Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

Doktordan raporun mu var Bekir Bey!

> 1 <

firari00

grup tuttuğum takım
Cezalı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 144 ileti
Yer:
İş:
Kayıt: 25-12-2007 06:36

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #277839 26-12-2007 18:08 GMT-1 saat    
Doktordan raporun mu var Bekir Bey!
Hâlâ bir yerlerde bu tür geyikler çevriliyor mu, bilmem; lakin, bizim ilk gençlik yıllarımızın neredeyse şehir efsanelerindendi:

“Abi, bu adam var ya, şarkılarını esrar çekmeden yapamıyormuş…”

“Esrar yasak değil mi oğlum?!”

“Yasak ama doktordan raporu var. Günde belirli miktar içmesine devlet de müsaade ediyor yani…”

Bizim Bekir Coşkunumuzun da herkese hakaret etmek için doktordan raporu var herhalde.

Kendisi gibi düşünmeyen herkese, tahkir ve tezyif yüklü 'mizahımsılarını' yöneltmesinin başka izahı var mı?

Mesela, bir partiyi tek başına iktidara taşıyacak kadar geniş bir seçmen kitlesine “Göbeğini kaşıyan adam” diye hakaret etme hakkını nereden alıyor?

Bu nasıl pervasızlıktır?

Bekir Coşkun'un, dünkü yazımda değindiğim, “sayın” kelimesinden “ayı”, “reception” kelimesinden “Recep” üretme mahareti üzerine artık konuşmak istemiyorum.

Çünkü, Hürriyet'in değerli köşe yazarına, hele ki bu saatten sonra, komiklik yapmakla, komik olmak arasındaki farka ilişkin bir şeycikler söylemenin hiçbir anlamı yok.

Doğrusunu isterseniz, seçim anket sonuçlarını beğenmediği için, Tarhan Erdem'e vaktiyle, “erdemli tarhana” yakıştırmasını 'mizah' zanneden bir zihniyete zaten ne desek boş.

'Mizahımsılarının' hakaretten öteye geçmediğini anlatmaya çalıştık da, ne oldu sanki?!

Müşteki sıfatıyla soluğu mahkeme kapısında almadı mı!..

Anlaşılan o ki, Sayın Coşkun, 'mizah' mükellefiyetinin sadece 'nimetlerinden' faydalanmak istiyor.

Kimsenin avuruna zavuruna bakmaksızın şavullamaya çöküyor; yaptığı şeyin ne olduğu kendisine gösterilince de, hakaret davası açıyor!

Senin yaptığına (bir nevi) ayna tutmak eğer hakaret ise, sen kendinden davacıymışsın da haberin yok Bekir Bey.

Gelelim şu, “tezvirat nakliyeciliği” meselesine…

Şimdi beni iyi dinle Bekir Bey!

Hazzetmediğin siyasi iktidara, ikide bir yazdığın gibi, ülkeyi Ortaçağ karanlıklarına sürüklüyorlar diye feveran edebilirsin…

Darbelere aşermene de diyeceğim bir şey yok. Nihayetinde cibilliyetine kalmış bir iş, sen bilirsin.

Dindar insanlara, başörtülü bayanlara saygısızlık etmeni de hadi geçtik diyelim.

Ama…

“Türbanlılara” duyduğun kin ve nefreti, “Meydanlarda niye türbanlı yok?..” diyerek, bir milletin ortak paydası mesabesindeki şehid mitingleri üzerinden sürdüremezsin.

Bir bayan okurunun mailine dayanarak, “Başta İstanbul'un kimi semtleri olmak üzere birçok tutucu kentte cuma günleri işyerlerinin, çarşıların, mağazaların tarikatların baskısıyla kapatıldığını biliyoruz…” diyemezsin!

Halkın arasına kin ve nefret tohumları ekmene sesimizi çıkarmayacağımızı mı sandın Bekir Bey?

Hangi semtlerde, hangi esnafın mağazası zorla kapattırılmış diye sorulunca da, “Hadi ben uydurdum diyelim…” yollu pişkinliğe vuramazsın.

Yahu senin “uydurdum” dediğine, biz “tezvirat nakliyeciliği” dedik de, çok mu?

Şuncacık şeyi kavrayamayıp da hakaretten saymışsan, yanarım aklına ki, kıyamete kadar.


Salih Tuna

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <