Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

Kur'an Tedavisi ve Psikoloji-1

> 1 <

kdgd_yakup
Ses Etme Sükunet !

grup tuttuğum takım
Yüzbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 1789 ileti
Yer:
İş:
Kayıt: 10-12-2006 11:40

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #237341 15-07-2007 20:57 GMT-1 saat    
KUR'AN TEDAVİSİ VE PSİKOLOJİ

İnsan, akıl ve irade sahibi bir varlık olarak, sorumluluk taşıdı ı ve ölüm sonrası sorgulanaca ı için di er canlılardan çok farklı bir konuma sahiptir. Do umundan ölümüne kadar, onun bütün duygu, düşünce ve davranışlarına anlamlar yüklenecek, e itilmesi, olumlu davranışlar sergilemesi için çok farklı yöntemler uygulanacaktır. Bilimlerin koşarcasına mesafe kaydetti i, teknolojinin seyrinin takip edilemez bir ivme kazandı ı ça ımızda insanlık, insanın iç dünyasını ihmal etti ini ve kendi eliyle ürettiklerinin çok gerisinde kaldı ını fark etmiş bulunmaktadır.

Sonuçta kendisini, duygu ve düşünce dünyasını obje yapmaya, davranışlarını mercek altına almaya başladı. Psikoloji ilminin, uzmanlarca 2005 itibariyle ilk üç içinde yer almasının öngörülmesi, kişisel bozukluk, ruh hastalıkları ve kişisel gelişimle ilgili konuları işleyen kitapların vitrinleri doldurması, psikiyatrist ve psikologların en az di er branş doktorları kadar ilgi görmesi, basın yayın yoluyla izlenmekle bitmeyen insanlık dramları hep bu arayışı açık bir şekilde ortaya koyan göstergelerdir.

Kur'an evrenseldir, yeryüzündeki bütün insanlara ve her insanın tüm varlık boyutlarına hitap etmek için inmiştir ve her insanın her problemiyle ilgilenmek için gelmiştir. Ayetin ifadesiyle o, hem insanlara, Peygamberimiz (S.A.V.) gibi bir Rahmet (17/82) hem de sinelerde olana (iç dünya ile ilgili her psikolojik hastalı a) bir şifa gibidir (Yunus, 10/5).

Kur'an, insana, tetkik edece i, derinlemesine araştıraca ı iki ana alan sunmaktadır. Birbirini tamamlayan ve bir yönüyle de şerh eden bu ana alanlar evren ve insanın iç dünyasıdır. Bu iki dünyadaki ayetlere vurgu yapan (51/21-22) Kur'an, dikkat çekici bir şekilde "Görmüyor musunuz?" demekle adeta, dünyayı fizikî olarak görüp anladı ımız gibi, en az onun kadar, gözle görecek, aynel-yakîn hasıl edecek şekilde insanın psikolojik olarak da okunmasını istemektedir. Bir başka ayette de, insanın dış dünyasında oldu u kadar iç dünyasında ve psikolojik yaşamında da pek çok gizli kalmış yönlerin açı a çıkarılaca ına işaretle insan, bu konuda çalışmaya teşvik edilmektedir (41/53).

İnsanlık tarihinde Kur'an kadar insanın iç dünyasını açıklamış ve insanlı ı etkilemiş, evrensel iletişim metotlarını insanlı a sunmuş, başka bir kitap ve Peygamberimizden başka ikinci bir insan göstermek mümkün de ildir. Bu itibarla insanın iç dünyasında tüm olup biteni (50/16), psikolojik hayatını en mükemmel şekilde bilen ve anlatan Allah'dır, Allah'ın Kelamı ve Nebisidir.

İnsanın ça ımızdaki bu hayatî ihtiyacı sebebiyle, Kurana ve Peygamberimize müracaat edenler, hiç bir zaman elleri boş dönmeyecek, sadre şifa pek çok tedavi yöntemleriyle karşılaşacaklardır. Kur'an, bir gen haritası gibi insanın psikolojik haritasını elimize tutuşturmuştur denebilir.

Kur'an, bir insan e itimi ve yönetimi kitabıdır. Bu sebeple do rudan insanı hedef alır. Verdi i di er bilgiler yaptı ı bütün uyarılar hep insan hedeflidir.

Kur'an, insan benli inin, içiyle ve dışıyla olan tüm irtibat noktalarına işaret eder ve bunları Yaratıcıya ulaştıran birer yol ve vesile olarak sunar.

Psikoloji ilmi de, bir yönüyle insanı tanıma ve anlama di er yönüyle de onunla iletişim kurma, etkileme ve yönetme sanatıdır denebilir.

Referansımız Kur'an'dır. Kur'an'ı ça ımıza göre yorumlayan Tefsirler ve Bilginlerdir. Günümüzün Psikoloji ilmi de şüphesiz ayetleri daha iyi anlayıp ifadelendirmemizde yardımcı olacaktır. Sonuçta her bilim dalı gibi Psikoloji de Allah'ın en de erli olarak yarattı ı insana de er vermekte, insan kitabını okuyan bir dil olmaktadır. Bir farkla ki, bütün bilim dallarını inceleyen, geliştiren yeni bu luşlar yapan ve bu muhassalayı insanlı ın lehine ya da aleyhine kullanan insan unsurunu temel almakta, nefis-ruh hastalıklarına şifa arayarak onu insanlı a en verimli hale getirmektedir.

Kur'an bilgisi de işmez. Kıyamet noktasına kadar geçerlidir. De işmez fakat de işik anlaşılabilir. Çünkü her asrın ilim ve anlayış düzeyi hep farklıdır ve durmadan gelişme kaydetmektedir. Dünkü çok bilgimiz bugün de işti i gibi, bugünküler de yarın de işebilir veya gelişebilir. Bu aynı zamanda insanın beden ihtiyaçları gibi ruhî ihtiyaçlarının da durmadan gelişti i ve yenilendi i anlamına gelmektedir.

Bu, Psikoloji ilminin de insan kadar önem ve anlam kazandı ı anlamına gelmektedir. O bir yönüyle insanı tanıma ve anlama di er yönüyle de onunla iletişim kurma, etkileme ve yönetme sanatıdır denebilir.

Bu sebeple hem ilahiyatçılar hem de psikiyatristler ve psikologlar, ça ımızın insanına hassasiyetle yaklaşmalı, birbirine esnek ve açık olmalı, hoşgörülü ve objektif davranmalı, önyargılı olmadan, konuları tartışmalı, birbirlerinden yararlanmalı, aynı nefis merkezli ruh hastalıkları platformunda buluşmalıdırlar. Kuran'ın insan hakkındaki de erlendirmelerini iyi anlamak için psikoloji ilmine kesinlikle ihtiyaç vardır. Zira farklı dille de olsa Allah'ın yarattı ı insanın ruhsal yapısını anlamaya, kişili ini, duygu ve düşüncelerini çözmeye, ruhsal bozukluklarını gidermeye ve iletişim kurarak, davranışlarına en uygun biçimi vermeye çalışması yönüyle Psikoloji; denebilir ki, ça ımızda başta insanın ve insanın baş kitabı olan Kur'an'ın anlaşılmasında baş rolü oynayabilecektir...

Matematik, Fizik, Biyoloji, Türkçe-Edebiyat vb. branş ö retmenleri ve akademisyenler, "Benim ilmim insanlıkla başladı!", "Her bilim benden do du!" gibi tatlı çekişme yaşarlar. Hoş bir şeydir!..Aslında hepsi de haklıdır. Hepsinin insana ve evrene anlam kattı ı do rudur. Çünkü hepsi Allah'ın isimlerine dayanmaktadır. Bütün ilim dalları Allah'ın güzel isimlerine tercüman olan birer dildir. Herkesin dili kendince güzeldir.

Psikoloji ilminin "Fıtrî Sesi", psikolojik bir kavramla ifade etmek gerekirse, hep bastırılmıştır. Fizik ilimlerine yo unlaşan insano lu iç dünyasına tercüman olacak bu ilimle, geç buluşmuştur. İnsan dış dünyaya, gördü ü şeye, peşin ücrete daha çok meyilli oldu undan, nefis arzuları, menfaaleri ve ihtiyaçları da onu buna zorladı ından, bilgi yolculuklarını, keşifler yapar gibi daha çok dış dünyasında gerçekleştirmiş, ayette belirtilen çift kanada sahip olamamıştır. Uzayı keşfeden insan kendine yabancılaşmıştır.

