Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

Yokluğuna Çarpıyor Tüm Zamanlar.

> 1 <

SeNN

grup tuttuğum takım
Er Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 19 ileti
Yer: Antalya
İş:
Kayıt: 16-05-2007 18:04

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #310518 18-07-2008 08:53 GMT-1 saat    
Yokluğuna çarpıyor tüm zamanlar. Sensizlik ağlıyor duygular şehre bakıp.

Hayaller düşmüş sokakların arasında. Şarkılar ya eksik kalıyor ya da

yokluğunun farkında. Ellerinin dokunduğu yerde hala izler saklı. Sözlerinin

geçtiği sokaklarda çaresiz bir yankı. Seslerden bu yüzden kaçtım. Oysa

mesafelere yenik yüreğin belkide haklı. Gidişinle beraber gelen avareliğim

dolaştırıyor beni seninle tüm başlangıçları yaşadığımız yerlere. Kaçmak

istediğimde ellerinin dokunduğu yerlerde bıraktığın izlere gömülüyorum.

Sözlerinin yankısı sarıp sarmalıyor tüm bedenenimi. Ve ben yokluğunun

ardındaki çığlığının bedeniyle boş özlemini yüreğimde tutuşturarak. O

ateşte yakmaya çalıştığım tüm anıların bir yangın gibi büyüyüp, beni

yakmak isteyişindeki o arzu karşısında çaresiz kalarak… Hala sokaklar o

küllerin kokusuyla dolu. Üzerinde bir önceki günden kalma ayak izlerim.

Beklide bu yerlerin senide çağırdığını zannederek, gözlerimin seni ayak

izlerini arayışındaki aldanış… Hiçbir şey yok oysa. Sadece bir önceki

günden kalma ayak izlerimin üzerindeki tozu temizleyeceğim. Çünkü seni

kaybettiğim gibi bir avuntu bile olsa bu yerleri ve hiçbir zamanın istemediği

o saatleri kaybetmek istemiyorum. Seni asla bana vaat etmeseler bile…

Orada harcadığım tüm zamanlarla o küçük hatıraları beslemek istiyorum.

Her ne kadar yüreğimin orada incindiğini hissetsem bile, içimdeki o asi

arzuların bu acıya alıştığını ve vazgeçemeyeceğini anlıyorum. Sen bu

kente döner misin bilmiyorum; fakat buraya bıraktığın bu kutsal mekânı

her an tapılan bir put gibi ziyaret ediyorum. Senin başka hiçbir yerde

böyle kutsal bir mekân bırakamayacağını bilerek… Çünkü seni en çok ben

sevdim. En çok ben hak ettim. Seni en çok sevenin, seni en çok hak eden

kişi olmadığını bilerek… Hatta o kutsal mekâna o kadar alıştım ki seni artık

tanıyamaz oldum. Kim bilir gözlerimin hatırladığı yüz senin yüzün değildir

beklide. Ve sen tüm senlerden vazgeçerek geriye dönsen bile sen bu

mekâna yabancı kalırsın. Duyguların ağladığı, hayallerin düştüğü sokaklar

artık ikimize ait değil. Çünkü sen her yeri, her anıyı, her acıyı ve

dokunulmaya kıyılmaz çocuk saflığındaki aşkı bana bir miras olarak bırakıp

gittin. Beraberinde gittikçe koyulaşan gölgenden başka hiçbir şey

olmayarak. Ve zaman seni bana unutturmadı; fakat sen tüm

yüceltilmişliklerden indirildin. Seni yücelttiğim her yere yaşadığımız bir

anının hayalini astım. Senin yüzünü hayallerimin seni anımsadığı anıların

arasından çıkararak…. Ve asla buraları terk edemeyecek bu kutsal mekâna

senin yüzünün şeklini vererek… Yokluğuna çarpıyor tüm zamanlar. Sensizlik ağlıyor duygular şehre bakıp.

Hayaller düşmüş sokakların arasında. Şarkılar ya eksik kalıyor ya da

yokluğunun farkında. Ellerinin dokunduğu yerde hala izler saklı. Sözlerinin

geçtiği sokaklarda çaresiz bir yankı. Seslerden bu yüzden kaçtım. Oysa

mesafelere yenik yüreğin belkide haklı. Gidişinle beraber gelen avareliğim

dolaştırıyor beni seninle tüm başlangıçları yaşadığımız yerlere. Kaçmak

istediğimde ellerinin dokunduğu yerlerde bıraktığın izlere gömülüyorum.

Sözlerinin yankısı sarıp sarmalıyor tüm bedenenimi. Ve ben yokluğunun

ardındaki çığlığının bedeniyle boş özlemini yüreğimde tutuşturarak. O

ateşte yakmaya çalıştığım tüm anıların bir yangın gibi büyüyüp, beni

yakmak isteyişindeki o arzu karşısında çaresiz kalarak… Hala sokaklar o

küllerin kokusuyla dolu. Üzerinde bir önceki günden kalma ayak izlerim.

Beklide bu yerlerin senide çağırdığını zannederek, gözlerimin seni ayak

izlerini arayışındaki aldanış… Hiçbir şey yok oysa. Sadece bir önceki

günden kalma ayak izlerimin üzerindeki tozu temizleyeceğim. Çünkü seni

kaybettiğim gibi bir avuntu bile olsa bu yerleri ve hiçbir zamanın istemediği

o saatleri kaybetmek istemiyorum. Seni asla bana vaat etmeseler bile…

Orada harcadığım tüm zamanlarla o küçük hatıraları beslemek istiyorum.

Her ne kadar yüreğimin orada incindiğini hissetsem bile, içimdeki o asi

arzuların bu acıya alıştığını ve vazgeçemeyeceğini anlıyorum. Sen bu

kente döner misin bilmiyorum; fakat buraya bıraktığın bu kutsal mekânı

her an tapılan bir put gibi ziyaret ediyorum. Senin başka hiçbir yerde

böyle kutsal bir mekân bırakamayacağını bilerek… Çünkü seni en çok ben

sevdim. En çok ben hak ettim. Seni en çok sevenin, seni en çok hak eden

kişi olmadığını bilerek… Hatta o kutsal mekâna o kadar alıştım ki seni artık

tanıyamaz oldum. Kim bilir gözlerimin hatırladığı yüz senin yüzün değildir

beklide. Ve sen tüm senlerden vazgeçerek geriye dönsen bile sen bu

mekâna yabancı kalırsın. Duyguların ağladığı, hayallerin düştüğü sokaklar

artık ikimize ait değil. Çünkü sen her yeri, her anıyı, her acıyı ve

dokunulmaya kıyılmaz çocuk saflığındaki aşkı bana bir miras olarak bırakıp

gittin. Beraberinde gittikçe koyulaşan gölgenden başka hiçbir şey

olmayarak. Ve zaman seni bana unutturmadı; fakat sen tüm

yüceltilmişliklerden indirildin. Seni yücelttiğim her yere yaşadığımız bir

anının hayalini astım. Senin yüzünü hayallerimin seni anımsadığı anıların

arasından çıkararak…. Ve asla buraları terk edemeyecek bu kutsal mekâna

senin yüzünün şeklini vererek ...!

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


içimi ısıtan bir sıcaklık,tum görkemi ile karşımda hayal mi diyeceksin? _hayır_ sessiz bir çığlıkla sessizliği bozan isyana yakışır bir sesle burdayım ...!
> 1 <