Geyik muhabbetinin tarihçesi...

Yüzyıllar önce,"Baron" lakabını insanlara kazandırmış Baron adlı bir kişi vardı.
Halk arasında "Palavracı Baron" olarak anılan bu Baron,aslında gerçek bir beyefendi idi.Ancak kitabında yazdığı bir palavra,adını Palavracı Baron'a çıkarmıştı...
Yüzyıllar önce,bizim Baron arkadaşlarıyla muhabbet ederken aralarından şu diyalog geçmiş:
-Geçenlerde ormanda yürürken yoluma bir geyik çıktı.Şansıma,av sezonunun ortasındaydık ve bu güzelliği kaçıramazdım.
-eeee....
-Mermim bitmişti,yanımdaki kiraz ağacına baktım.Bilirsiniz ben kirazı çok severim..
-eeee...
-Teker teker kirazları yedim.Sonra da çekirdekleri çıkarıp silaha taktım...Başladım ateş etmeye...Şansıma,geyiği tam anlının ortasından vurdum.Sonra birkaç yıl sonra o geyiği aynı ormanda,aynı çalının yanında gördüm.
-Peki onun o geyik olduğunu nasıl anladın?
-Anlının ortasındaki kiraz ağcından!

bu geyiğin tarihi de amma saçmaymış. paylaşım için teşekkürler

Geyik muhabbetinin tarihçesi


Dinlemekten çok konuşmayı fazilet bilen günümüz insanının vaz geçilmezlerinden birisi haline gelen ve günlük hayatımızda önemli bir yer tutan geyik muhabbetinin nereden geldiğini veya hangi olaydan kaynaklandığını biliyor musunuz?

Bildiğiniz gibi avcılık, Osmanlı döneminde revaçta olan faaliyetlerden birisiymiş.

Günlerden bir gün iki arkadaş avdan dönüşte, kıraathaneye uğramışlar ve başlamışlar o günkü av maceralarını anlatmaya.

İki arkadaş o gün bir geyik avladığını söylemiş, diğerleri hemen geyiğin büyüklüğünü sormuşlar.

Büyüklüğünü tarif etmek için, boynuzlarının 1 metre olduğunu söylemiş iki kafadar.

Oturanlardan birisi kendisinin daha önce 2 metre boynuzu olan bir geyik avladığını söylemiş.

Kimse altta kalmak istemediğinden avladıkları geyiklerin boynuzlarını uzatarak kendi maceralarını abarttıkça abartmışlar. Olay öyle inanılmaz bir hale gelmiş ki sonunda birisi avladığı geyiğin boynuzunun 30 metre olduğunu iddia etmiş.

Diğerleri bu kadar uzun boynuzlu geyik olmayacağını ileri sürünce, yalancı muamelesi gören delikanlı olayı gururuna yediremeyerek çekmiş bıçağını ve kıraathane kan gölüne dönmüş.

Bunu duyan zamanın Padişahı 4. Murat olayı kökünden çözümlemiş:

"Bundan sonra kıraathanelerde GEYİK MUHABBETİ yapmak yasaktır."

Görüldüğü gibi geyik muhabbeti sadece zaman kaybına değil, can kaybına bile neden olabilir...
bide buna bakın

sonuç :ağzı olan tarih uydurmuş

:pgerçekleri tarih yazar, tarihinde GALATASARAY. yani anlayacağımız tek gerçek tarih GALATASARAY'ındır. :)

Ben bunu heykel müzesinde bu adam tanıtılırken buldum...
Yani hangisinin gerçek olduğunu bilmiyorum ama bunun doğruluğu da sorgulanamaz...