Galiptir bu yolda...

Galiptir bu yolda...


Fenerbahçe, sezonun en görkemli yarışmasını yaratıyordu Newcastle karşısında... Peki ne olmuştu da Fenerbahçe sahanın her bölgesinde pas üreten, tek tük top kayıpları dışında rakibinin çok üstünde bir tempo yaratan hava yakalıyordu deplasman kapışmasında...
Önder ve Mehmet Yozgatlı ile başlamak mı tetiklemişti Fenerbahçe'yi, yoksa Zico'nun sihirli sözleri mi ateşlemişti ?.. Bizce taktikteki doğrular önemliydi dünkü yarışmada. Ayrıca futbolcuların profesyonellik duygularıyla bir "iç hesaplaşma" yaptıkları da açıkça görüntüdeydi bizce...
Fenerbahçe seyircisinden gelen açık protestolar da işe yaramıştı anlaşılan... Yoksa dalgalar halinde İngilizler'in üstüne yığılmak ve aynı rüzgâr hızında savunmaya dönmek maharetleri sergilemek, kolay bir iş miydi Ada ekibinin evinde?..
Defans bloku, özellikle Önder'in liderliğinde tüm ataklara karşı müthiş savunma kalitesiyle tavır koyuyor, orta alanda Aurelio, Appiah, Yozgatlı ve Alex'in kurdukları "paslaşma tezgahları" hem Fener'in atağa kalkışlarını körüklüyor, hem de Newcastle'ın orta alancılarını topsuz bırakarak oyunun kaderini yönlendiriyordu...
Bu arada İngilizler'in ikinci yarıdaki iki müthiş gol fırsatında Rüştü'nün panterleşmesini de alkışlarla özetlemeliyiz. Ayrıca Newcastle'ın defansı da hiç hatasız oynuyor, Kezman ve Tuncay'ın araya sızma harekatlarını da çok akıllıca eritip, Fenerbahçe'nin ısrarla aradığı gol şansını tanımıyorlardı...
Evet Fenerbahçe, yenilgiye rağmen son derece şahsiyetli bir futbol gösterisi sergiliyordu İngiltere'de... Ancak Tuncay'ın çok çalışıp, son hareketlerde yine şanssız ve beceriksiz kalması Fenerbahçe'yi golsüzlüğe mahkum hale getiriyordu...
Ben hak edilmemiş yenilgiye çok da üzülmüyorum doğrusu... Çünkü futbol işte böylesine adaleti de olmayan bir oyundur... Fenerbahçe'nin ortaya koyduğu futbola selam gönderiyor ve tüm sarı-lacivertli taraftara "galiptir bu yolda mağlup" mesajını yolluyorum.