Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

Ace

> 1 <

YueM

grup tuttuğum takım
Çavuş Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 301 ileti
Yer:
İş: Öğrenci
Kayıt: 07-05-2007 16:54

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #216321 25-05-2007 16:16 GMT-1 saat    
Dilek bir gün okuldan çıkmış, durakta minibüs bekliyomuş....
Yalnız korkunç da yağmur yağıyormuş bu arada.
Kızın önüne bir araba yanaşmış. İyi giyimli, temiz yüzlü bir genç,
"Yanlış anlamayın n'olur. Ben de yakın zamana kadar öğrenciydim. Islanmayın, gelin ben sizi uygun bir yere kadar bırakayım" demiş.
Dilek kız, başta biraz tereddüt etmiş ama çocuğun iyi niyetine inanmış ve arabaya binmiş....
Yolda sohbet filan etmişler, hoşlanmışlar birbirlerinden...

Çocuk,
"Lütfen izin verin sizi evinize bırakayım. Bakın yağmur da iyice hızlandı" demiş.

Dilek durumun farkına varıp kabul etmiş tabi....
Yolda sohbet iyice koyulaşmış, kızın evine gelmişler, bu arada telefon değiş tokuşu yapmayı da ihmal etmemişler.

Dilek çok etkilenmiş bu çocuktan.

O hafta her telefon çaldığında yüreği hop etmiş,
"Ay benimki mi arıyo?" diye telefona koşmuş.
Ama arayan bir türlü beklediği "o" olmamış maalesef...

Dilek yüzünü kızartıp çocuğu aramaya karar vermiş,
"Belki numaramı kaybetmiştir, n'olucak ki ben arasam" deyip kandırmış kendini ve aramış !
Telefonu ağlamaklı bir Kadın sesi açmış.

Meğer Kadın, bizim çocuğun annesiymiş ve hıçkıra hıçkıra, oğlunun trafik kazasında öldüğünü söylemiş...

Kadınınanlattıklarından Dilek, çocuğun onu bıraktıktan 5 dakika sonra kaza yapmış olduğunu anlamış.
"Keşke eve bıraktırmasaydım. Benim bunun sorumlusu" diyerek hemen kendini suçlamaya başlamış.
Suçluluk duygusundan kurtulmak için teyzeden evin adresi almış,
"En azından başsağlığına gideyim bari" diye düşünmüş.
Ziyaret ağlamaklı ve de yaslı geçmiş...
Ayrılma vakti geldiğinde iyice havaya giren Dilek,
"Bana oğlunuzdan bi hatıra verir misiniz ?

Onu gerçekten çok sevmiştim" demiş.

Bunun üzerine anne içeriye gitmiş,
döndüğünde elinde çocuğun o lanet olası kaza günü üzerinde olan gömlek varmış.

Üstelik de hala kanlar içindeymiş gömlek.

Dilek çok kötü olmuş,
gömleğin niye saklandığı ve niye ona verildiği anlamsızlığına rağmen yine de kadını kıramayıp almış kanlı gömleği.

Ama eve gelir gelmez ilk işi gömleği yıkayıp, ütülemek olmuş.

Bütün gece gömleğe baka baka, zır zır ağlamış.

Sürekli de, "Onu ben öldürdüm, onu ben öldürdüm" diye tekrar ediyomuş kendi kendine.

Artık ağlamaktan bi'tap düştüğünde gömleği yastığının altına koymuş ve yatmış.
Sabah uyandığında kendini daha iyi hissediyomuş. Ama yastığı kaldırdığında bi de görmüş ki gömlek yine kanlar içinde.
İnanamamış bu duruma.
"Heralde dün o kafayla iyi yıkayamadım" diyerek yeniden yıkamış gömleği.

Ama ertesi sabah da hiç bi değişiklik yokmuş gömlekte, gömlek yine kanlar içinde !
Bunun üzerine Dilek kız girdiği ruhsal çöküntünün de etkisiyle...
bir Hocaya gitmeye karar vermiş.

Çünkü başına gelen olayı mantıksal olarak bir türlü açıklayamıyormuş.
Çevresinden edindiği bilgiyle değerli bir insan olan Rıza hocayı bulup,
olayı başından sonuna anlatmış.

Rıza hoca uzun-uzun dualar okuduktan sonra Dilek e gömleği neyle yıkadığımı sormuş.
Dilek de tam iki kez deterjanla yıkadığını, ilk başta gömleğin temizlendiğini fakat sabah tekrar kanlar içinde olduğunu ağlayarak anlatmış.


Bunu duyan Rıza hoca nın gözleri faltaşı gibi açılmış veee

ellerini Dileğin kafasına dokundurarak aynen şunları söylemiş...


"A benim salak kızım, hiç normal deterjanla kan lekesi çıkar mı ?

Ace kullansana, hem renkli hem de renksiz çamaşırlarında!"

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <