Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

AKP KAPATILMALIDIR

> 1 <

ÜlKüCüMiLiTaN

grup tuttuğum takım
Cezalı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 60 ileti
Yer:
İş:
Kayıt: 15-06-2007 19:04

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #230849 22-06-2007 18:58 GMT-1 saat    
Erdoğan´ın sözleri ve icraatları yeterli gerekçeyi oluşturuyor.


Seçim süreci, AKP'nin bölücü terör örgütüyle bağlantısını en küçük bir şüpheye meydan bırakmayacak biçimde ortaya çıkarmıştır. AKP'nin başı Bay Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı açıklamalarla, daha önceki icraatlarının boşuna olmadığını göstermiş ve bölücü örgütün siyasi uzantılarıyla hükümet kurabileceğini söyleyecek kadar ileri gitmiştir. Bu sözler, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve meri kanunlara göre suçtur. Zanagillerin yaklaşık 10 yıl mahpus yatmasını gerektiren suçun aynısıdır. Bu suçu işleyen her kim olursa olsun yargılanmalı ve bunu savunan siyasi parti derhal kapatılmalıdır.

Kan ve gözyaşı

Bay Tayyip ve hükümeti, 5 yıldır sürdürdükleri bilinçli ve sinsi politikalarla, Türkiye'yi tarihinin en zor ve sıkıntılı dönemine mahkum etmişlerdir. Bu tespit sadece bize ait değildir. Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı başta olmak üzere, bir çok kurum ve kuruluş bu tespiti çok net biçimde yapmışlardır. Bugün yaşanılan kan ve gözyaşı noktasına Türkiye adım adım gelmiştir. Hükümet olduğu ilk günden itibaren, AB ve ABD'nin yardım ve teşviki ile "demokrasi ve insan hakları" maskesi takarak, yaptığı düzenlemelerle, güvenlik güçlerinin elini kolunu bağlayıp, bölücü ve hainlerin önünü açan Bay Tayyip, sıfırlanmış terörü Türkiye'nin en kritik ve ivedi meselesi haline getirdi. Bugün de o tabandan oy alıp, o tabanın seçeceği bağımsız milletvekilleri ile koalisyon hükümeti kurmaya hazırlandığını açıkça beyan etmektedir. Böyle bir hükümetin kurulması durumunda, nelerin olacağını söylemeye bilmem gerek var mı? Bölücülerin ve hainlerin başkenti ele geçireceklerini söylemekle yetinelim.

Taşları toplayıp, itleri saldılar

Bütün bunlar tesadüf değildir. 5 yıldır büyütülen kin ve nefret ağacının meyveleridir. AKP iktidar olduğu zaman bu ağaç kurumuş ve Türkiye normale dönmüştü. Ne oldu da bu ağaç yeniden yeşerip, zehirli meyvelerini başkente kadar taşıdı? Ne olduğunu anlamak için yapılanları satır başlarıyla hatırlamak gerekmektedir. Sadece taşları toplayıp, itleri salmakla kalmamışlardır. Bir de o itlere cesaret vermiş, yol göstermişlerdir. Ülkenin başbakanı, "Türkiyelilik, alt kimlik -üst kimlik, mozaik" safsatalarıyla ve kim oldukları ne oldukları belli olmayan "27 etnik grup" sözleriyle, milletin içine nifak sokmuştur. "Türküm" demeyi bir türlü içine sindiremeyen bay Tayyip, "şu 27 etnik grubu kimler oluşturuyor? Tek tek say da biz de öğrenelim" çağrılarımıza cevap verememiştir. Bu durum, iyi niyetli olmadığının ve hedefine ulaşabilmek için aslı astarı olmayan şeyleri rahatlıkla kullanabildiğinin ispatıdır.

Bölücübaşı ile aynı dil

Bu süreci bölücübaşı ile aynı dili kullanmak takip etmiştir. Aynı cümleleri kurmuş, aynı kelimeleri kullanmıştır. Bölücübaşı, "ben de yıllardır bunları anlatmaya çalışıyorum" diye, Bay Tayyip'e hak vermiş ve memnuniyetini dile getirmiştir. Şehit cenazelerinde akan gözyaşları için bile soruşturma açtıran bay Tayyip, İmralı canisinin bulunduğu hücreden talimatlar yağdırıp, çapulcularını yönetmesine sessiz kalmıştır. Talabani'nin, "bizi suçlamak yerine, İmralı'yı susturun" şeklindeki ibret verici sözlerine, "bizde demokrasi var" diyerek, bütün Türk milletini hayrete düşüren bir cevap vermiştir.

Operasyon olmayacak garantisi

Bay Tayyip'in bir sonraki icraatı, bölücü ve hainlerin sözde ateşkesine, "biz de operasyon yapmayız" garantisi vermek olmuştur. Bu arada çeşitli isimler altında, arkası arkasına af kanunları çıkarılarak, hapishanelerdeki bölücülerin yeniden dağlara çıkması sağlanmış, bu af kanunlarına bölücübaşının da eklenmesine bile teşebbüs edilmiştir. Bu teşebbüs son anda fark edilmiş ve ilgili madde, kanundan çıkarılmıştır. Leyla Zana ve arkadaşları bir gecede sokağa salınmış ve onlar da derhal meydanlara ve televizyon ekranlarına koşarak, kaldıkları yerden devam edeceklerini ilan etmişlerdir. Bu ilan karşılıksız kalmamış, Zana ve arkadaşları TBMM'de ve resmi konutlarda ağırlanarak mükafatlandırılmışlardır. Bu sırada bölücü örgüt mensuplarına da bizzat Bay Tayyip tarafından, "silahı bırak masaya gel" daveti yapılmıştır.

Askerin önündeki en büyük engel AKP

Bütün bunlar yaşanırken, sınırın öteki tarafı da unutulmamış ve Bay Tayyip ve Bay Gül, Barzani ve Talabani ile görüşmek istediklerini bütün dünyaya ilan etmişlerdir. Türk milletinin infiali ve Genelkurmayın sert açıklamaları üzerine bu görüşmeden vazgeçilmiş, ancak yapılan açıklamalarla gerekli garantiler verilmiştir. Genelkurmay Başkanının ısrarlı sınır ötesi operasyon teklifi her defasında geri çevrilmiş ve AKP hükümeti terörle mücadelenin önündeki en büyük engel olarak ortaya çıkmıştır. Buna bir de, bizzat bay Tayyip'in Barzani ve Kuzey Irak'daki hainlere verdiği, "operasyon yapılmayacak" garantisi eklenmiştir.

DTP'li belediyelerle işbirliği

Hükümetin bu gayretine DTP'li Belediye Başkanları da katılmış ve bulundukları yerleri, "kurtarılmış bölge" haline getirmişlerdir. Terörist başını övmek ve propagandasını yapmak için belediye imkanları seferber edilmiş, terörist cenazelerine ambulans ve çelenk gönderilmiş, ailelerine her türlü yardım yapılmıştır. DTP'li belediye başkanları bölücü örgütün siyasi uzantısı olduklarını açıkça beyan etmişler ve Türkiye'nin üniter yapısını tanımamışlardır. AKP hükümeti bu belediye başkanları hakkında kanunları uygulamak yerine, bazı bakanların özel ziyaretleriyle ödüllendirilmişlerdir. Bu ziyaretlerle daha da cesaret kazanan bu nifak merkezleri, federasyon ve bölünme taleplerini her fırsatta dillendirip, terör örgütü ile bağlantılarını yoğunlaştırmışlardır. Bu sırada Şemdinli'de olduğu gibi askerin moralini bozacak bazı planlar devreye sokulmuş ve bu planlar AKP tarafından da desteklenmiştir. Bay Tayyip, "askerlik yan gelip yatma yeri değildir" deme cüretini göstermiş, şehit anasını, "o kadınla ne konuşacağım" diye azarlamış, şehit cenazelerinde teröre tepki gösterenlere "terbiyesizler" demekle kalmamış, bir de soruşturma açtırmıştır. Son marifeti ise "Annelerimizin, evlatlarının şehit haberini aldığı zaman üzüntüsü olduğu kadar sevinci olduğunu da görüyorum. Ama başka türler de çıkıyor" sözleriyle, şehit ailelerini bölme girişimi olmuştur.

Barzani'den tam destek

Bütün bunların tesadüf olmadığı ve belli bir planın işlediği seçim sürecinde çok net biçimde ortaya çıkmıştır. Barzani, AKP'nin iktidarda kalabilmesi için her türlü desteğe hazır olduklarını açıklarken, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'de bağımsız adaylara oy vermeyenlerin, AKP'ye oy vermesi çağrısında bulunmuştur. Bu paslaşmanın bir ortak hükümet kurmaya gidebileceğini ise yine Bay Tayyip büyük bir cesaretle ilan etmiştir. Bölücü örgütün siyasi uzantısı olan ve AKP'nin korumasındaki DTP'nin, bağımsız adaylarının seçilmesi durumunda, ortak bir hükümet kurabileceklerini televizyon ekranlarından bütün Türk milletinin gözünün içine bakarak açıklamıştır.

Cevap arayan sorular

Şimdi soruyorum; Ülkesini, milletini, vatanını, bayrağını, Allah'ını seven herkes, elini vicdanına koysun ve cevap versin: Bu yazıda anlatmaya çalıştıklarımızda zerre kadar yalan ve ilave var mı? Bütün bunlar bu ülkede yaşanmadı mı? Şehit yakınları hakkında bile soruşturma açtırılırken, bölücüler hakkında bu kadar sessiz kalınması normal bir durum mu? Daha da önemlisi bölücülerin siyasi uzantısı ile hükümet kurmaya hazır olduğunu açıklamak, onların niyetine, hedefine de ortak olmak değil midir? Böyle bir hükümete, böyle bir lidere, ülke nasıl emanet edilebilir?


Cumhuriyet Savcıları harekete geçmeli

Yine aynı yere geldik. Türkiye'nin en ivedi meselesi AKP'dir. AKP'nin bırakın seçime girip, yeniden hükümet kurmaya heveslenmesini, Cumhuriyet savcıları harekete geçmeli ve bu parti derhal kapatılmalıdır. Kapatma davası için yeterinden fazla gerekçe vardır. Bunların bazılarını saymaya çalıştık. Bay Tayyip ve etrafındakiler yargılanmalı ve bu ihanet kapısı kapatılmalıdır. Bu süreç şimdi işlemezse, 23 Temmuz'dan sonra mutlaka işleyecektir.



bağlantıyı göster (facebook ile) bağlantıyı göster (klasik üye girişi ile)

ŞİMDİ SİZLERE SORUYORUM AKP KAPATILMALI MI KAPATILMAMALI MI?

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <