Batman: Arkham City

Arkham Asylum, bir bitiş değil, aslında başlangıçtı. Bilinçsizliğin, umursamazlığın veya yaklaşmakta olan tehlikenin habersizliğiydi. Alınan güvenlik önlemleri, tekniğin son dehası sistemler ve benzerleri söylenip durur ya, unutun gitsin. Bir suçlu gibi düşünmedikçe hiç bir zaman kolay kolay onları alt edemezsiniz. Belki bir yere kadar engeller, bastırırsınız, ama inanın daha fazlasını yapmanız gerekli.

Rocksteady'nin ilk Batman oyunu mükemmeldi, kesinlikle beklentilerin üzerindeydi ve klasik olmayı çoktan hak etti. Arkham City ise, yükselen beklentilerinizi törpülemeye değil, duygularınıza tercüman olmaya geliyor.

Arkham City, ilk oyundaki olayların 18 ay sonrasında başlıyor. Arkham Asylum'un eski müdürü olan Quincy Sharp, Joker'i engelleyen kişilik olarak ün kazanıyor ve bu şöhretini, Gotham şehrine belediye başkanı olmak için kullanıyor. Bu ilk aşama. İkinci aşama ise, Sharp'ın yeni bir şehir planı üzerine. 'Arkham City' dedik, ama oyunumuz Gotham şehri sınırlarında geçecek. Arkham City ise, Sharp'ın azılı suçlular için tasarladığı, Gotham'ın ıssız ve kullanılamaz hâlê gelmiş sokaklarını duvarlarla çevirerek oluşturduğu bir şehir, daha doğrusu bir açık hava hapishanesi.

Açın önümüzü

4 sıkışık duvar arasına mahkum olmayan suçlular, böylelikle sinir katsayısı anlamında daha düşük düzeylerde yaşayabilecek. Gerçi aralarında dalaşıp da birbirlerini öldürmeleri, huzurlu bir hayat isteyen iyi insanlar için mutluluk verici bir gelişme bile sayılabilir. Arkham City'nin sınırları o kadar keskin ve güçlü çizilmiştir ki, buradan kaçmak çok zordur. Teknolojik imkânlar bir yana, aynı zamanda Tiger adı verilen paralı askerler de güvenlik görevlisi olarak bu bölgede çalışmaktadır.



Demiştik ya, ne yaparsanız yapın, bir suçlu gibi düşünmeniz çok zor, ama hastalıklı bir beyine yetkiler vermek de ahmaklıktan başka bir şey değildir. Bu hapishanenin yöneticisi olarak psikiyatr Hugp Strange atanıyor, ama Strange'in Gotham için kötü ve henüz açığa çıkmamış planları var. Herkesi bir kenara atıp, her ihtimale karşı hazır pozisyonda bekleyen tek kişi ise, Batman'den başkası değil.

Şimdiye kadar Arkham City'ye yukarıdan göz attık. Biraz da içeriye girelim; suçlular arasında bazı hesaplaşmalar var. Giderek yükselen ve söz hakkı elde edip, diğerlerini de kontrol eden kimseler var. Örnek mi istiyorsunuz? Mesela Two-Face. Onun da amacı buradan kaçmak, ama oraya-buraya sataşmak, kendini tatmin etmek için değil, intikam almak için. Cat Woman'ı dahil edelim şimdi hikâyemize. Zira tam sırası ve Two-Face, Cat Woman'ı bularak herkesin önünde öldürmeyi düşlüyor. Aralarında neler yaşanmıştır kim bilir, detayları oyunda göreceğiz. Maskeli ve pelerinli kahramanımız Batman de, giderek zıvanadan çıkan bu duruma müdahale etmek için, Gotham City'ye dalıyor ve heyecan fırtınası başlıyor...

Yürüdüğüm yolun uzunluğunu, beynimdeki sınırlar belirler

Yeni oyunumuzun en güzel yönü, bu kez iç mekânlarla sınırlandırılmayan bir oynanışa sahip olması. Yapımcıların belirttiğine göre Arkham City, ilk oyundan en az 4 kat daha büyük olarak ve open world (açık dünya) tarzda tasarlanıyor. Şunu da belirtelim Arkham Asylum’da sahip olduğumuz aygıtların neredeyse tamamıyla bu yeni oyuna başlayacağız. Bunların yanına eklenen yeni araçlarımız da olacak. Örneğin ultra sonic dalgalar yayabilen yeni bir cihazımız var. Özelliği ise, bu dalgalar sayesinde belirlediğimiz düşmanların üzerine yarasa sürülerini salabiliyoruz. Patlayıcı jeller sayesinde de “şu köşe, kaç bucak” tarzında dersler verebileceğiz düşmanlarımıza.

Bir diğer yeni teknolojik yardımcımız ise, ses kayıtlarından yola çıkarak düşmana ulaşabilme. Hatırlarsanız dedektif modunda birçok ipucunu ortaya çıkarabiliyorduk. Bu moda yeni eklentiler getirilerek daha heyecanlı bir deneyim hedeflenecek. Yapımcılar, suç sahnelerini bu oyunda daha fazla karmaşık hale getirmiş. Dolayısıyla pat diye her suçun gizemini çözemeyeceğiz. Fazla araştırma yapmamız, her detayı incelememiz gerekecek. Bir diğer bilgi toplama yöntemi olarak da, çeteleri takip etmemiz gerekiyor. Batman, bu sayede de çoğu bilgiye erişebilecek.



Sen hiç sopa yedin mi?

Güçlü kahramanımız neler yapabiliyor acaba? Mesela bu sefer biraz daha fazla vücut çalışmış olmalı ki, aynı anda 2 düşmanla dövüşebilecek. Aklınıza Jackie Chan filmleri geliyor olabilir. Birine yumruk sallarken, diğerini de tekmelerle duvara yapıştırabilecek. Ayrıca dövüş esnasında araçlarımızı da kullanabileceğiz. Yetmez, çevredekl objeleri de kullanabileceğiz. Bu kez de aklımıza Condemned geliyor, ama tabii ki daha detaylısı var Batman’de. Akrobatik hareketler, olmazsa olmazlarımız. Yapımcılar, Batman’in dövüş animasyonlarında ilk oyuna nazaran 2 katı bir artış olduğunu belirtiyor.

Tabii ki düşmanlarda da bazı değişiklikler yok değil. Düşman sayısı ve çeşidi artmış durumda. Değişik silah ve zırhlara sahip kötü adamlar var. Biz iki kişiyi aynı anda pataklayabileceğiz dedik, ama aynı anda üzerimize 40 kadar düşman bile saldırabilecekmiş. İşte bu gibi durumlarda akrobatik hareketlerimiz de olmasaydı, ne yapardık kim bilir? Unutmadan, düşmanlarımız da çevredeki objeleri üzerimize atabilecek, ama bunları havada yakaladığımız gibi aynı hızla geri iade edebileceğiz.

Nedir bu açık dünya?

Şüphesiz ki Batman’e güzel bir hava katacaktır. Hem görüntü, hem de işlev olarak tatmin edici görünüyor. Düşünsenize, Kara Şovalye’miz elektrik telleri de dahil olmak üzere çoğu yapıya tırmanabilecek, üzerlerinde hareket edebilecek, böylelikle çoğu kez düşmanlarımıza gizlice yaklaşıp, infaz gerçekleştirebileceğiz. Buna uygun araçlarımız da olacak. Tabii ki yüksek bir yapının üzerinden zemine doğru pelerinimizi açarak süzülebileceğiz. Kısa süreliğine yarasa misali seyahat yani.

Peki, piyonları bir kenara bırakalım. Çok soru sorduk, ama asıl önemli düşmanlarımızı belirlemek zorundayız. Kimdir, nedir bunlar? Joker’den kurtulamadık henüz mesela. Belki bizim elimizden, belki de eceliyle ölecek, bilemiyoruz. Zira Joker’in gizemli ve ölümcül bir hastalığa yakalandığı söyleniyor. Harley Quinn’i alt etmek, belki de Joker’den daha zor. Two-Face’i zaten söylemiştik. Filmde Arnold Schwarzenegger’ın canlandırdığı için ayrı bir sempatim olan Mr. Freeze’i görmek için sabırsızlanıyorum. Talia Al’ Ghul, Riddler, Calender Man ve Zsasz gibi isimler de var. Batman’i işi bu oyunda gerçekten zor olacak. Bir de Penguen’i ekleyelim. Videodaki belirtiyi göz önüne alırsak, onu da Arkham City’de göreceğiz büyük ihtimalle.

Oyunları çoklayalım

Arkham City’de online modların olacağı doğrulandı, ancak henüz deta verilmedi. Multiplayer’da şimdiye kadar sadece Cat Woman’ın olacağı belirtilmişti. Belki de Batman ile ortak olacak ve Co-op olarak suçlulara meydan okuyacaktır.



Online mod konusunda fanlardan da bazı öneriler gelmiş. Bunlardan en dikkat çekici olanı, teke tek dövüş modu. Bilindik dövüş oyunu gibi iki oyuncu, iki karakter seçip, birbirine giriyor. Yenen de üst tura geçerek yeni rakibini bekliyor. Her karakterin farklı özellikleri olduğu için dövüşlerde bunlardan yararlanılabilir ve gerçekten eğlenceli olabilir.

Bir diğer öneri de, yukarıda belirttiğimiz Co-op modu üzerine. Batman’in yanında Cat Woman ve Robin olarak co-op oynanış sağlanabilir. Mesela yapmamız gereken görev, zaman ayarlı olsun. Henüz yapılmakta olan bir banka soygununu, vakit tükenmeden önlemek için savaşabiliriz. Sivillere zarar gelmesini de önlemeliyiz tabii ki. Görev tamamladıkça daha zor bölümlere gelebilir, hatta bölüm sonunda da boss misali güçlü bir düşmanla karşılaşabiliriz. Joker ve Two-Face gibi.

Batman: Arkham City’nin net çıkış tarihi henüz belli değil. Hikâyesi Warner Bros.’taki Batman projelerinde de çalışan Paul Dini tarafından hazırlanan oyun, ana senaryodaki görevler dışında, yan görevler de bulunduracak.

Kaynak: merlininkazanı

Arkham City oynanış videosu



İlk oyun muhteşemdi buda eminimki öyle olacak ve oyunun open world olması oyuna ayrı bir hava katmış