Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

CAN ATAKLI DAN (HERŞEYİYLE AKP ADINA İNCİLER)

> 1 <

sercan_sivasli

grup tuttuğum takım
Cezalı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 303 ileti
Yer: istanbul
İş: ögrenci
Kayıt: 13-11-2006 16:39

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #237229 15-07-2007 11:27 GMT-1 saat    
Her gün çok sayıda mesaj geliyor hepimize. Bunların içinde hükümeti eleştirenler de var, savunanlar da, bize hakaret edenler de var, övenler de.

Bu arada fikirlerini anlatanlar, uzun dosyalar hazırlayanlar da hayli fazlalaştı son zamanlarda.

Son günlerde dikkatimi çok çeken noktalardan biri, pek çok kişinin işi mizaha dökmesi. Komik şiirler mi yazılmıyor, fıkralar mı üretilmiyor, görüntülü şakalar mı yapılmıyor iktidar hakkında.

Aslında bu böyledir, kötü iktidarlar insanı mizahçı yapar. Çünkü insanlar tepkilerini en güzel mizahla dile getirip içlerini boşaltır çoğu kez.

Bu pazar günü işi biraz mizaha vuralım istiyorum. Okurlardan biri Tayyip Erdoğan'ın söylediği sözlerden yola çıkarak bir sözlük hazırlamış. Tayyip Bey hangi kelimeyi duyduğunda aklına ilk ne geliyor, onu düşünmüş ve yazmış.

Birlikte okuyalım:

İzmir: Gavur

Şehit: Kelle

Bölücübaşı: Sayın demek lazım gelen biri.

Demokrasi: (1) Benim kararlarımın saygı duyulup itiraz edilmeden uygulanması. (2) Bir çeşit toplu taşıma aracı. (3) Anayasa Mahkemesi'nin kurşun sıktığı şey. (4) Padişahların seçilerek işbaşına geldiği yönetim biçimi.

Anti demokrasi: (1) Benim karar, eylem ve söylemlerimin uygulanmaması, hatta eleştirilmesi. (2) Eşimden bile gizleyerek belirlediğim Cumhurbaşkanı adayımın hukuk gibi, mitingler gibi yöntemlere başvurularak engellenmesi.

Hukuk: (1) Ulemaya sormak lazım gelen şey. (2) Verdiği kararlara göre iyidir veya kötüdür elimde somut bir veri olmadan bilemem.

Hukukun üstünlüğü: Yasaları ve verilen kararları beğenirsem iyidir, yoksa demokrasiyi katleden bir şeydir.

23 Nisan: Kutlu doğum haftası içinde bir gün.

10 Kasım: Sap gibi durulan gün.

29 Ekim: Emir verdim araştırıyorlar yakında uyduracaklar bir şey.

Anıtkabir: Suudi kardeşlerimin inancında mezar yeri yok, onları gücendirmeyelim.

Atatürk: Önceki dört soruda yeterince açıkladım, uzatmaya gerek yok.

PKK: Barzani'nin görüşünü almadan bir şey söylemem yanlış olur.

Barzani: (1) Ruh ikizim. (2) ABD ve AB'nin görüşünü almadan bir şey söylemem yanlış olur.

Terörist sayısı: Dışarıda 500, içeride 5000, yok dışarıda 3500 içeride 1500, neydi yaa, hah buldum arabada beş evde onbeş.

Kuvvetler ayrılığı: Benim, Kardeşim Abdullah'ın ve Bülent Hocamın arasında paylaşması gereken bir ilke.

Çiftçi: (1) Anasını da alıp gitmesi gereken kişi. (2) Tüm AB tarım politikamıza rağmen var olmayı sürdüren bir tarım zararlısı.

İslami Holdingzade: Sahtekar.

Cami: (1) Kışla. (2) Sadece irticacı ve bölücülerin slogan atmasına müsaade edilen yer.

Minare: Süngü

Kubbe: Miğfer

Bağımsız medya: Kararlıyız, TMSF, Maliye, Sigorta tüm devlet kurumları uyum içinde tüm gücümüzle mücadele edeceğiz, ediyoruz. Allahın izni ile kökünü kazıyacağız. İçeride ve dışarıda tek bir bağımsız medya kalmayana kadar gerekirse el koyarak ABD ve AB ile beraber mücadele edeceğiz ve ediyoruz.

Muhalefet: (1) Demokrasilerde olması sakıncalı bir şey. (2) Konuşmaya ve uzlaşmaya gerek görmediklerimin bir araya gelerek oluşturdukları insan kalabalığı. (3) % 34 gibi ezici bir millet desteği var arkamda, millet isterse muhalefeti de yasaklar otursunlar oturdukları yerde daha ne istiyorlar.

Cumhuriyet Mitingleri: (1) Bindirilmiş Kıtalar. (2) Biz daha iyisini yaparız. (Zaten Cami çıkışlarında, türban eylemlerinde, Konya'da, Maraş'ta ve Sivas Madımak olayında yaptıklarımız halkımızın hafızasında. Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır, biz alçakgönüllüyüz anlatmamıza gerek yok.)

TOKİ Anahtar teslim törenleri: İşte Cumhur burada

Cumhurbaşkanlığı seçimi: (Anayasa mahkemesi kararından önce) Benim atadığım kişinin meclis tarafından onaylanarak prosedürün tamamlanması, (Anayasa mahkemesi kararından sonra) halk seçmeli.

İnsan hakları: Türban

Bireysel haklar: Türban

Laiklik: (1) Dinsizlik (2) Millet isterse elbette gidecek. (3) Tüm dini düşüncelerin ve sembollerin serbestçe ülke yönetimine ve devlet kurumlarına egemen olması özgürlüğü. Tabii demokrasi anlayışımızın gereği halkımız hangi dini görüşü tercih ederse o dinin kurallarının ağırlıklı olması gerekir.

Dindarlık: (1) Cumhurbaşkanı seçilecek kişinin mutlaka olması gereken özelliği, en öncelikli vasfı. (2) Vahabilerin yaşam tarzı. (3) Atamalarda öncelikle dikkat ettiğim bir husus.

Dinsiz: Müslüman olduğunu söylediği halde benim inandığım gibi yaşamayan herkes (bakınız laiklik maddesi)

Ordu: Bana bağlı devlet kurumu.

Askeri harekat: Ordu talep ederse karışmam bu onların görevi.

Çoğunluk: % 25

Azınlık: % 75

Türban: (1) Giyinmek güzeldir. (2) Bireysel özgürlük (3) Atama kriteri (4) Dindarlıkmetre

Liyakat: Atamaları yaparken dikkat ettiğim, kişilerin bugüne kadar milli görüşe hizmeti, türbanlı eş durumu gibi kıstaslar bütünü.

ABD-AB: Beraber yürüdük biz bu yollarda.

Vatan: Millet isterse elbette satılacak yahu. Halk bizi tercih etmiş buna saygı duyacaksınız bizi eleştirmeyeceksiniz.

Abdullah Gül: (1) Dindar (2) Milletin bağrından gelen Cumhurbaşkanı adayım.(3) Kardeşim. (4) Beraber yürüdük biz bu yollarda. (5) Şundan bir kurtulsam.

Geçmiş ve mevcut Cumhurbaşkanları: (1) Dinsizdiler (2) Onları devşirilmişlerdi. (3) Kardeşim değillerdi. (4) Hepsi laik ve sosyal hukuk devletinden taraftı, tarafsız değildi.

Anayasa: Benim haricimdeki tüm T.C. vatandaşlarının uymakla yükümlü olduğu, ancak sadece benim uymak istemediğim maddelerini değiştirme yetkim olan yasa.



Bush'un telefonu meşgul mü?

Başbakan Erdoğan Kuzey Irak'taki terör yapılanmasına karşı silahlı kuvvetlerin müdahale talebine önce hiç ses etmemiş, sonra karşı çıkmış, en sonunda da “Amerika'ya soracağını” belirtmişti. Ardından da eklemişti “Gelen cevaptan sonra Başkan Bush'u arayacağım, sonra gereğini yapacağım.”

Gerçekten konu Amerika'ya soruldu. Amerika “Sakın Irak'a girmeye kalkmayın” cevabını gönderdi. Bu durumda Tayyip Bey'in Başkan Bush'u arayıp konuşması gerekiyor.

Ancak şu ana kadar Tayyip Bey'in Bush'u aradığına ilişkin bir bilgi alamadık. Acaba arıyor da Bush'un telefonu meşgul mü çalıyor, yoksa Bush'un telefonları mı değişti?

Danışmanlardan biri zahmet edip Washington telefon rehberine bakıp Beyaz Saray'ın numarasını bir kontrol etse diyorum.


Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <