Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Vicktor-şefiller

Vicktor-şefiller Hakkında Bilgi - Vicktor-şefiller Nedir Özet


Araştırmalar



KİTABIN ADI:Sefiller
KİTABIN YAZARI:Victor Hugo KİTABIN BASIM TARİHİ:Ekim 1999
KİTABIN SAYFA SAYISI:518
KİTABIN KAHRAMANLARI:
Mösyö Miryel:Herkese iyilik yapan ve çok mütevazi bir piskopos.
Jan Valjan:Bir ekmek çaldığı için on dokuz yıl ceza almış bir mahkum.
Fantine:Çalışmak için Paris’e gelen genç, saf ve temiz bir kızcağız.
Kozete:Fantine’nin zavallı babasız kızı.
Tenardiyeler:Ölü soyarak kazandıkları parayla misafirhane açan üçkağıtçı bir aile.
Madlen Baba:Fakir bir işçiyken yaptığı buluşla zengin olup fakirlere yardım eden; sonrada Belediye Reisi olan bir ihtiyar.
Javer:Olağanüstü dürüst bir Polis Müfettişi.
Maryüs:İhtilalci bir genç.
YAZAR HAKKINDA BİLGİ:
Victor Hugo(1802-1885)
Besançon’da doğdu.Bir Fransız Generali olan Josef Leopol Hugo’nun oğludur.Küçük Hugo, şiddetli geçimsizliğin hüküm sürdüğü bir ailede, sıkıntılar içinde büyüdü.Babası, cepheden cepeye koşturmaktan onun eğitimi ile meşgul olamadı.Hugo ailesi, sanki küçük bir Fransa idi. Çalkantılar, sürgünler , maddi sıkıntılar, bir türlü bitmek bilmedi.
Hugo, hem tahsilni devam ettirmek, hem de geçimini temin etmek için gece gündüz çalıştı.O da çoğu Fransız gençleri gibi dinsiz yetişti.Manevi ve ruhi sıkıntıların tesiriyle kendisini edebiyata verdi.Küçük yaşta şiir yazmaya başladı. 18.Lui’nin bağladığı maaşla bütün enerjisini edebiyata verdi.
Şiir kitapları fazla satmadığı için tiyatro türüne ağırlık verdi.tiyaroda başarılı olması üzerine, roman yazmaya başladı.
Başarılarından dolayı saraya alındı.1830 siyasi olayları ve aile anlaşmazlıkları nedeniyle sarayla arası açıldı.Buda Hugo’da büyük fikir değişikliklerine yol açtı.Ahlaki bunalıma ve dinsizliğe sürüklenen Fransız gençliğinin problemleriyle ilgilendi ve halkı korudu.Ancak Kral tarafından sürgüne gönderildi.Orada da eserleriyle Cumhuriyeti savundu. Cumhuiyetin 1870’te ilanıyla senatör seçildi.Felç geçirip altı yıl hiç birşey yazamadı.1885’te ölüm döşeğindeyken Allah’a inandığını fakat papaz istemediğini söyledi ve gözlerini hayata kapadı.

ESERLERİ: Şiir Kitapları; (Yeni Odlar, İzlanda Hanı, Baladlar, Bir Toplumun Son Günü) Tiyatro Eserleri; (Sonbahar Yaprakları, Şafak Türküleri, Gönülden Sesler, Pırıltılar ve Gölgeler) Romanları;(Notre Dame’ın Kamburu, Fakir Claude, Sefiller, Deniz İşçileri, Cezalar, Dalı Gitmeler, Gülen Adam) Diğer Eserleri; (Korkunç Yıl, Büyük Baba Olma Sanatı, Düşüncenin Dört Ana Kaynağı, Hürriyet İçinde Tiyatro, Uğursuz Yıllar, Taş Yığını)

KİTABIN ÖZETİ:
Mösyö Miryel, yeni ‘D’ Piskoposu. Bazıları ona ermiş veya bir aziz diyor, bazıları da bunak.Her halükarda Mösyö Miryel herkese yardım eden biri.
Jan Valjan bir somun ekmek için on dokuz yıl ceza almış bir tersane mahkumu.Jan Valjan, Tulon Tersanesinden çıkalı henüz birkaç gün oldu.Onun da elinde cezası bitmiş tüm mahkumlar gibi sarı bir kağıt var.Bu kağıt sabıkalı olduğunu belirtiyor.Bu yüzden Jan Valjan’a kimsecikler iş vermiyor.Verse bile maaş karnını doyurmaya dahi yetmiyor.
Jan Valjan üç gündür yürüyordu.Nihayet ‘D’ kasabasına gelmişti.Kırk altı yaşındaki biri için bu yolculuk çok yorucuydu.Bir misafirhanede dinlenmesi gerekiyordu fakat kimse bu katil kılıklı herife bir gece yatacak yer vermiyordu.Nihayet yorgunluktan bayılacak adam bir taşın üzerine uzandı. Onu gören bir rahibe, piskoposa gitmesini ve halini arz etmesini söyledi.
Adam, yaşlı kız kardeşi ve hizmetçisiyle beraber yaşayan Mösyö Miryel’in evine gitti.Piskopos, adama çok iyi davrandı.
Gece yarısı olmuştu Jan Valjan yanına bazı gümüş tabakları da alarak kaçtı.
Bir gün sonra jandarmalar yakalayıp getirdiler.Piskopos onu affetti ve Jan Valjan’dan iyi bir insan olması için söz aldı.
Jan Valjan yolda giderken küçük bir çocuğun yere düşen parasını çaldı.Sonra da pişman oldu.Yüreğindeki bir kıvılcım şimdi gece ayazında onu yakıyordu.Artık insanlığa faydalı bir insan olacaktı.Rehberi de Mösyö Miryel olacaktı.Saatlerce ağladı, sonra ne yaptı nereye gitti kimse bilmiyordu.
İhtilalden sonra kilisenin baskısından kurtulan gençlerde ahlak bozulmuştu.
Kendilerine Oskar adını veren dört genç vardı. Bunlar kız arkadaşlarıyla birlikte gününü gün ediyorlardı.Kızlardan birinin adı Fantine idi.Çok güzel, saf, temiz, iyi kalpli bir kızdı.Oda kendisini ihtilal havasına kaptıranlardandı.Fakat bir gün gençler terkedip gittiler.Artık Fantine karnındaki çocuğuyla birlikte yapayalnız ve çaresizdi.Bir süre Paris’te çalışmayı denedi.Maalesef olmadı.O da eskiden hizmetçilik ettiği bir kasabaya dönmeyi düşündü. Oranın insanları daha bozulmamıştı.
Yola çıkmadan önce elinde para edecek ne varsa satıp savdı.Sonrada yola çıktı.Yeni bir yere kucağında bebeğiyle dul ve genç bir kadının gitmesi uygun olmazdı.Bunun için giderken Montfermiye Köyüne uğrayıp iyi gibi görülen bir aileye(Tenardiyeler) bebeğini ve bebeğinin eşyalarını bıraktı.
Artık memleketi olan ‘M’ kasabasına gelmişti.İçinde bin bir umut vardı.Ama umutları kısa bir sürede yıkıldı.Çalıştığı fabrikadan atıldı.Çok düşük ücretlerle terzilik yaptı ve hatta dişlerini bile sattı.Bunların hepsi küçük kızı Kozete içindi. Çünkü Tenardiyeler her fırsatta bir bahaneyle para istiyordu.
Bir gün yolda gidiyordu, zengin ve rütbeli birinin serseri oğlu Fantine’ye sataşmış, sırtına kar doldurmuştu.Buna dayanamayan Fantine adama saldırmış ve dövmüştü.Şimdi jandarma nezaretindeydi.
Buranın bir Belediye Reisi vardı, Madlen Baba.Herkese yardım eden bir adamdı.Birkaç yıl önce gelmişti bu kasabaya. Önceleri işçi olarak bir fabrikaya girdi.Sonra ucuza yaptığı renkli cam buluşuyla çok kısa sürede zengin oldu.bir fabrika kurup kasabayı kalkındırdı.Lüks olmayan bir evi vardı , bir de hizmetçisi, bunun dışında birşeyi yoktu. İnsanlar onu çok severdi çünkü herkese yardım eder ve ihtiyaçlarıyla ilgilenirdi.
Bir de Javer vardı.Namuslu bir devlet memuru, tilki gibi bir polis müfettişi.Aslında buraya Madlen Babayı araştırmaya gelmişti.Acaba geçmişte neydi, ne iş yapıyordu, kimlerdendi.
İşte bu Javer denen adam Fantine’yi sekiz aya mahkum etmişti.Fantine ise ona halini anlatıp af diliyordu.Bu sırada Madlen Baba geldi, onun Belediye Reisi olduğunu öğrenen Fantine, ona hakaret edip yüzüne tükürdü.Madlen Baba da şimdiye kadar ona yardım edemediği için özür diledi. Sonra onu evindeki hastaneye götürdü.
Madlen Baba, Fantine’nin başından geçen herşeyi öğrendi.Fantine’nin biricik kızı Kozete’yi kurtarmak için söz verdi.
Yazıhanesinde, yapacağı yolculuk için hazırlık yapan Madlen Baba, Javer’den, Jan Valjan’ın yakalandığını öğrendi. Bir gün sonra mahkemenin yapılacağı yere gidip Jan Valjan’ın kendisi olduğunu söyledi.fakat bir ricası vardı; Kozete’yi annesine ulaştırmak.Ne yazık ki böyle bir şey için izin verilmedi.
Kapatıldığı hücreden kaçan Jan Valjan’ı tekrar yakalayıp Tulon Tersanesi’ne Götürdüler.Buradan da gemiden düşme numarası yapıp kaçtı.Kozete’yi buldu. Küçük kızı kurtarmıştı.
Onu annesine götürdüğünde kimbilir ne kadar sevinecekti, Fantine.Jan Valjan ve Kozete eve vardıklarında Fantine’nin ölüm haberini alınca yıkıldılar.Artık Jan Valjan’ın yaşama amacı Kozeteydi.
Bir yandan da Javer heryerde Jan Valjanı arıyordu.
Jan Valjan Paris’in kenar mahallelerinde bir ev tuttu.Ama kısa süre sonra Javer burayıda buldu.Jan Valjan yine kaçmaya başladı.Sonunda bir rahibe okulunun arka bahçesine girdi.Tesadüfen buranın bahçivanı eski bir dostu çıktı.Bir süre sonra buraya alıştı.Kozete de burada eğitim alıyordu.Jan Valjan, Oltim Faşluan takma adıyla piskopostan bir takdir belgesi bile aldı.Sonra buradan da ayrıldı.
2.BÖLÜM
Maryüs adında bir genç vardı.Dedesi ve teyzesiyle birlikte yaşıyordu. Dedesi kralcı, Maryüs ise cumhuriyetçiydi. Babası da bir Napolyon askeriydi. Ancak Maryüs ,babasının yalnızca vasiyetini görmüştü.Dedesi, Maryüs’ün babasını hiç sevmezdi.İşte bu yüzden Maryüs dedesinden ayrı olarak ihtilalci arkadaşlarıyla birlikte bir viranede yaşıyordu.
Maryüs bayanlardan utanır kaçardı.Fakat kaçmadığı iki kişi vardı.Biri odasını süpüren yaşlı kadın diğeri ise parkta gördüğü bir genç kızdı.Her gün o parka gider uzun süre babasıyla birlikte oturan güzel kızı çaktırmadan izlerdi.Bir süre sonra bakışmaya başladılar.
Tenardiyeler, Jan Valjan’ın izini bulmuşlardı.Şimdi sıra şantaj yapıp para koparmakta idi.
Tenardiye iyi bir tuzak düşündü.Jan Valjan yardım etmek amacı ile evlerine geldiğinde;bir sokak çetesiyle birlikte yakalıyacaklardı.
Olacakların hepsini Maryüs duymuştu.Hem de Jan Valjan’ın sevdiği kızın babası da olduğunu öğrenmişti.Bildiği herşeyi Müfettiş Javer’e anlattı.
Herşey Tenardiye’nin istediği gibi oldu.Bu arada Maryüs’ün tabancayı patlatması gerekiyordu.Fakat yapamadı. Javer evi basıp eşkiyaları yakaladı.Ama avın büyüğü kaçtı, Jan Valjan yine kurtulmuştu.
Birkaç aydır görüşemeyen Kozete ve Maryüs yine buluştular.Fakat Kozete üzgündü çünkü babası İngiltere’ye gideceklerini söylemişti.Kozete, Maryüs’e hareket gününü ve zamanını bildireceğini söylemişti.Maryüs’te bahçe duvarına adresini kazımıştı.
Sabah erken kalkan Jan Valjan bu adresi gördü.
Maryüs ihtilal için Şanori Sokağına gitti.Burada sağlam barikatlar kurdular.Küçük bir çocuk Javer’i görüp casus olduğunu anladı.Javer’i bir direğe bağladılar.Maryüs’ün burada olduğunu bilen Jan Valjan’da gelmişti.İhtilal girişiminde Maryüs ve Jan Valjan’ın büyük katkıları oldu.Maryüs ağır yaralıydı.Askerler gittikçe ilerliyorlardı.İlk barikatı ele geçirdiler.Javer’i öldürme görevi Jan Valjan’a verildi.Jan Valjan silahı havaya sıkıp Javer’i serbest bıraktı. Sonra Maryüs’ü sırtlayıp lağımlardan kaçırdı.Uzun süre yürüdükten sonra iyi bir çıkış buldu.Fakat burası kilitliydi.O anda karşısına Tenardiye çıktı.Para karşılığı kilidi açabileceğini söyledi.Belliki Jan Valjan’ı tanımamıştı.Jan Valjan, Maryüs’le birlikte dışarı çıktı.O da nesi Javer tam karşısındaydı.Jan Valjan’ın, Javer’den iki isteği vardı; Maryüs’ü evine bırakmak ve eve gidip Kozete’ye bütün gerçekleri anlatmak.Javer kabul etti.Önce Maryüs’ü bıraktılar sonra Jan Valjan’ın evine gittiler.Javer’in eve girmeyip yaptığı jeste, Jan Valjan kapıyı açık bırakarak karşılık verdi. İkinci kata çıkıp camdan baktığında Javer gidiyordu.iki gün sonraki gazetede Javer’in intihar ettiği yazılıydı.Javer, Jan Valjan’ın kendisini Şanori Sokağında serbest bırakmasını hazmedememişti.
Kısa süre sonra Maryüs ve Kozete evlendiler.Jan Valjan başları belaya girmesin diye onlardan uzak duruyordu.Zaman geçtikçe Jan Valjan ve Maryüs’ün arası açılıyordu.Jan Valjan, Maryüs’e samimi davranmıyordu.Maryüs’ünde ona olan sevgisi azlıyordu.
Bir gün Tenardiye, Maryüs’ün evine geldi.Ona JanValjvn hakkında çok önemli bilgiler vereceğini fakat karşılığında para istediğini söyledi.Ama Maryüs herşeyi tek tek biliyordu. Fazlası öldürdüğü adamın adı da Javer’di.Ama Tenardiyenin söylediğine göre öldürüln bir gençti ve Javer ihtihar etmişti. Hatta bir delili bile vardı.Öldürülen gencin gömleğinin bir parçası.Artık herşey apaçık ortadaydı; Tenardiye pislik bir dilenci, Jan Valjan Javer’in katili değil ve Maryüs’ün kurtarıcısıydı.Bunları öğrenen Maryüs, Kozete ile birlikte derhal Jan Valjan’a gitti.
Diğer yanda Jan Valjan son anlarını yaşıyordu.Tek isteği Kozete’yi görmekti.İşte oda olmuştu.Jan Valjan hayatını tüm ayrıntılarıyla anlattıktan sonra ruhunu teslim etti.
KİŞİSEL GÖRÜŞÜM: Kitap gerçek bir sanat eseri olmakla beraber müthiş bir insanlık tablosu da çiziyor.Olaylardaki ayrıntılar, düğümler ve çözümler beni çok etkiledi.

Bunun hakkında hemen düşüncelerinizi ya da sorunlarınızı yazabilirsiniz...

Hızlı Yorum Sistemi
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

İsim Email Şifre Kuran'daki ilk sure

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış