Üye Girişi
x

Giriş Başarılı.

Yanlış Bilgiler.

E-mail adresinizi doğrulamalısınız.

Facebook'la giriş | Kayıt ol | Şifremi unuttum
İletişim
x

Mesajınız gönderildi.

Mesajınız gönderilemedi.

Güvenlik sorusu yanlış.

Kullandığınız Sosyal Medyayı Seçin
Yeni Klasör 8 yıldır sizin için en güvenli hizmeti veriyor...

Teknoloji dünyasındaki son gelişmeler ve sürpriz hediyelerimiz için bizi takip edin.

Bahçeli'ye göre suçlu hükümet

> 1 <

by-karabela

grup tuttuğum takım
Onbaşı Grup
Hat durumu Cinsiyet Özel mesaj 86 ileti
Yer: Sakarya
İş: Bilgisayar Teknik Servis & Satış
Kayıt: 24-04-2008 12:32

işletim sistemim [+][+3][+5] [-]
kırık link bildirimi Kırık Link Bildir! #299281 06-05-2008 20:06 GMT-1 saat    
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Kuru bir inat ve anlamsız bir tahrikçilik bayraktarlığı yapan AKP hükümeti, bu utanç tablosunun başlıca mimarı olmuştur" dedi.
....................

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “1 Mayıs'ta İstanbul'da yaşanan esef verici olayları ve bir savaş ortamını andıran görüntüleri milletimiz hak etmemiştir. Kuru bir inat ve anlamsız bir tahrikçilik bayraktarlığı yapan AKP hükümeti, toplum psikolojisini ve gerilim dinamiklerini doğru okuyamamış ve bu tutumuyla bu utanç tablosunun başlıca mimarı olmuştur” dedi.


Partisinin grup toplantısındaki konuşmasına, “Uluslararası Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftasına” değinerek başlayan Bahçeli, Yunus Emre'nin, Anadolu'da Türk birliğinin ve kardeşliğinin sağlanmasında rol alan manevi önderlerin başında geldiğini söyledi.

Bahçeli, “Bugün içinde bulunduğumuz, gerilimler ve çatışmalarla yoğunlaşmış ortamda, en çok ihtiyacımız olan, 'sevgi' ve 'hoşgörüyü' rehber edinen Yunus'un mesajlarının daha iyi anlaşılması ve nüfuz edilmiş olması hepimizin dileğidir” diye konuştu. Türkiye'nin sancılı siyasi gündeminin her geçen gün yeni sorunlarla ağırlaştığını ve çok ciddi bir güven bunalımı ve iktidar çözülmesi yaşandığını savunan Bahçeli, bunun sonucunda içinden geçinilen kriz döneminin kontrol edilemez ve yönetilemez bir hale geldiğini söyledi.

“ARABA YOLDAN ÇIKMAK ÜZERE...”

Yaşanan durumun, son dönemde pusulasını iyice şaşıran ve çok ağır bir yönetim aczi ve zaafı içine düşen AKP hükümetinin eseri olduğunu ileri süren Devlet Bahçeli, şöyle dedi:

“Bugün Türkiye; varlığını şeklen sürdüren, ülkeyi yönetme iradesi ve kapasitesine sahip olmayan, çok derin bir kavrama, anlama ve muhakeme bunalımı ve inandırıcılık ve itibar sorunu yaşayan, sağduyu yerine inatlaşmayı, demokratik uzlaşma yerine dayatmayı rehber edinen, siyasi geleceğini ne pahasına olursa olsun kurtarmak için meşruiyeti tartışmalı her yolu ve yöntemi meşru sayan, panik psikolojisi içinde dengesini ve kontrolü tamamen kaybeden ve siyasi anlamda felç olmuş bir Hükümetle karanlık bir tünelde sonu meçhul bir yolculuğa mahkum edilmiştir. Bu hazin durumun tevil götürecek, inkar edilecek, saptırılacak ve gizlenecek bir tarafı artık kalmamıştır. Bir taraftan ucuz milli irade edebiyatı yaparken, diğer taraftan fiil ve icraatıyla Türkiye'yi bu duruma sokarak milletin emanetine ihanet eden AKP'nin macera yolculuğunda gelinen bu son durakta, araba yoldan çıkmak üzeredir. Türkiye şimdi bunun sancılarını, sıkıntılarını ve çalkantılarını yaşamaktadır. Bu noktadan sonra, tel tel dökülen AKP'nin dikiş tutması artık mümkün değildir.”

İSTANBUL'DAKİ 1 MAYIS OLAYLARI

“1 Mayıs'ta İstanbul'da yaşanan esef verici olayları ve bir savaş ortamını andıran görüntüleri milletimiz hak etmemiştir. Kuru bir inat ve anlamsız bir tahrikçilik bayraktarlığı yapan AKP hükümeti, toplum psikolojisini ve gerilim dinamiklerini doğru okuyamamış ve bu tutumuyla bu utanç tablosunun başlıca mimarı olmuştur” diyen Bahçeli, hedef ayrımı yapılmaksızın kontrolsüz ve top yekün güç kullanılmasının, olayları çığırından çıkartığını bildirdi.

Devlet Bahçeli, böyle bir ortamın, yasadışı bazı bölücü örgütlerin kışkırtıcı militanlarının sahneye çıkmasını da kolaylaştırdığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Etnik bölücülerin terör örgütü ve İmralı canisi lehine kanunsuz sokak eylemleri karşısında, 'Kopenhag siyasi kriterleri' bahanesiyle sessiz ve tepkisiz kalan ve bu başkaldırılara, 'Batı standartlarını' uyguladığını söyleyerek bundan iftihar payesi çıkaran Hükümet, 1 Mayıs'ta işçilere karşı ise 'Ceberut AKP kriterlerini' uygulamıştır. AB'nin siyasi himaye altına aldığı etnik bölücülere karşı Brüksel'e diyet borcu nedeniyle müsamahalı davranan Sayın Başbakan'ın Brüksel'in ilgi alanına girmeyen Türk işçisine karşı sergilediği sert tavır dikkatlerden kaçmamıştır. Bu vesileyle sahte demokratlık maskesi düşmüş ve herkesin hangi irtifada durduğu, gerçekte kimin ayak, kimin de baş olduğu milli vicdanda tescil edilmiştir. Kendisinin de işçi kökenli olduğunu şimdi mahcup bir şekilde hatırlayarak vicdanını temizlemek için boşuna bir gayret içine giren Sayın Başbakan, bu ayıbın yükünden asla ve asla kurtulamayacaktır. 1 Mayıs'ta İstanbul'da şahit olunan çirkin manzaralardan, başta AKP hükümeti olmak üzere herkes gereken dersleri çıkarmalıdır. Burada, bazı münferit aşırılıklar dışında, talimatları uygulayan emniyet güçlerimizi top yekün suçlamak ve töhmet altında bırakmak da doğru bir yaklaşım değildir.”

KAPATMA DAVASI

AK Parti hakkında açılan kapatma davasının üzerinden 52 gün geçtiğini anımsatan Bahçeli, bu süreçte yaşanan gelişmelerin, ilginç ve ibret verici bir seyir izlemeyi sürdürdüğünü söyledi. “Sayın Başbakan ve AKP, önümüzdeki soruna hukuk ve meşruiyet çerçevesinde ve Meclis çatısı altında makul bir çözüm bulunması için henüz bir görüş oluşturamamıştır” diyen Bahçeli, AK Parti yöneticilerinin bu süreyi, “Erken seçim, “B planı” ve “Siirt modeli” gibi çeşitli senaryoları basın yoluyla kamuoyuna aktarmak ve tartışmakla geçirdiğini kaydetti.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, bazı AK Parti yöneticilerinin muhalefete gözdağı vererek, bu sorunun kendi istedikleri yönde çözümünde, Meclis çatısı altında işbirliği yapılmaması halinde, birkaç ay içinde erken seçime gidileceğini söylediklerini, bu durumun partide hakim olan telaş ve şaşkınlığın son bir örneğini oluşturmaktan başka bir anlam taşımadığını söyledi.

ERKEN SEÇİM TARTIŞMASI

Anayasa Mahkemesinde başlatılan hukuki sürecin, erken seçim dahil, harici gelişmelerden etkilenmeyeceğini ve kendi mecrası, takvimi içinde sonuçlanacağının bilinen bir gerçek olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:

“Öte yandan AKP'nin erken seçim kararı almak için yeterli Meclis çoğunluğu da esasen mevcuttur. Erken seçimin, son seçimde halkın çoğunluğunun verdiği yetkiye rağmen muktedir olmayı becerememesi ve demokrasiyi tehlikeye atması karşısında, yine Türk milletini ikna edebileceğini, daha doğrusu bir kere daha aldatabileceğini düşünüyorsa, bu yola başvurmasının önünde hiçbir engel bulunmamaktadır. Bu bakımdan AKP yöneticilerinin bunu muhalefete karşı tehdit aracı olarak kullanmaya çalışmalarının, fiiliyatta bizim açımızdan anlamsız, sonuçsuz ve nafile bir çaba olacağının herkes tarafından çok iyi bilinmesinde yarar vardır. Karar kendilerinindir, istediklerini yapmalarına mani olan da bundan çekinen de (Erken seçim) yoktur.”

AB YETKİLİLERİNİN SÖZLERİ

Devlet Bahçeli, AB yetkililerinin açıklamalarını da eleştirerek, “Çözümün adresini Meclis yerine Brüksel'de gören AKP, bu amaçla dış mihraklardan yardım ve destek aramayı maalesef sürdürmektedir” dedi. Türkiye-AB Karma Parlamento Eş Başkanı ve Genişlemeden Sorumlu AB Komiserinin sözlerine de değinen Bahçeli, “AKP'nin, yükseköğretim kurumlarında başörtüsünün serbest bırakılmasında hata yaptığını değerlendiren AB müfettişinin, 'Bu konuda kendilerini, (Sessiz ve yavaş yapın) diye uyardıklarını, ancak AKP'nin MHP'nin tuzağına düşerek kendilerini dinlemediğini' söylemesi, üzerinde çok ciddi olarak düşünülmesi gereken bir durumdur. Bu itiraf, ilk önce AKP'nin başörtüsü konusunda AB çevrelerinden danışmanlık hizmeti aldığını ortaya çıkarmıştır. Türkiye'nin toplumsal bir yara halini alan bu sorununun çözümünde AB'nin kılavuzluğundan medet umması, AKP için utanılacak bir durumdur. Bu şahsın MHP hakkındaki değerlendirmeleri ise kendisini muhatap alarak cevap vermeyi gerektirmeyecek ölçüde seviyeden ve ciddiyetten yoksundur” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın başörtüsü konusundaki görüşlerini Türk milletiyle paylaşması gerektiğini ifade eden Bahçeli, “Bizim Sayın Başbakan'a tavsiyemiz, Türkiye'nin haysiyetinin dış destek karşılığı piyasaya sürülmesinin kendisine şeref ve itibar kazandıramayacağını, aksine ters tepeceğini biran önce anlamaya çalışmasıdır” dedi.

TCK'NIN 301. MADDESİ

MHP Genel Başkanı Bahçeli, TCK'nın 301. maddesinde yapılan değişikliğin, AB çevrelerini yine de tam memnun etmediğini belirterek, “AB'ye yaranmak için her dayatmayı gönüllü olarak kabullenen ve Yüce Meclis'i Brüksel'in taleplerini otomatik olarak onaylayan bir noter konumuna düşüren Sayın Başbakan, hiç şüphe yok ki AB'nin bundan sonraki talimatlarını da kayıtsız şartsız yerine getirecek ve siyasi tarihimizde bu ezik ve teslimiyetçi hüviyetiyle uzun yıllar hatırlanacaktır. Türklüğe hakareti serbest bırakmak için sabaha kadar AB nöbeti tutarak bu zilletin yasallaşmasına parmak kaldıran AKP milletvekilleri de bunun manevi vebalinden ebediyen kurtulamayacaklardır” şeklinde konuştu

Bunu ilk beğenen siz olun

Hata Oluştu


> 1 <