Oysa, varlık Ruh ile başlar. Madde ötesi esastır. Madde görünmeyen kanunlarla yönetilir. Beden geçici ruh kalıcıdır ve ebediyete geçecektir. Ve beden de, göz, el, dil ve beyinle ortaya çıkan bilimler de hep ruh santraline ba lı üniteler gibidir. Bizce ilk ilahî esas yöneliş Ruha olmuştur ve insanın bütün duygu, düşünce ve davranışları ruhsal aktivitelere ba lı bulundu u için, Psikoloji ilmi, bütün bilimlerin baş danışmanı olarak görülmelidir.

Din ile Psikolojinin, di er ilimlerden farklı olarak bir ortak buluşma noktaları vardır. İkisi de erkek-kadın her yaştaki ve kültürdeki insanın günlük hayatının her ânı ve haliyle do rudan ilgilidirler. Biz hem kendimize hem de bir başkasına bakarken, bir gözümüzü Din di erini Psikoloji olarak varsayabilir ve o gözlerle bakabiliriz.

Çünkü her an bir duygu ve düşüncenin etkisi altında belli bir ruh halini yaşar ve nefis fonksiyonlarıyla içli dışlı durumda oluruz. Bir yere bakma, dinleme okuma, bir şey yeme, bir söz söyleme, bir davranışta bulunma, hayaller kurma, iç planlama, cinsellik, bilinçaltı-bilinç çatışmaları, yüzümüzdeki ifade, korku, üzüntü, öfke vb duygularımızı yaşama, oturma yürüme uyuma bile, din ve psikoloji konusu olabilecek anlamlar taşır.

Bir de her ilmin, zamanın ve şartların durumuna göre bir farziyet keyfiyeti vardır, psikoloji ilminin farziyeti ise bir başkadır. Dinin anlatılması bir Peygamber için ne kadar zorunlu bir görev ise, her insanın durumuna göre dinin takdim edilmesi de ayrı bir zorunlu vazife olmuştur. Kur'an'da ele alınan Peygamberlerin insanlarla olan iletişimleri incelenirse bu durum gözlenecektir. Fetanet (Evrensel fonksiyoner beşerî akıl) gücüne sahip olan her Peygamber gerçek bir psikoloji uzmanı gibi hareket etmiş insanların e itilmesi ve yönetilmesi adına üzerlerine düşeni hakkıyla yapmışlardır.

Bu itibarla günümüzde, inanan insanlar için, dinin güzelliklerini anlatmak ve temsil etmek bir görev oldu u gibi, bunun psikolojik gerçeklere uygun olarak takdim edilmesi de ayrı bir görevdir. Üç gündür aç veya uykusuz bir insan nasihat dinlemez. İnat ve inkar psikolojisi içindeki insanla da iman konusunda diyalektik yapılmaz!

Di er bir özellik de, insan psikolojisinin durmadan de işme özelli idir. Di er ilim dallarında genellikle kurallar ve kanunlar belirlenmiştir. Çok cüz'î planda de işme söz konusudur, daha çok gelişme gözlenir. Gerek dinin gerekse psikolojinin ise, her an de işme e ilimi gösteren insan duygu ve düşünceleri için, o anki duruma uygun bir tutum belirleme gibi ayrıcalıklı ortak özellikleri dolayısıyla faikiyetleri bulunmaktadır.

Büyük çapta insano lu, kendisiyle Din ve Psikoloji arasına, nefis isteklerini, bedenini, bilimleri ve teknolojiyi koymuş, gerçekte kendine yabancı ve yalancı bir dünya kurmuş, kendinin cahili aslında katili olarak; kendi eliyle kendisiyle arasındaki mesafeyi açmış, bir üçgenin iç açılarını hesaplama hassasiyetini kendi iç açı ve acılarını hesaplamada gösterememiş, asırlar süren acı deneyimlerden sonra, kendisiyle buluşmayı yeni milenyuma taşımıştır.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <