> 1 <
Kırık Link Bildir! #170568 26-02-2007 21:14 GMT-1 saat
Afet Ilgaz
26.02.2007
Sayın Erbakan'ın geçenlerde bir cenaze töreninde gösterdiği davranış unutulur cinsten değildi. Başbakan yanına gelince, yorgun görünüşüne rağmen, onun elini ayağa kalkarak sıktı.
Ben Erbakan'ı Mücahid Erbakan sloganlarının ötesinde, bu büyük devlet adamı ve ayrıca büyük fikir adamı tavrıyla severim. Ne başbakanlığı, ne başbakan yardımcılığı ne de sadece milletvekilli olduğu sıralarda, bu niteliğini kaybetmiştir! Ne devlete, ne orduya, ne devletin ne herhangi bir unsuruna yangözle bakıldığı izlenimi verecek bir davranışta bulunmuştur! O kadar sıkıntılı devlet adamlığı günlerine rağmen, hatta, yüzünden saygılı, nazik tebessümü eksik olmamıştır.
*
Bir gazete yemeğini hatırlıyorum. Bir basın toplantısıydı ama sadece Millî Gazete ekibi kalmıştı en sonunda. Orda, birkaç yıl önce atlattığımız 28 Şubat hadisesine dokundurarak, 28 Şubat'ın iyi tahlil edilmesi gerektiğini hatırlatırcasına, ordu aleyhinde bir şeyin yazılmaması gerektiği üzerinde durmuştu. Galiba bu tavrı, her zamanki ileri görüşlülüğünden kaynaklanan bir ferasetle, ileriki günlerde başlatılacak bu anlamda kampanyalardan, hiç olmazsa Millî Görüş ve Millî Gazeteyi uzak tutmaya yönelikti. Fatih'ten, Abdülhamid Han'dan, Atatürk'ten tevarüs olunan bir millî tavırdı bu!
Erbakan, büyük devlet adamlarına mahsus, o, ileriyi görme hasletiyle, ileriki günlerde bu olayın nasıl kullanılacağını, nasıl yanlış yönlendirmelere sebep olacağını görüyor gibiydi ve bu manipülasyonları, dezenformasyonları yani yanlış yönlendirme ve bilgilendirme gibi siyaset araçlarını etkisiz bırakacak doğru yönlendirmeyi yapıyor ve doğru bilgilenmeye dikkat çekiyordu.
*
Darbeler kötüdür başlığı altında yazılan yazılar, yapılan konuşmalar, darbelerin kötü olduğunu söylemiyordu. Söyledikleri, darbeleri çağrıştıran orduyu zan altında bırakmaktı.
Geçen yıl yazdığım bir 28 Şubat yazısında, 28 Şubat hareketinin tamamen gayri milli bir masonik hareket olduğunu belirtmeye çalışmıştım. İşleri iyi giden bir iktidarı, tank yürüterek ama aslında gizli toplantılarda alınmış kararlarla ve dışardan gelen emirle alaşağı etme operasyonuydu. O ekipten şimdi geriye kim kaldı? Emekli oldular, yüce divanlara gittiler, Türk siyasetinden el etek çekmeye mecbur kaldılar. Bu da takdir-i ilâhidir ve yaratılışın değişmez kanunlarından birinin, zıtlar kanununun kendini göstermesidir. Hak ve adaletin tecellisidir, zulme karşı mazlumun zaferidir ve güzel bir siyasettir!
*
İşin en acı taraflarından biri de, bazı Müslüman çevrelerin kökü dışarda manipülasyonlarının etkisinden hâlâ çıkamamış olmalarıdır. Hâlâ Büyükanıt Paşa'nın en doğru, en milli çıkışlarının arkasında durmamaları, bugünkü milli orduyu 28 Şubat'ın gayri milli hareketiyle aynı gibi görmeleri ve göstermeleri ve AKP'yi de o zamanki Refah-Yol hükümetiyle özdeşletirmeye çalışmalarıdır.
Sayın Erbakan'ın dikkat çektiği tehlikenin büyüklüğü gitgide daha iyi anlaşılıyor.
Bunu ilk beğenen siz olun
Hata Oluştu