Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

Diplomasi dersi

> 1 <

ŞanlıTürk

grup tuttuğum takım
Cezalı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 701 ileti
Yer: ESKİŞEHİR
İş: öğrenci
Kayıt: 17-07-2006 17:55

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #147866 11-12-2006 14:29 GMT-1 saat    
Başbakan’ın “Kendi ülkesine gitsin”dediği Denktaş’tan anlamlı cevap: Sayın Erdoğan Amerikalılar, İngilizler ve Rumlar gibi beni uzlaşmaz olarak tanımlamıştır.

Başbakan’ın “Kendi ülkesine gitsin”dediği Denktaş’tan anlamlı cevap: Sayın Erdoğan Amerikalılar, İngilizler ve Rumlar gibi beni uzlaşmaz olarak tanımlamıştır.


Rum’u ve Yunan’ı bilen, 60 yıldır bunlarla mücadele ederek, her hilelerini
görmüş birisi olarak, ikaz görevimizi yapıyoruz. Kıbrıs’ta iki eşit egemen halk vardır, bunların devletleri vardır. Biz Annan Planı’na kadar
bu milli davayı müdafaa ettik. Hükümetin, Annan Planı’na ‘evet’ deyişi bunu orta-dan kaldırmıştır.

Elimizdeki izolasyon ve ambargolar sadece limanlara değil, hayatımızın her safhasına. Böyle pazarlık olmaz.

AB’nin bu yakışıksız baskısına verilecek cevap, Türkiye’nin, milli formülünü kararlılıkla gündeme getirmesidir. Türkiye en haklı, en güçlü olduğu bu davada yumuşak davranmamalıdır.

Türkiye, askerini çekerse , KKTC’nin 23 yıllık varlığını korumazsa, kalıcılığını savunmazsa, arkasından çorap söküğü gibi Ege, Ermeni, azınlıklar, ekümenlik ve vilayetlere özerklik verilmesi meselesi gelecektir. AB, Türkiye’yi tam üye yapmak niyetinde değil. Ama ipi koparmak niyetinde de değildir.

Eski İngiliz Dışişleri Bakanı Jack Straw (Ayının kürkünü almak isterseniz, bu sürecin başlamasına müsaade ediniz) demiştir. Türkiye’yi böyle görüyorlar. Söke söke istediklerini alabileceklerini sanıyorlar. Türkiye’yi ucu açık bir yolculukta, hazmedebilecek bir kıvama getirmek istiyorlar.

Hiçbir hükümet, beni alenen Türk milletine, (bozguncudur, uzlaşmaz ve Kıbrıs meselesini engelleyen adamdır) diye şikayet etmedi. Sayın Erdoğan Amerikalılar, İngilizler ve Rumlar gibi, beni uzlaşmaz olarak tanımlamış-tır. Şimdi AB tarafından kandırıldığını söylüyor. Ben kandırılmadım...

AB Dışişleri Bakanları, Avrupa Komisyonu’nun “8 başlığın askıya alınması” önerisini bugün Brüksel’de görüşecek.

Çanakkale’de çeşitli etkinliklere katılan KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, gazetecilerin sorularını cevaplarken Başbakan Erdoğan’a yüklendi.

Denktaş’tan anlamlı cevap
“Kendi ülkesine gitsin” diyen Başbakan’a KKTC’nin 1. Cumhurbaşkanı Denktaş böyle cevap verdi: “Sayın Erdoğan Amerikalılar, İngilizler ve Rumlar gibi, beni uzlaşmaz olarak tanımlamıştır”

KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı üzdüğü için üzgün olduğunu, ama bildiklerini ve gördüklerini söylemek zorunda olduğunu söyledi. Çeşitli etkinliklere katılmak üzere Çanakkale’ye gelen Denktaş, merkeze bağlı İntepe beldesini ziyaret etti. Denktaş, belde halkının sevgi gösterileriyle karşılandı. İntepe Belediye Başkanı Alaattin Özkurnaz ile sohbet için oturduğu çaybahçesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Denktaş, Kıbrıs’ın müşterek milli dava olduğunu belirtti.

Davet üzerine geliyorum
Denktaş, bir gazetecinin, “Başbakan sizin için, (Televizyonlara çıkıp da benim halkımın kafasını bulandırmasın, bunu özellikle kendisinden rica ediyorum. Şu ana kadar sabrettim, benim ülkeme gelip seçim kampanyası yapacağına kendi ülkesinde yapacağı kampanyaları yapsın, bunu özellikle istirham ediyorum) şeklinde açıklaması konusunda düşüncelerini sorması üzerine, “Başbakan Erdoğan’ı üzdüğüm için üzgünüm, fakat ben buraya davet üzerine geliyorum. Kıbrıs nereye gidiyor diye merak eden halkın aydınlatılması için, bildiklerimi gördüklerimi söylemek için dolaşıyorum’’diye konuştu. Türkiye’ye davet edildikçe geleceğini belirten Denktaş, Türk milletinin üzülmemesi için bildiklerini anlatmayı bir görev bildiğini söyledi.

Üzdüğüm için üzgünüm
Rauf Denktaş, şunları söyledi: “Sayın Başbakan Erdoğan’ı üzdüğüme üzgünüm, ama bu milletin üzülmemesi için ve kendisini de daha fazla üzmemek için bildiklerimi ve gördüklerimi söylemek mecburiyetindeyim. Bunu görev biliyorum. Beni bağışlasın. Memleketime davet aldıkça geleceğim. Beni görmek isterse, düşündüklerimi kendisine söylemeyi görev bilirim.” KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, ‘Kıbrıs Türk halkı da benim istediğim gibi referandumda (hayır) demiş olsaydı, bugün Avrupa Birliği, Türkiye’ye baskı yapmayacaktı” diye konuştu.

Biz ikaz görevimizi yapıyoruz
Kıbrıs konusunda basının pembe bir resim çizdiğini, karanlıkları ve tehlikeleri göstermediğine dikkat çeken Denktaş, şunları ifade etti: ” Rum’u ve Yunan’ı bilen, 60 yıldır bunlarla mücadele ederek, her hilelerini görmüş birisi olarak, ikaz görevimizi yapıyoruz. AB’ye, milli davamızın kırmızı çizgisi nedir söylenmedikçe, Türkiye üzerinde baskılar artacak diye düşünüyoruz. Kırmızı çizgiyi Sayın Cumhurbaşkanı Sezer dünyaya duyurmuştur. Hükümetin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de iki kez onaylanmış olan bu milli formülü, AB’ye niye duyurmadığını ve böylelikle baskıdan kurtulmadığını anlayamıyoruz. TBMM’de karara bağlanmış olan milli formül, konfederasyondur. Sayın Sezer, bunu (Kıbrıs’ta iki eşit egemen halk vardır, bunların devletleri vardır ve Kıbrıs üzerinde dengeler vardır. Bu dengeler Türk-Yunan dengesidir, Lozan dengesidir. Bunları kaale almayan bir anlaşma kabul edilemez) demiştir. Biz Annan Planı’na kadar bu milli davayı ve formülü müdafaa ettik. Hükümetin, Annan Planı’na ’evet’ deyişi ve bize de evet dedirtmesi bu milli formülü ortadan kaldırmıştır.

Milli formülü hatırlattı
Hükümetin, AB’nin meşru hükümet olarak kabul ettiği ve Türkiye’ye de kabul ettirmek için baskı yaptığı, eli kanlı terörist idareye liman açtığını belirten Denktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Elimizdeki izolasyon ve ambargolar sadece limanlara değil, hayatımızın her safhasına. Böyle pazarlık olmaz. AB’nin bu yakışıksız baskısına verilecek cevap, Türkiye’nin, milli formülünü kararlılıkla gündeme getirmesidir. Yoksa Türkiye en haklı, en güçlü olduğu bu davada yumuşak davranır, askerini çekerse, KKTC’nin 23 yıllık varlığını korumazsa,
bunun kalıcılığını savunmazsa, arkasından çorap söküğü gibi Ege, Ermeni, azınlıklar, ekümenlik ve vilayetlere özerklik verilmesi meselesi gelecektir. AB, Türkiye’yi tam üye yapmak niyetinde değil. Ama ipi koparmak niyetinde de değildir. Eski İngiliz Dışişleri Bakanı Jack Strow (ayının kürkünü almak isterseniz, bu sürecin başlamasına müsaade ediniz) demiştir. Türkiye’yi böyle görüyorlar. Türkiye’den söke söke istediklerini alabileceklerini sanıyorlar. Türkiye’yi ucu açık bir yolculukta, hazmedebilecek bir kıvama getirmek istiyorlar.”

Sözüne gücenmedim
Hiçbir hükümetin, kendisini alenen Türk milletine, (bozguncudur, uzlaşmaz ve Kıbrıs meselesini engelleyen adamdır) diye şikayet etmediğini iddia eden Denktaş, “Çünkü Türk hükümetleriyle birlikte yürüdüm. Sayın Erdoğan Amerikalılar, İngilizler ve Rumlar gibi, beni uzlaşmaz olarak tanımlamıştır. Hiç gücenmedim, aldırmadım kendisine saygım ve sevgim devam ediyor. Kıbrıs meselesini halledeceğini sanmıştı. Şimdi AB tarafından kandırıldığını söylüyor. Sayın Talat, Rumlar tarafından kandırıldığını söylüyor. ABD, İngiltere, BM temsilcisi Rumlar tarafından kandırıldıklarını söylüyorlar. Ben kandırılmadım, herhalde bu suç değildir” dedi.

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <