Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

PULSUZ MEKTUP

> 1 <

alemci

grup tuttuğum takım
Yüzbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 1836 ileti
Yer: Ankara
İş: Muhasebe
Kayıt: 11-05-2006 04:54

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #154449 15-01-2007 05:27 GMT-1 saat    
Aşağıdaki mektup bir Prof. Dr. Hocamın cocuk dünyasından, onların ruhsal gelişmelerini göz önüne alarak yazmış olduğu harika bir yazıdır. Eminim sizlerde beğenecek hatta kendinizle ilgili belki cocukken yasamış olduğunuz duygularınızı özleştireceksiniz.
Çocuklarımızın ruh sağlığı ve kişisel gelişmelerini anlatan bu yazıyı buyrun beraber değerlendirelim.

Sevgili anneciğim, babacığım;

Bütün duygu ve düşüncelerimi dile getirebilseydim, size şunları söylemek isterdim.

Sürekli bur büyüme ve değişme içindeyim. Sizin çocuğunuz olsam da sizden ayrı bir kişilik geliştiriyorum. Beni tanımaya ve anlamaya çalışın.

Deneme ile öğrenirim. Bana ayak uydurmakta güçlük çekebilirsiniz. Oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşlarımda özgürlük tanıyın. Beni her yerde, her zaman koruyup kollamayın. Davranışlarımın sonuçunu kendim görürsem daha iyi öğrenirim. Bırakın kendi işimi kendim göreyim. Büyüdüğümü başka nasıl anlarım?

Büyümeyi çok istiyorsam da ara sıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum. Bunu önemsemeyin. Ama siz beni şımartmayın. Hep çocuk kalmak isterim sonra. Her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ancak siz verdikçe almadan edemiyorum. Bana yerli yersizde söz vermeyin. Sözünüzü tutamayınca sizlere güvenim azalıyor.

Bana kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin. Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın. Koyduğunuz kurallar ve yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem.
Ancak hiç kısıtlanmayınca ne yapacağımı şaşırıyorum. Tutarsız davrandığınızı hem bocalıyor, hem de bundan yararlanmadan edemiyorum.

Öğütlerinizden çok davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın. Beni eğitirken ara sıra yanlışlar yapabilirsiniz. Bunları çabuk unuturum. Ancak birbirinize saygı ve sevginizin azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder.

Çok konuşup çok bağırmayın. Yüksek sesle söylenenleri pek duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi iz bırakır. “Ben senin yaşında iken….” Diye söylevleri hep kulak ardına atarım.


Küçük yanılgılarımı büyük suçmuş gibi başıma kalkmayın. Bana yanılma payı bırakın. Beni, korkutup sindirerek, suçluluk duygusu aşılarak uslandırmaya çalışmayın. Yaramazlıklarım için beni kötü çocukmuşum gibi yargılamayın. Yanlış davranışım üzerinde durup düzeltin. Ceza vermeden önce beni dinleyin.
Suçumu açmadığı sürece cezama katlanabilirim.

Beni dinleyin. Öğrenmeye en yatkın olduğum anlar, soru sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve öz olsun. Beni yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın. Ama başarabileceğim işleri yapmamı bekleyin. Bana güvendiğinizi belli edin. Beni desteklerin; hiç değilse çabamı övün. Beni başkalarıyla karşılaştırmayın; umutsuzluğa kapılırım.

Benden yaşımın üstünde olgunluk beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın; bana süre tanırın. Yüzde yüz dürüst davranmadığımı görünce ürkmeyin.
Beni köşeye sıkıştırmayın; yalana sığınmak zorunda kalabilirim. Sizi çok bunaltsam bile soğuk kanlılığınız yitirmeyin. Kızgınlığınızı haklı görebilirim, ama beni aşağılamayın. Hele başkalarının yanında onurumu kırmayın. Unutmayın ki ben de sizi yabancıların önünde güç durumlara düşürebilirim. Bana haksızlık ettiğinizi anlayınca açıklamaktan çekinmeyin. Özür dileyesiniz size olan sevgimi azaltmaz; tersine, beni size daha çok yakınlaştırır. Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha iyi görüyorum. Bana kendinizi yanılmaz ve erişilmez göstermeye çabalamayın. Yanıldığınız görünce üzüntüm büyük olur.

Biliyorum, ara sıra sizi üzüyor, belki de düş kırıklığına uğratıyorum. Bana verdiklerinizin yanında benden isteklerinizin çok olmadığını da biliyorum. Yukarıda sıraladığım istekler size çok geldirse bir çoğundan vazgeçebilirim;
Yeter ki beni ben olarak seveceğinize olan inancım sarsılmasın.

Benden “Örnek çocuk” olmamı istemezseniz, bende sizden kusursuz anne – baba olmanızı beklemem. Sevecen ve anlayışlı olmanız bana yeterli.

Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde değildi. Ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezdim. !!!

Sevgiler,
Çocuğunuz.

Mavi bir Gul’den
Sevgi ve Saygılarımla.

Not:
Evet arkadaşlar çok sevdiğim, değer verdiğim ve hala unutamadığım birisi tarafından yazıldı. Bu yazım 11-05-2005 Çarşamba Günü BLuE_RoSe Tarafından Yazılmıştır. Gerçek Adı Nazlıcan ‘dır.
Kendisini Saygı İle Anıyorum.
Nazlı Can ‘nın sağ kalp kapakçığında yara olduğu için uzun süredir rahatsız ve tedavi altındaydı. Ama hangi ülkeye gittiyse de rahatsızlığı bir türlü düzelmedi.
Güneşe çıkamıyor ve yemek yiyemiyor. Serumla besleniyordu.
4 yıldan uzun bir süre nazlıya destek vermeye çalıştım ama 1 yıl önce 4 günlüğüne hapisse girince Nazlı ‘nın izini kaybettim ve o günden beridir görmüyorum ama Nazlıcan ı unutmadım. Umarım Kendisi iyi’dir. Bir gün Görüşeceğimize inanarak sabırla bekliyorum.



NAZLICAN SENİ UNUTMADIM …

Bye
Alemci…

Nazlıcan ‘nın yazılarını devamı gelecektir…

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


Kan kaybedîyør hayatım.Can çekîşîyør hayaLLerîm..Gîdîyørum..yanLış hayat Døğru yaşanmaz asLında..öğreniyorum



SEFA NERDESİN
> 1 <