Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Ortaöğretim – Ergenlik Dönemi

Ortaöğretim – Ergenlik Dönemi Hakkında Bilgi - Ortaöğretim – Ergenlik Dönemi Nedir Özet


Araştırmalar




ERGENLİK DÖNEMİ



Havighurst’a göre Ortaöğretim ergenlik dönemindeki öğrenciler aşağıdaki psiko-sosyal durumdadırlar. Öğretmenlerimiz, öğrencilerin içinde bulundukları bu zihinsel durumu dikkate alarak eğitim-öğretim faaliyetlerini düzenlemelidirler.

1- Sosyal davranışları geliştirmeye devam etme
2- Bir yetişkin erkek yada kadın sosyal rolünü edinme
3- Yetişkinlerden bağımsız , kendi duygusal özerkliğini elde etme.
4- Bir mesleğe doğru yönelip , hazırlanmaya başlama
5- Evliliğe ve bir aile kurmaya hazırlanmaya başlama
6- Toplumsal sorumluluklar almaya istekli olma ve toplumsal görevlerini yerine getirebilme

Kalıtım, çevre ve zaman etkileşiminin yanı sıra gelişimde önemli olan üç temel ilke daha bulunmaktadır. Bu ilkelere göre ;

a) gelişim yordanabilir bir sıra izler
b) gelişimde bireysel ayrılıklar bulunmaktadır
c) yaşamın değişik dönemlerinde farklı türden gelişmeler önem kazanmaktadır.



1- ERGENLİK DÖNEMİNDE
BEDENSEL BÜYÜME VE GELİŞME

Çocukluk döneminde göreceli olarak yavaşlayan bedensel büyüme ve gelişme , ergenlik döneminde yeniden hızlanarak , bu dönem sonunda yetişkinlikteki yapısına ulaşır.

Genç için hızlı bir gelişim sürecine giren ergenlik dönemi, oldukça çalkantılı bir dönemdir. Gençler ne “yetişkin” ne de “çocuk” olarak kabul edildikleri bu geçiş dönemine uyum sağlamakta güçlük çekerler. 11-12 ile 17-18 yaşları arasında kaplayan ergenlik döneminde fizyolojik ve hormonal değişiklikler kendini gösterir. Cinsiyet hormonların salgılamaya başladığı ve bu hormonların vücuttaki öteki hormonlarla birleşmesi , kemik ve kaslardaki büyümeyi hızlandırır.







Kızlarda ergenlik dönemine girildiğinin belirtisi, adet kanamasının görülmesidir. Bu duruma göğüslerdeki büyüme de eşlik eder. Erkeklerde ise kızlardaki gibi ergenlik döneminin başlamasının açık bir belirtisi bulunmamaktadır. Ancak vücutta kıllanmanın , cinsel organlarda büyüme ve sperm üretiminin başlaması , ergenlik çağına geçiş işaretleri olarak kabul edilmektedir. Ortalama olarak , ergenlik dönemine kızların 11-13 , erkeklerin 13-15 yaşları arasında girdikleri kabul edilmekle birlikte , bu dönemin kesin sınırları yoktur.
Kuramsal olarak dönemin ortalarına gelindiğinde kızların hemen hepsi , erkeklerin ise büyük bir kısmı ergenliğe ulaşırlar. Ergenliğe ulaşma yaşına bağlı olarak bedensel görünüm de değişikliğe uğramaktadır. Ergenlik öncesi çocuk görünümündeki bedensel yapı ergenlik sonrası bir yetişkin görünümüne sahip olur. Kızlar , genel olarak erkeklerden daha önce ergenlik dönemine girdiklerinden , 11-12 yaşlarında boyca ve kiloca erkekleri geçerler. Ancak 16 yaşlarına varıldığında , durum yine eski haline döner ve erkekler kızlardan daha uzun ve ağır olur.


1- Geç ya da Erken Olgunlaşma


Ergenlik çağında oldukça hızlı olan bedensel gelişim hızı bazı bireysel farklılıklar gösterir ve aynı yaşlardaki gençlerin fiziksel görünüşlerinden büyük farklılıklara yol açabilir. Bu dönemde gençlerin dış görünüşleri , benlik algılarını büyük ölçüde etkiler. Özellikle orta son , lise birinci sınıflardaki öğrencilerin fiziksel yapıları arasında büyük farklılıklar göze çarpar. Aynı yaşlardaki öğrencilerin bazıları uzun boyları , gelişmiş yapılarıyla bir yetişkin görünümün delerken ; bazıları çelimsiz yapıları , kısa boyları ile bir ilkokul öğrencisi görünüşündedirler. Gerçekten de ortaöğretim kurumlarının dışında hiçbir okulda , aynı yaşlardaki öğrenciler arasında , böylesine çarpıcı farklılıklar dikkati çekmez.

Aynı yaşlardaki gençlerin , fiziksel gelişme açısından birbirinden büyük farklılıklar göstermeleri onları nasıl etkilemektedir. ?

Bu soru birçok psikoloğun dikkatini çekmiş ve araştırma konusu olmuştur. Bu konuda yapılan araştırmalardan elde edilen genel bulgu, “beden imgesi”’nin yani bireyin kendi bedenini algılama biçiminin , geç yada erken olgunlaşmaya bağlı olarak , kızları ve erkekleri farklı biçimlerde etkilediğini göstermektedir. Söz konusu araştırmalar ile ilgili bulgular şöyle özetlenebilir. ( Biehler ve Snowman 1983; Sprinthall ve Sprinthall, 1977)





• Erken olgunlaşanlar (EO) ile geç genç olgunlaşanlar (GO) arasında zeka bölümü ve sosyal ekonomik düzey açısından anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Bununla birlikte üst sosya ekonomik düzeyden gelen ve yüksek zeka bölümüne sahip çocukların daha erken olgunlaştıklarını gösteren bazı araştırma bulguları da bulunmaktadır.
• EO erkek çocuklar , akranları tarafından daha çok ilgi görmekte ve lider olarak kabul edilmektedirler. Daha dışa dönüktürler, karşı cinsle daha fazla ilgilidirler ve kültürel normlara daha kolay uym sağlarlar. ( Ancak bu özellikler alt sosyal ekonomik düzeyde , orta ve üst sosyo ekonomik düzeye oranla daha yaygındır. )
• GO erkek çocukları yaşıtları arasından pek popiler değillerdir. Ancak daha enerjik ve hareketlidirler. Dikkatleri üzerine toplayacak türden davranışları da daha sık gösterirler.
• EO kız çocuklarını , yetişkinlik dönemlerinde yaşıtları ile karşılaştırdıklarında daha çekingen oldukları gözlenmiştir. Sosyal ve kişisel özellikleri açısından da ortalama düzeyin altında bir görünüm sergilemektedirler. Ancak orta ve üst sosyo ekonomik düzeyden gelenlerin , alt sosyo ekonomik düzeydekilere oranla kendilerine olan güvenleri daha fazladır.
• GO kız çocukları kendilerine daha güvenli , daha dışa dönük ve yaşıtları arasında daha fazla benzerlik göstermektedirler.


2- Bedensel Yapıların Ergenler Üzerindeki Etkileri



Ergenlik çağındaki gençlerin yaşadıkları evlerin çoğunda dikkati çeken tartışma konularından biri , gençlerin ayna önünde geçirdikleri zamandır. Sürekli dış görünüşü inceleyerek saatlerce saçına şekil vermeye çalışan , yüzündeki sivilceyi örtmek için uğraşan gençlerin benzer davranışları , ailenin diğer üyelerinin zaman zaman sabırlarını taşırarak öfkelenmelerine neden olur.

Ergenlik döneminde ortaya çıkan düşünce sisteminde ve duygusal yapıdaki değişikliklere bağlı olarak gençler dikkatlerini kendi üstlerine , öteki dönemlere oranla çok daha fazla yoğunlaştırırlar. Çevrelerindeki hemen herkesin de kendileriyle ilgilendiklerine inanırlar. Onlara göre giysilerindeki bir uygunsuzluk , görünüşlerindeki bir değişiklik çevrelerin hemen dikkatini çekecektir. Ergenlik çağına has bu “ben merkezci” düşünce yapısı beraberin, ergenlik çağındaki gençlerin az ya da çok hemen hepsinde gözlenen , dış görünüşlerinin yeterince iyi olmadığına ilişkin kaygıları da getirir. Önceki gelişim dönemlerinde pek şikayetçi olmadıkları boyları , kiloları ciltlerindeki bozukluklar gibi birçok şeyden yakınmaya başlarlar.






Ergenlik döneminde , çocukluk dönemlerinde rastlanmayan bir hızla beden yapısındaki oranlarda , dış görünümünde değişiklikler ortaya çıkar. Ana-babaları , öğretmenleri kendilerine karşı uygun tutumlar gösteren ergenlik çağındaki gençler , kendilerinde olan değişmeleri kolayca kabullenebilirler. Ancak gençlerin hepsi çevrelerindeki yetişkinlerden destek almaya aynı şansa sahip değillerdir ve bedenlerindeki hızlı değişme ayak uydurmakta güçlük çekerler. Bazıları “ çevre tarafından kabul edilebilmek için, en önemli şey dış görünüştür” gibi hatalı düşüncelere kapılırlar. Kabul görmek için , dış görünüşlerini , reklamlarda , filmlerde , gençlik dergilerinde gördükleri yada akranları arasında popüler olduklarını düşündüklerini modellere benzetmeye çalışırlar. Bununla birlikte bu çaba genellikle geçicidir; gençlerin çoğu ergenlik dönemlerinin sonlarına doğru ben merkezci düşünceden de sıyrılmalarına bağlı olarak ve göreceli olarak daha bağımsız ve daha tutarlı bir dış görünüşü benimsemeye başlarlar.

Olumlu bir beden imgesi geliştirmek oldukça uzun bir zaman ve deneyim gerektirmektedir. Ergen , değişik kalıp ve tutumları deneye deneye , çocuklardaki kimliğinden daha farklı bir benlik kavramı geliştirmeye başlar.









“Bireyin kendisi, fiziksel ve sosyal çevresiyle olan etkileşimleri sonucu sahip olduğu kendine ait birtakım duygu, değer ve kavramlar sistemi” olarak tanımlanabilecek benlik kavramının , birey tarafından olumlu olarak algılanmasının ve algılanan benliğin kabul edilmesinin ruh sağlığı üzerindeki önemli büyüktür. ( Kılıçcı, 1989 ) Olumlu bir benlik kavramına sahip olmada beden imgesinin olumlu olmasının da önemi büyüktür.
Yapılan araştırmalar kızlarda fiziksel olrak çekici olma ; erkelerde atletik bir vücut tapısı ile olumlu benlik algısına sahip olma arasında olumlu ilişki olduğunu göstermektedir. ( Lerner ve Karabenick, 1974 ) Olumsuz bir beden imgesine sahip olan , örneğin çok kilolu ergenler , olumlu bir benlik geliştirmede sorunlarla karşılaşmaktadırlar.
Olumsuz bir beden imgesi , yani gencin kendini güzel / yakışıklı olarak algılamaması , benlik kavramının da olumsuzluğuna yol açmaktadır.?
Bu soruya verilebilecek bir yanıt “ bu durumun nedeni gençlerin dış görünüşünden değil, davranışlarının niteliğinden kaynaklanmaktadır.” Biçiminde başlayabilir. Gençlerin dış görünüşlerinden değil, davranışlarının niteliğinden kaynaklanmaktadır” biçiminde başlayabilir. Gençlerin dış görünüşlerini beğenmemeleri dış görünüşleri yüzünden “alay edilecekleri” korkusuyla arkadaş gruplarına katılmaktan





kaçınmaları, bir süre sonra onların arkadaş grupları tarafından da unutulmaya başlamalarına yol açabilir.
Ancak genç artık aranmamaya başlanmasını, davranışlarına değil de dış görünüşüne bağlayabilir. “Dış görünüşüm nedeniyle hiç kimse benden hoşlanmıyor, bu yüzden beni aramıyorlar” biçimindeki mantıkdışı / irrasyonel bir düşünce biçimi, beraberinde başka bir mantık dışı düşünceyi getirebilir. Genç “hiç kimse benden hoşlanmıyor, beni sevmiyor , o halde ben sevilmeye değer bir insan değilim..” biçimindeki yanlış sonuçlara varabilir. Böyle hatalı bir mantık işleyişi , bireyin kendini değersiz olarak görmesi sonucuna yol açabilir. Böylece de benlik kavramının olumlu olması güçleşir. Aslında temelde olumsuz beden algısından kaynaklanan “reddedilme korkusu” bazen çok ciddi boyutlara ulaşarak , gencin tamamiyle içine kapanıp , bütün sosyal etkinliklerden kaçınmasına kadar uzanabilir.
3- Orta Dereceli Okul Öğretmenlerine Öneriler
Her gelişim döneminin beraberinde getirdiği , organizmanın uyum sağlamasını ve özümsemesini gerektiren değişiklikler vardır. Uyum sağlanması gereken değişiklikler , ergenlik döneminde en üst düzeye ulaşır. Bu dönemde gencin gencin çevresindekilerden destek sağlanmaması kendisinde oluşan değişiklikleri özümlemesini zorlaştırır.










Bunun hakkında hemen düşüncelerinizi ya da sorunlarınızı yazabilirsiniz...

Hızlı Yorum Sistemi
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

İsim Email Şifre Kuran'daki ilk sure

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış