Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

bye bye türkçe

> 1 <

göz_ya$ı

grup tuttuğum takım
Teğmen Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 980 ileti
Yer: cehennemin çıkmaz yolları
İş: öğrenci
Kayıt: 25-06-2008 05:46

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #317393 09-08-2008 09:14 GMT-1 saat    
BYE BYE TÜRKÇE

Bir rüya gördüğünüzü farzedin. 2050'li yıllara gelmişiz. New-York şehrinde, Brodway'den aşağı yürüyüp meşhur Times meydanına varıyorsunuz. Etrafınızda Amerika'da hep olan o kocaman, dev bina büyüklüğünde reklamlar. Fakat hayret, gözlerinize inanamıyorsunuz. Bir ulu binanın tüm yüzünü kaplamış dev levhada, Türkçe olarak(!) Nefis Rize Çayı. İşte Hakiki Çay yazıyor. Yazının yanında lale biçimli, ince belli, cam bardakta tavşan kanı bir çay resmedilmiş. Sadece dipte küçücük harflerle ingilizce olarak Drink Real Tea yazıyor.

Nasıl? Beğendiniz mi rüyayı? Devam etsin mi? Peki o zaman New-York sokaklarında dolaşmaya devam edelim. Yoruldunuz. Üstünde Jimmy's Kahvehanesi yazılı, şemsiyeli masaları sokağa taşmış sakin bir yer gördünüz, gidip bir masaya oturdunuz. Gelen görevli Türk olduğunuzu öğrenince arsız arsız sırıtıp, bir iki kelime Türkçe bildiğini gösterme çabasına girişiyor. Kola yokmuş, ithal malı soğuk Susurluk marka ayran getiriyor.

Rüyanın devamı var. Ama biz bu kadarını yazalım. Ne de olsa bizim rüyamız değil. O, Oktay Sinanoğlu'nun rüyası. Sinanoğlu "BYE-BYE TÜRKÇE" kitabının yazarı. Kitap aslında, Sinanoğlu'nun son kırk yıldır hep üstünde durduğu, Türkçe'nin önemi, yabancı dille öğrenim yanlışlığı gibi konularda yazdığı, yayınladığı yazılar, konuşmalar ve söyleşilerden oluşuyor. Bu yüzden, zaman zaman takrarlara rastlasanız da Türkçe'ye hakim bir bilim adamının akıcı, akılda kalıcı anlatımıyla kitabı okudukça derin düşüncelere dalıyorsunuz.

Örneğin bu satırların yazarı gibi, kırklı yaşlarınızdaysanız ve de ilköğretimde okuyan bir ya da iki çocuğunuz varsa, aile içinde ve dostlarınızla yaptığınız konuşmalarınız hep çocuklarınızın eğitimini nasıl ve nerede sürdüreceği üzerine oluyorsa... "BYE-BYE TÜRKÇE" yi okurken gerçekten derin düşüncelere dalıyorsunuz. Neden mi? Bakınız Prof.Dr. Sinanoğlu ne diyor:

"Önceleri, belli bir tekniği almak, belli bir dalı geliştirmek için başlayan dışarı öğrenci gönderme, zamanla bir alışkanlık haline geldi. Artık “niye öğrencilerimizi dışarı gönderiyoruz, bundan beklediğimiz nedir” diye kimse sormuyor. Bunun böyle olması gerektiği bir alt inanç, yabancı terimle bir "Dogma" olmuş. Her aile, yabancı bir kolejde okutmak istiyor çocuğunu, sonra da dışarıda. Her çeşit okulda okuyanlar var... Okunacak dallar nasıl seçilmiştir? Hepsi üstün nitelikte okullar mıdır? Çoğunlukla Türk ulusundan çıkan, öğrenci başına 5000 Dolar (1973 fiyatı) fedekarlığı gerektiren bu okumalardan Türkiye'nin ne beklediği belli midir?"

Bu sözlerin sahibi Prof.Dr. Oktay Sinnanoğlu kendi deyimiyle dışarıda (Amerika'da) okumuş bir bilim adamı. Hal böyle olunca söylediklerinin önemi kat be kat artıyor. Bir iki alıntı daha aktaralım size:

".....Atatürk bilim dilinin Türkçe, tüm derslerin her düzey-de Türkçe olmasına büyük özen göstermiş, o kadar ki 1934' te oturup bir "Geometri" kitabı yazmış, bugün kullandığımız "üçgen" gibi terimleri kendi türetmişti. Yabancı dilli misyoner okullarına özenilmesin diye de Türk Eğitim Derneği'ni, onun özel okulu TED Yenişehir Lisesi'ni kurmuştu. Ben bu okulda yetiştim. Yabancı dil öğretilmesine önem veriliyor ama bu her akıllı ülkede olduğu gibi takviyeli yabancı dil dersleride yapılıyordu. Bütün fen, edebiyat, felsefe vb. dersler tam Türkçe idi. İşte bu gaye ile kurulan böyle başarılı bir okula İngiliz-Amerikan çengeli 1953'te atılıp dersler İngilizce'ye çevrildi. Okula "Ankara Koleji" dendi. O zamana dek yurtta böyle bir misyoner tipi Türk okulu yoktu."Kolej" misyoner okulu demekti. Sonra açılan bu ingiliz deliğinden kova gibi su girdi. "Anadolu Liseleri" vb. aldı yürüdü. Millete de yabancı dil öğretmenin yolu buymuş gibi yutturuldu.

....Arkasından geldi "Orta Doğu Teknik Üniversitesi"... Toptan Amerikanca...Sonra peşpeşe gelen Boğaziçi, derken Bilkent(adı güzel ama!) şimdi de Koç vb. için bahaneye artık luzüm görülmüyor. Çünkü kamuoyu artık yeterince uyuşturulmuştur. Bunun sonu, çok değil bir iki nesil sonra Türkçe'ye "bye bye" demek olacaktır..."

TED Yenişehir Lisesi'ni birincilikle bitiren Oktay Sinanoğlu burslu olarak ABD'ye gider. ABD Koliforniya Üniversitesi, Berkeley Kimya Mühendisliğini birincilikle bitirir. (1956) ABD'de M.I.T'den birincilikle Yüksek Kimya Mühendisi olur. Berkeley'de Kuramsal Kimya doktarasını yapar. Harvard ve YALE'de kendisine ait kuantum (nicam) kimyası ve fiziği üzerine teorileri hakkında üst düzey dersler verir. 1962'de, 26 yaşında, Batının 300 yılda en genç profesörü olur. "Moleküler Biyoloji" konusunda ikinci kürsüsüne atanır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti çıkardığı özel bir kanunla Oktay Sinanoğlu'na ilk ve tek "Türkiye Cumhuriyeti Profesörü Ünvanı"nı verir. Değişik ülkelerde iki kez Nobel Ödülü'ne aday gösterilen Oktay Sinanoğlu çift pasaportlu olmamakla övünüyor. Meksika'dan Hindistan'a, japonya'ya kadar bilim dünyasında tanınan Prof. Sinanoğlu'nu, yukarıda yaptığımız gibi bir paragrafa sığdırarak tanıtmak olanaksız. Okur "BYE BYE TÜRKÇE" yi eline aldığında aslında yazarı daha iyi tanı-yacak. Biz yine onun kaleminden birkaç satırı buraya alalım.

"Can kurtaran" yaygındı, birden "ambulans" hatta "ambulance" oluverdi. Bu çirkin İngilizce laf kökeninde "dolaşan" demektir. Eh uygun. Öyle ya, bu araba keşmekeşinde gariban can kurtarmıyor, dolaşıyor!...
"Meclis" birden "parlamento" oluverdi. "Milletvekilleri" de "parlamenter" kesiliverdiler. Hayrola, bu lafla kendilerine bir hava vermekte olanlara hatırlatalım: "parlamenter", İtalyanca kökeninde "laf üreten" demektir...
"Bilim ve tekniğin baş döndürücü bir hızla ilerlediği günümüzde eğitimin her düzeyindeki İngilizce hazırlık sınıfları büyük bir zaman israfıdır."
"Her ülkenin eğitim dili o ülkedeki çoğunluğun ana dili olan resmi dilidir. Yabancı dilde eğitim Türkiye ve birkaç başka sömürge ülkelerinde görülmektedir."
"İngilizce ile bilim eğitimi sonucu Batı hayranı kendi kültürüne yabancılaşan ve onu aşağılayan bir nesil yetişir. Böyle yetişenlerle bilim yapılamaz. Ayrıca İngilizce'nin evrensel olduğu fikri de yutturmacadır."

Oktay SİNANOĞLU
Bye Bye Türkçe

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu



••• •••ßizde DoStLuk Nedir ßiLirmiSin _?
NeFeSin tÜkeniRSe aL ßu caN SeniN..
yOLun SOnu uçurumSa duR!! iLk adıM ßeniM !!••• •••





bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile) (Türkçe'mizi Turkcheleştirmeyelim Grubu) •-)•––––



[left]




bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)

JaCKaLL

grup tuttuğum takım
Onbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 110 ileti
Yer:
İş: Öğrenci
Kayıt: 19-01-2007 14:22

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
#317802 10-08-2008 14:12 GMT-1 saat    
kitabını okumanızı tavsiye ederim kesinliklee...

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <