Ve Steven Wofsy, Massachusetts'te, ormanlık bir arazi içinde yer alan kulübenin kapısını açarak içeri giriyor.

Ekipmanların yığılı olduğu kulübenin zemini birbirine dolanmış kablo ve hortumlarla dolu. Monitörler, eyaletin iç kesimlerinde, Harvard Üniversitesi'ne ait ormanın küçük bir bölümündeki bitkilerin yaşam fonksiyonlarını izliyor. Parlak kırmızı rakamlar göstergede dans edercesine yanıp sönüyor.

Kulübenin yakınlarında (30 metrelik çelik bir kule üzerinde) havayı koklayan aletlerle yapılan ölçümler, ağaçların tam üzerindeki karbon dioksit yoğunluğunu gösteriyor. Rakamlar, 21. yüzyılın başı için beklenmedik oranda düşük: Milyonda 360 birim, yani küresel ortalamadan on birim az. Bu, ağaçların işi. Güneşin keyfini sürerken, karbon dioksit soluyor ve bunu yaprak, dal ve gövdeye dönüştürüyorlar.

Çam, meşe ve akçaağaçlarla kaplı bu küçük arazi, bir yandan gelişimini sürdürürken diğer yandan da insanlığın neden olduğu küresel değişimin etkilerini küçük bir oranda ve kısmen de olsa tersine çeviriyor. Arabanızı çalıştırın, bir lamba yakın, termostatı ayarlayın –yaptığınız neredeyse hemen her şeyle atmosfere karbon dioksit ekliyorsunuz.

Endüstri dünyasına güç kazandıran kömür, petrol ve doğalgaz bitkilerin yüz milyonlarca yıl önce soluduğu karbonu içeriyor –günümüzde bacalar ve egzoz borularından çıkan bu karbon, azgelişmiş ülkelerde tarım alanı açmak için yakılan ormanlardan açığa çıkan karbon gazıyla birleşerek atmosfere geri dönüyor. Karbon dioksit, atmosferin ısı tutma yetisini artıran ve insan faaliyetlerinden kaynaklanan gazlar listesinde ilk sırada. (Büyükbaş hayvanlar, pirinç tarlaları ve dolgu alanlarından açığa çıkan metan gazı ile bazı buzdolapları ve soğutuculardaki kloroflorokarbon ise diğer örnekler.) Buzulların erimesi, baharların daha erken başlaması ve ortalama küresel sıcaklığın istikrarlı artışı, yaklaşan tehlikenin habercilerinden birkaçı.

Aslında durum daha da kötü olmalıydı. İnsanoğlu atmosfere her yıl 6,5 milyar tonu fosil yakıtlardan ve 1,5 milyar tonu da ormansızlaşmadan kaynaklanmak üzere toplamda yaklaşık 8 milyar ton karbon yüklüyor. Ancak bu toplamın yarısından biraz azı –3,2 milyar ton karbon– gezegeni ısıtmak üzere atmosferde kalıyor. Peki kaybolan karbon nerede? Harvard Üniversitesi'nden atmosfer bilimci Wofsy, “Düşündüğünüzde bu aslında çok esrarengiz bir olay” diyor. Duruma bakılırsa, Wofsy'nin Harvard Ormanı'ndaki araştırma alanı, doğanın derin derin nefes aldığı ve bizi bizden kurtarmamıza yardımcı olduğu tek yer değil. Ormanlar, çayırlık araziler ve okyanuslar da karbon kuyusu görevi üstleniyor olmalı. Tümü, açığa çıkardığımız karbon dioksitin yaklaşık yarısını alıp atmosferde birikimini ve iklim üzerindeki etkilerini yavaşlatıyor.

Kim şikayetçi olabilir ki? Şimdilik hiç kimse. Ancak sorun şu; uzmanlar ne bu lütfun sürekliliğinden ne de yerküre ısınmaya devam ettikçe ormanların ve diğer ekosistemlerin karbon kuyularından karbon kaynaklarına dönüşerek atmosfere emdiklerinden daha çok karbon salmaya başlayıp başlamayacağından –bu lütfun bir lanete dönüşüp dönüşmeyeceğinden– emin olabiliyor. Bu kuşkular, kayıp karbonun izindeki araştırmacıları ormanlar ve otlaklara, tundralar ve denizlere yöneltiyor.


Bunun hakkında hemen düşüncelerinizi ya da sorunlarınızı yazabilirsiniz...

Hızlı Yorum Sistemi
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

İsim Email Şifre Kuran'daki ilk sure

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış