Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

Tangocuydu topçu oldu

> 1 <

Can...

grup tuttuğum takım
Er Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 2097 ileti
Yer:
İş:
Kayıt: 23-07-2007 13:49

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #257286 11-09-2007 13:36 GMT-1 saat    
Arjantin Milli Takımına girmek için sırada bekleyen Delgado, özel hayatını anlattı.

Her futbolcuya sorulan klasik soruyla başlayalım, futbola ne zaman başladın?
Dört yaşında, babamın futbol okulunda... Çocuklar koşsunlar, spor yapsınlar amacı taşıyan bir okuldu... Yılbaşında ufak tefek hediyeler verilirdi, çocuklar spora motive edilirdi... Orada başladım.

Baban antrenör mü?
Evet ama onun hoşuna giden her zaman çocuklarla çalışmak oldu. Hiçbir zaman bu işi profesyonel anlamda yapmayı, büyük bir takıma gitmeyi düşünmedi. Sonradan bıraktı zaten, başka işler yapıyor artık...

Sen sonra ne yaptın?
Arjantin'de bir 'Çocuklar Ligi' sistemi var. 6-8 yaşındaki çocukların oynadığı bir lig bu. Küçük sahalarda, 5'e 5 maçlar yapılıyor. Ben o ligde birçok değişik takımda oynadım. Daha sonra River'a gittim. Orada 9-10 yaş grubunda oynamaya başladım. Oradan Chacarita Juniors'a tavsiye edildim. Ama tabii hemen A takımda değil; çok alt yaş gruplarından başlayarak A takıma çıkıyorsunuz. Oradan da Argentinos Juniors takımına gittim. Futbol hayatımın büyük kısmını orada geçirdim zaten.

Orada yaşadığım çok ilginç bir de anım var hatta. Çok küçük yaştan beri futbol oynadığım için, 13-14 yaşında sıkıldım. Gittim ve futbol direktörüne, 'Ben futbolu bırakıyorum' dedim. Bütün arkadaşlarım dans ediyordu, müzikle uğraşıyordu, gezip tozuyordu, ben habire antreman yapıyordum. Onlara, 'Lisansımı verin, artık futbol oynamayacağım' dedim. Başkan, 'Sana asla lisansını vermeyeceğim. Canın tekrar futbol oynamak istediğinde geleceksin, yine burada oynayacaksın' dedi. Bir yıl ara verdim. Sonra geri döndüm.

İstediğin kadar dans ettin mi bari?
(Gülüyor) Eeeh... Asıl amacım toptan uzaklaşmaktı, dans etmek çok da derdim değildi... O yaşlar bütün çocukların ne olacaklarına karar verdiği yaşlar, ben futbola dönmeye karar verdim.

İdolünü sormaya gerek var mı? Maradona 'Bocalı' diye başka bir isim çıkar mı yoksa?
Maradona Bocalı ama ben River taraftarı değilim ki... Zaten Arjantinliler için Diego'nun kimi tuttuğu önemli değildir. Benim, benim gibi gençlerin, o dönemki çocukların, şimdiki büyüklerin... Herkesin idolü Diego'dur...

Sonrasında nasıl gelişti kariyerin?
16 yaşında A takıma çıktım. Pastorzan isminde bir antrenörümüz vardı ve beni çok seviyordu. Benim içimdeki, benim bile orada olduğunu bilmediğim futbolcuyu ortaya çıkaran adamdır. 19 yaşına kadar ilk 11'de oynattı beni, 10 numara oynuyordum. 19 yaşına geldiğimde birçok teklif gelmeye başladı. Boca'dan, İspanya'dan teklifler aldım ama takımımla ve antrenörümle kalmayı tercih ettim. Ama ertesi sezon işler kötü gitmeye başladı. Antrenör değişti. Sonrasında gelen hoca yanında çok ünlü bir 10 numara getirdi ve onun gelişiyle ben yedek kulübesinde oturmaya başladım.

Kimdi o ünlü oyuncu?
Roberto Pompei. Arjantin'de çok tanınmış bir oyuncudur, Boca'da da oynadı. Lige yedek kulübesinde başladım ve devam ettim. Artık değişiklik zamanı gelmişti. İsrailli bir aile dostumuz vardı, onun tanıdığı bir menajer varmış. Ona şansımı Avrupa'da denemek istediğimi söyledim. Videolarımı istedi. Kasetleri Basel'e götürmüş. Chacarita zaten çok küçük bir takım. Avrupa'daki büyük takımlar gelip Chacarita'dan oyuncu almıyorlar, River'dan Boca'dan alıyorlar, futbolun işleyişi böyle. Basel videoları beğenmiş ve 'Gelsin bakalım, o oyuncu bu oyuncu mu?' diye haber yolladılar. Birkaç gün idmanlara çıktıktan sonra kabul ettiler. Ben haritada Basel'in yerini gösteremezdim, nerede olduğunu bilmiyordum, ama gitmeye karar vermiştim bir kere...
Daha 20 yaşında bile değildim.

Arjantin'den Basel'e oldukça radikal bir geçiş aslında...
Ben Arjantin'den, 'Yeter, ben buradan gitmek istiyorum' diye düşünerek ayrıldım. Dünyanın neresi olsa gidecektim, bu yüzden kafaca hazırdım ama yine de büyük bir değişiklikti. Bir de çok gençtim. Chacarita takımında takımı kurtaracak adam sayılıyordum; herkes bana yıldız muamelesi yapıyordu. Ama birdenbire kendimi yedek kulübesinde buldum. Orada bile garantimin olmadığını anladım.

Basel özellikle senin son senende çok başarılıydı doğrusu...
Ben geldikten sonra 1,5 sene boyunca iyi oynadım. Sonraki yarım sezon aynı performansı gösteremedim ama şans bu ya, o zaman da UEFA'da ve ligde çok gol attım ve performans açığımı kapattım.

Ligin en iyi oyuncusu seçildin...
Evet evet...

Kimse Basel'in o çıkışını beklemiyordu...
Biz de beklemiyorduk ki... Ligde çok iyi seviyede değildik, iyi maçlar çıkarmıyorduk... Yarı final neredeyse elimizin içindeydi, ama o 4 gol her şeyi mahvetti.

Aslında gruptan çıkabilmemiz bile başlıbaşına bir mucizeydi. Dört maçın ikisini kazandık, ikisini kaybettik... 6 puanla gruptan çıkmak mucize. Son maçta lider Strasbourg'la Kızılyıldız karşılaşıyorlardı. Kızılyıldız 2-0 öndeydi. Kazanırlarsa onlar çıkacaktı. Ama Strasbourg 2-0 yenik duruma düştüğü maçta, ikinci golünü 90+4'de atıp berabere kaldı. Kızılyıldız çıkamadı, biz çıktık...

Basel'e Arjantin'den ayrılmak istediğin için, pek bir fikrin olmadan gitmişsin. İstanbul'a gelmeden önce bir fikrin var mıydı? Türkiye Ligini tanıyor muydun?
Çok futbol seyreden bir insan değilim açıkçası. (Bu noktada tercümanlığını yapan Ali bey kendisinin tanıdığı birçok üst düzey futbolcunun maçları seyretmediği bilgisini veriyor).

Ne Türkiye futbolu ne de başka bir ülke futbolu hakkında detaylı bilgiye sahip değildim... Galatasaray'ı, Beşiktaş'ı, Fenerbahçe'yi, UEFA kupasında maç yaptığımız için Malatyaspor'u, devre arası kampını orada yaptığımız için Antalya'yı tanıyordum... Türk seyircisinin çok ateşli olduğunu, Arjantinlilere benzediklerini duymuştum ama her şey beklentilerimin kat kat üzerinde çıktı.

Havaalanına gelip karşılayan, havalara atanlar oldu mu?
Havalara atmadılar ama binlerce insan vardı havaalanında. Kulüp yetkilileri omuzlara alınmama izin vermediler. Onlar olmasaydı ne olurdu bilmiyorum...

Delgado ismi ilk duyulduğunda hangi Delgado olduğu önce anlaşılamadı; taraftarlar forumlarda, 'Hangi Delgado?' diye tartışıyorlardı... Diğer Delgado'yu tanıyor musun?
Faal olarak futbol oynayan 4-5 Delgado var...

En iyisi hangisi?
Ben değilimdir... Meksika'da oynayan Delgado çok iyi mesela, milli takımda oynayan da o...

Riquelme bıraktı... Milli takımda oynama şansın var mı?
(Gülüyor) Bekleme listesinde sekizinci sıradaydım, Riquelme bırakınca yedinci sıraya çıktım. Aimar'a rüşvet verirsem, Saviola'yı çekil aradan diye kandırırsam şansım var...

Pekerman gençlere yer veriyordu, yeni antrenör Alfio Basile nasıl?
Oldukça deneyimli bir isim. Takımda hem tecrübeli hem tecrübesiz isimlere yer veriyor. Son iki maçta çok beklenmeyen isimleri çağırdı takıma...
Deco mu Ronaldinho mu?
Deco çok önemli bir orta saha oyuncusu... Topu hem ofansif olarak çok iyi kullanabiliyor hem de defansif anlamda çok iyi... Ama Ronaldinho da asist yapıyor, gol atıyor... Bugün futbolda topa kaç kere dokunduğunun önemi kalmadı... Sen ayağına gelen yüz topu iyi kullan önemi yok, bir gol atan senden önemli... Bu yüzden Ronaldinho...

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <