Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

Şeytanın, Kâfirleri Aldatması

> 1 <

kdgd_yakup
Ses Etme Sükunet !

grup tuttuğum takım
Yüzbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 1789 ileti
Yer:
İş:
Kayıt: 10-12-2006 11:40

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #340259 19-08-2009 05:45 GMT-1 saat    
BİSMİHİ TEALA

"O zaman şeytan onların yaptıklarını süslemiş ve şöyle demişti: "Bugün insanlardan size galebe edecek yoktur. Ben de muhakkak ki sizin yardimcınızım." Vakta ki iki ordu birbirini görecek şekilde karşılaştı, "Ben sizden katiyyen uzağım. Doğrusu ben sizin göremeyeceğinizi görüyorum. Ben ALLAH'dan korkarım elbet. ALLAH ukubetinde çok şiddetlidir" dedi, gerisin geri dönüp kaçtı" (Enfâl, 48 ).

Bil ki bu, ALLAH'nın (c.c) Bedir'de savaşan mü'minlere has kıldtğı nimetlerden biridir

Bu hususla ilgili birkaç mesele vardır:

Birinci Mesele


Ayetin başındaki iz (o zaman) edatı üzerinde neyin âmil olduğu hususunda birkaç görüş vardır: Denilmiştir ki:

Bunun takdiri "Hatırla o zamanı ki, hani şeytan onların yaptıklarını süslemişti" şeklindedir. Yine denilmiştir ki: "Bu, önceki ayette zikredilen "nimetleri hatırlatma" üzerine atfedilmiştir. Buna göre takdiri, "Onları size gösterdiği ve size amellerinizi süslü gösterdiği o zamanı hatırlayınız" şeklindedir. Yine denilmiştir ki: Bu ifade, önceki ayetteki, "Çalım satarak çıktılar" ifadesi üzerine atfedilmiştir. Kelamın takdiri şu şekildedir: "Yurtlarından çalım satarak ve insanlara gösteriş yaparak çıkanlar ve o zaman şeytanın, amellerini kendilerine süslü gösterdiği kimseler gibi olmayınız."


Şeytanın Bâtılı Sûslü Gösterme*sinin Nasıl Olduğu?

Bu süslü göstermenin (tezyinin) nasıl olduğu hususunda da şu iki izah yapılmıştır:

1) Şeytan, insan suretine girmeksizin, vesveseleriyle, böyle kötü işleri onlara güzel, iyi ve süslü gösterir. Bu, Hasan el-Basri ile el-Esamm'ın görüşüdür.

İblis'in İnsan Kılığına Girmesi


2) Şeytan bir insan kılığına girer ve vesvese (telkin) verir. Bu görüşte olanlar şöyle demişlerdir: "Müşrikler Bedr'e gitmeye niyet ettiklerinde, Bekr b. Kinaneoğullan kabilesinden endişe ettiler. Çünkü kendileri, onlardan birisini öldürmüşlerdi. Dolayısıyla, bu kabilenin kendilerini arkadan vurmalarından korktular.

Bundan dolayı iblis, Bekr b. Kinâneoğullarından Sürâka b. Malik b. Ca'şem kılığına girdi. Süraka şeytanlardan oluşan ordunun en ileri gelenlerinden olup, sancak onun elinde idi. O, "Bugün insanlardan size galebe edecek yoktur. Ben de muhakkak ki sizin yardımcınızım. Kinâneoğullarından size kötülük gelmemesi hususunda, sizi emin kılarım" dedi.

İblis, meleklerin indiğini görünce, ökçeleri üzere gerisin geri kaçmaya başladı. Rivayete göre o anda, Haris b. Hişam'ın elini tutuyordu.

Gerisin geri dönüp kaçmaya başlayınca, "Bizi bu halde yapayalnız mı bırakıyorsun?" dedi.

Bunun üzerine de, "Ben, sizin göremeyeceğinizi görüyorum" dedi ve Haris'in göğsünden itip, ondan ayrıldı; kâfirler de bozguna uğradılar."
Bu kıssa ile ilgili birkaç soru vardır:

Birinci soru: İblis'in, Sürâkâ b. Mallk'in şekline girmesindeki fayda nedir?

Cevap: Bunun böyle olmasında Hz. Peygamber'in büyük bir mucizesi vardır. Çünkü Kureyş kafirleri bozguna uğrayıp Mekke'ye döndüklerinde, "İnsanları, Sürâkâ bozguna uğrattı" dediler.


Bu söz, Sürakâ'ya ulaşınca o: "Bozguna uğradığınız haberi bana gelinceye kadar, vALLAHi sizin savaşa gittiğinizi bile bilmiyordum" dedi. Bunun üzerine Kureyşliler, savaştaki o şahsın Sürâkâ değil, şeytan olduğunu anladılar.

Bu Mesele ile İlgili Sorular ve Cevaplar


Eğer, "İblis, mü'minlere karşı olan savaşta hazır bulunmuş ise, malumdur ki o çok kuvvetlidir, o halde müşrikler müslümanların ordusunu niçin bozguna uğratamadılar?" denilir ise, biz deriz ki:

Çünkü İblis müslümanların ordusu içinde, bin melekle birlikte olan Cebrail (a.s.)'i görmüş ve bundan dolayı korkarak kaçmıştır.

Eğer, "İşte bu izah şekline göre, müslümanların ordularının hepsinin hezimete uğraması gerekirdi. Çünkü İblis, insan suretine girebilir ve böylece savaşlara katılarak, kâfirlerin ordularına yardım eder ve müslümanların ordularını hezimete uğratabilir.


Velhasıl İblis eğer buna güç yetirirse, bunu müslümanlarla ilgili diğer hâdiselerde niçin yapamasın? Yok eğer buna kadir olamamış ise, Bedir hâdisesinde böyle bir şey yaptığını nereden çıkarıyorsunuz?" denilir ise, buna şöyle cevap verilir:

"Muhtemeldir ki Hak Teâlâ sadece o savaşta, onu beşer (insan) şekline çevirmiştir. Diğer hâdiselerde ise ALLAH (C.C) bu çevirmeyi yapmaz."

İkinci soru: ALLAH, (C.C) İblis'in şeklini insana çevirince, o, İblis olmaktan çıkmış ve bir insan olmuş olur?

Cevap: İnsan, ancak kendi nefs-i natıkasının cevheri ile insan olur. Şeytanların 'nefis'leri ise, insanların "nefislerinden başkadır. Binaenaleyh şeklin değiştirilmesinden, hakikatin (aslın) değişmesi de gerekmez. İşte bu konu, insanın dış şekli ve hususi sureti itibariyle insan olmadığı hususundaki naklî delillerden birisidir.

Üçüncü soru: Şeytan'ın, "Bugün insanlardan size galebe gelecek yoktur" şeklindeki sözünün manası nedir? O kafirler daha kalabalık ve galip durumunda oldukları halde, bu sözdeki fayda nedir?

Cevap: Onlar, her ne kadar sayıca çok iseler de, günden güne Hz. MUHAMMED (s.a.s)'in devletinin, güç ve kudretinin yükselip arttığını görüyorlardı. Bir de Hz. Peygamber (s.a.s.), herhangi bir şey bildirdiği zaman, o şey mutlaka tahakkuk ediyordu.

İşte bu sebepten ötürü onlar, Hz. MUHAMMED (s.a.s.)'in kavminden çok korkuyorlardı. Dolayısıyla İblis, onların kalblerinden bu korkuyu gidermek için böyle söylemiştir. Bundan muradın, İbiis'in o müşrikleri, özellikle Bekr b. Kinâneoğullan'nın şerrinden emin kılmak istemiş olması da muhtemeldir. Bundan dolayı İblis, onların bir reisi kılığına girmiş ve "Ben de muhakkak ki sizin yardımcınmm" demiştir. Bunun manası şudur: "Ben ve kavmim size yardımcı olduğumuz zaman, hiçbir insan size galip gelemez." Burada, câr (komşu) kelimesi, "her türlü kötülüğe karşı arkadaşını müdafaa edip koruyan" demektir. Nitekim komşu da, komşusunu korur. Araplar, "Falancanın vereceği zarara karşı seni koruyacağım, ondan sana hiçbir nahoş şey gelmeyecek" manasında, "Falana karşı ben senin carınım, hâminim" derler.

Sonra Cenâb-ı Hak büyümüştür. Bu, iki ordu, herbiri diğerini görecek şekilde karşı karşıya geldiği zaman, "iblis gensin geri dönüp kaçtı" demektir. "Nukûs", "birşeyden geri durmak" demektir ve dolayısıyla bu, "geri döndü" manasınadır. Sonra İblis, "Gerçek, ben sizin göremeyeceğinizi görüyorum" demiştir.

Bu ifadenin birkaç izahı vardır:
1) İblis, ruhanî (maddî olmayan) bir varlıktır. Bundan dolayı o, melekleri görebilmiş ve onlardan korkmuştur. Yine onun, Hz. Peygamber (s.a.s)'in önünde onu korumak için yürüyen Cebrail'i gördüğü; veya peşpeşe gönderilen bin meleği gördüğü söylenmiştir.

2) İblis, muzafferiyet ve nusretin, Hz. MUHAMMED (s.a.s.) için olan alametlerini görmüş, dolayısıyla eğer orada durmaya devam ederse, başına bir belâ ve felaketin geleceğini anlamıştır.

Daha sonra o, "Ben ALLAH'tan (C.C) dan korkarım elbet" demiştir.

Katâde: "İblis, "Doğrusu, ben sizin göremeyeceğinizi görüyorum " sözünde doğru söylemiş, ama "Ben ALLAH'dan (C.C) korkarım elbet" derken yalan söylemiştir " demiştir.

Yine, İblis'in meleklerin gökten inişini gördüğü zaman, ALLAH'ın (C.C) kendisine tanıdığı müddetin sona ermesinden korktuğu ve bundan dolayı kendi derdine düşerek böyle dediği de söylenmiştir.

Ayetteki "ALLAH, (C.C) ukubetinde (cezalandırmasında) çok şiddetlidir" buyruğuna gelince, bu İblis'in sözünün devamı olabileceği gibi, onun sözünün bundan önce, "Ben ALLAH'dan korkarım elbet" ifadesi ile sona ermiş olması da mümkündür. Bu durumda Cenab-ı Hak, onun sözünden sonra, "ALLAH, ukubetinde çok şiddetlidir" buyurmuştur.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <