Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

Bişr-i Hafî Hazretleri geride bir gömlek bile bırakmadı

> 1 <

kdgd_yakup
Ses Etme Sükunet !

grup tuttuğum takım
Yüzbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 1789 ileti
Yer:
İş:
Kayıt: 10-12-2006 11:40

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #239936 21-07-2007 23:24 GMT-1 saat    
Bişr-i Hafî Hazretleri geride bir gömlek bile bırakmadı

Bir kış günü Merv reislerinden Haris Abdurrahmanın evinin kapısı çalınır. Sıra dışı bir zât ev sahibini sormaktadır; ama o evde yoktur.
Oğlu var. derler. Bişr mi? diye sorar, evet cevabı alınca da, Peki o hür müdür, kul mudur (köle midir?) diye sorar: Cevap, Elbette hürdür. O zâtın cevabı daha da ilginçtir: Hür olduğu belli! Çünkü kul gibi yaşamıyor! Kapıdaki, Anlayamadım? deyince, Sen bu kadarını söyle, o anlar! deyiverir. Söz ulaştığında Bişr koşturuverir; ama meçhul ihtiyar yok olmuştur. Acaba gelen Hızır Aleyhisselam mıydı diye düşünür? Bir an yaşadığı gayri meşru hayattan tiksinir, o söz kendini çok etkilemiştir; ancak çevresi ona nefes aldırmamaktadır.

Âlemler, çilingir sofraları sürer gider; Bişr eski Bişr değildir. Cesedi batakhanelerde olsa da gönlü başka yerlerdedir. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağan bir gece evine dönmektedir. Çamur içindeki bir kâğıt dikkatini çeker. Üzerinde besmeleyi görünce yerden alır. Çamurlarını siler, öper, koklar. Eve gelince gül yağları ile siler ve duvara asar. O gece Merv âlimleri rüyalarında Bişri görürler ki onların bile özlediği manevi ikramlar içindedir. Ulema Bişri arar sorar, mâlum yerlerde bulurlar. Onu dışarı çıkarırlar. Rengi sapsarıdır. Korkuyla sorar. Hayrola?

- Sana Rabbimizden haber var.

- Biliyorum, bana çok kızıyor.

- Aksine seni çok seviyor.

- Ama nasıl olur?

- Sen dün gece çamurda bir kâğıt buldun mu?

- Buldum.

- Yerden aldın mı?

- Aldım.

- Öpüp kokladın mı?

- Kokladım.

- Güzel kokular sürüp duvara astın mı?

- Astım.

- İşte Allahü Teâlâ da ismini temizlediğin gibi seni temizledi ve o kâğıda hürmet ettiğin için adını aziz kıldı. Bişr son kez meyhaneye girer, arkadaşlarıyla vedalaşır. O anı hatırlamak için hayatı boyunca yalınayak dolanır; çünkü tevbe ettiğinde ayakları çıplaktır. İşte bu yüzden adı Hafi (yalınayaklı) kalır.


İlim peşinde bir hayat

O günden sonra Bişr ilim peşinde koşar. Önce dayısının medresesinde okur. Sonra Mekke, Kûfe, Basra ve Şama gider. Çok alim tanır, çok kitap okur, ilim meclislerine katılır, ezber yapar, notlar tutar. Nitekim Bağdata gelir. Fudayl bin İyad, Muafa bin İmran ve İmam-ı Malik ile birlikte bulunur. Maruf-u Kerhi Hazretleri ile dost ve sırdaş olur. Nurlu dergâhına birçok genç gelir gider ki; Seriyy-i Sekati bunlardan biridir. Ahmed bin Hanbel, Bişr-i Hafî Hazretlerine karşı çok hürmetkârdır. Talebeleri sorarlar: Efendim hadiste eşiniz benzeriniz yok, fıkıhta müctehidsiniz. Bişr gibi bir dervişin kapısında ne arıyorsunuz? O, Evet hadis ve fıkhı ondan iyi bilirim; ama o kalp ilimlerinde hepimizden iyidir. diye cevap verir.

Bir gün askerler bir mahkûmu meydana çıkarırlar. Suçu ağır olmalıdır. O kadar çok kırbaç vururlar ki, derileri yarılır. Etlerinden sızım sızım kan sızar. Lâkin genç bir kere bile sesini çıkarmaz. Muhafızlar kan ter içinde kalır, nefeslenmek için dururlar. Bişr gence sokulup sorar: Biliyor musun tahammülüne hayran kaldım.

- Nasıl ağlayıp bağırabilirim ki. Kalabalığın içinde sevdiğim kız var ve şu an beni görüyor.

- İyi ama Allahu Teâlâ seni her an görüyor. Onun edebini gözetmeyi hiç düşünmedin mi? Genç öyle bir Allah der ki kendinden geçer. Yüzlerce kırbaca direnen vücut bu aşka tâkat getiremez. Muhafızlar yanına koştuğunda, genç çoktan can vermiştir.


Her hadiseden hikmet alır

Abadan civarlarında bir sara hastası görür ki, toprağa düşmüş çırpınmaktadır. Yanına varınca cüzzamlı ve kör olduğunu fark eder. Yaralarına üşüşen karıncalar etlerini koparmaktadırlar. Başını kucağına alıp su verir. Genç kendine gelince Sen de kimsin? diye sızlanır, Hem Rabbimle arama niye girdin? Aslında Bişr-i Hafi mükemmel bir hekimdir. Bitkileri ve baharatları çok iyi tanır ve onları ustalıkla kullanır. Otlardan, köklerden mi yoksa dualarının bereketiyle mi bilinmez Allahu Teâlâ onun hastalarına şifa dağıtmaktadır. Bir gün evine girerken tefekküre dalar. Bişr-i Hafî ölümüne doğru birisinden ödünç gömlek alır ve kendi gömleğini bir fakire bağışlar. Hasılı ardında bir gömlek bile bırakmaz.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <